bir de benden dinlemeniz ve yolunuz düşerse uğramanız gereken sahil kasabası.
amasra'da çocukluğum gençti, gençliğim de geçiyor. ayrıca o taş evde her zamanki sofada yatmak da, maydanozlu akıtma yemek de, her salı günü böğürtlene boğulmak da, dağlarda çoban yemişiyle öğün atlamak da, fındık toplamaya giderken köpeğin peşinde koşmak da, avuçla kızılcık yemek de (kızılcık marmeladına boğun beni), hacı denizinde ufak mağaralara dalmak da, şantiyedeki düz kayanın üzerinden denize uçmak da apayrı zevkler. amasra'da yaşamadıkça asla bilemezsiniz.
neyse ki türkiye de yaşayan zengin züppeleri tarafından daha keşfedilmemiş ve içine edilmemiş cennettir.
o tepelerin üstünden masmavi denizi izlemek, insanın cenneti tasvir etmesindeki çaresizliği siler.
bartinin en guzel ilcesi gidip gezilmeden guzelliklerinin farkinda olamayacaginiz deniziyle dogal kaynaklariyla yari ada konumunda olan baris akarsu sayesinde biraz daha taninan ve su an buyuk amcalar tarafindan bu guzelim ilceye termik santral kurulmaya calisilan kucuk ama cok ve cok sirin bir ilcemizdir.
Bartın iline bağlı ilçe ve bu ilçenin merkezi olan kasaba. ilçenin nüfusu 19.857, ilçe merkezinin nüfusu 6.510 (1990). Kasaba Karadeniz kıyısında dar bir kıstakla karaya bağlı üçgen biçimli küçük bir yarımada üzerinde kurulmuştur. Manzarasının güzelliği, eski eserleri ve plajlarıyla yarın çok gelinen turistik yerlerden biri haline gelmiştir. 1987 yılında ilçe merkezi olan Amasra kasabası, o tarihe kadar Zonguldak ilinin Bartın ilçesine bağlı bir bucak merkezi idi. 1991 yılında Zonguldak ilinden ayrılarak yeni kurulan Bartın iline bağlandı.
bu sene okulda düzenlenen bir gezi sayesinde gidip görme imkanını bulduğum, ve müthiş hayran kaldığım şirin mi şirin tatil beldesi.. . karadeniz demek bu kadar güzelmiş.
toprak kokan deniz kokan şehirdir. en azından barış akarsu böyle söylemiştir. ama termik santral kokan turistler için yapılan beton yuvalarıyla yükselen gidişati kötü ama şirin bi memleket.