arada aklıma gelen dünyanın en acı söylemi. söylemin muhattabının hal ve hareketleri ise durumu özetler nitelikte. yahu nedir bu kin nedir bu kızgınlık. bu neyin intikamı.
gozleri dolu dolu soylenen o cumleden sonra muhattabin ben bilmem lafi insanliktan nasil ciktimin ozetidir. bir insan bu kadar mi... neyse efendiler suz yiyin ben az ilerde aglayacagim. yaziklar olsun!*
acı gerçekten çok acı. ama öldü efendim diyor ve başbakan ben bilmem diyor. cesaret desen sıfır. vicdan desen sıfır. ölüye saygı desen desen şerefsizlik raddesinde. umarım ilerde bunun cezasını çeker. önce bu devletin cezaevlerinde sonra cehennem ateşlerinde.
yüreğim artık ne bunlar hakkında düşünmeye ne de yorum yapmaya dayanmıyor. öldü lan, bitti, öldü bitti adam, diriye değilse ölüye saygın olsun ve sus! bir kez olsun sus! bu olaylar niye çıkıyor, sizin birbirinize attığınız boklar yüzünden milleti kışkırtmalarınız yüzünden çıkıyor! bu adama tepki göstermkle de bitmiyor bu iş, bu işin içinde kılıçdaroğlu, bahçeli de yok mu sanıyorsunuz? sen kalk erdoğanı hedef göster sonra emekli öğretmen ölünce bütün suçu erdoğana yükle. o adamı oraya gönderip o taşı attıran sizin ideolojileriniz, sizin söylemleriniz! hepsi birbirinden bok arkadaş. üçünü birbirinden ayıramıyorum.
yürek sızlatan cümledir. ülkenin başbakanı bile bir ölünün ardından "haketti" demekte, bu ölümü normal göstermeye çalışmaktadır.
asıl üzücü olan karşı çıkmanın, eyleme katılmanın, slogan atmanın suç ilan edilmesidir. libya'da, mısır'da, suriye'de rejime karşı gösteri yapanları, çatışanları, savaşanları destekleyen bir başbakan'ın ülkesindeki muhalif eylemlere bu kadar hoşgörüsüz olması anlaşılmaz bir tutumdur.
ve görülmektedir ki 3. rte iktidarı çok daha baskıcı olacak, muhalifler cezaevlerini, mahkemeleri, mezarı daha çok "hakedecektir".
türk insanına dokunmaz bu laf. bu gün 2 ağıl'dan oluk oluk insan boşalıp bunu diyene ve adam öldüğünde kameralardan fellik fellik kaçıp, yakalandığında da "vah vah yazık olmuş ama protesto falan kötü şeyler" diye kıvırtan "sözde" muhalefete oy atacak...
halkına zerre saygı duymayan, milletin gözünü boyamak için içinde tuttuğu diğer cümleleri saklamaya çalışan, tek amacı iktidar olan başbakanımızın, biber gazından dolayı kalp krizi geçirerek ölen vatandaşımız hakkında " ben bilmem " cevabını verdiği cümledir.
şu başlık altında yazılanları olayı bilmeyen birisi okusa, polisin insanları masumane bir prosteso yaparken kurşuna dizdiğini düşünürdü herhalde. rahmetli üzerinden o derece ajitasyon yapılıyor, o derece bazı kesimler karalanıyor, bazı kesimler yüceltiliyor. herkes için bazı noktaları tekrar vurgulamakta yarar var;
ölen vatandaşımızın içinde bulunduğu grup maalesef şiddeti propaganda yöntemi olarak kullanan bir gruptu ve hak ve adaleti hiçe sayarak bir alanı işgal etmiştir. bu nedenle dağıtılmayı haketmiştirler. kurallar dahilinde istedikleri şeye karşı gösterilerini yapabilirdiler. ancak maalesef devlet otoritesini hiçe saymak yolunu tercih etmiştirler. burası da bir muz cumhuriyeti olmadığına göre dağıtılmayı haketmiştirler.
polis yasaların kendisine verdiği hakka dayanarak, 'dünyanın kabul ettiği standartlara göre' bu kalabalığı dağıtmıştır. yani birilerinin estirmeye çalıştığı havanın aksine protestocuları öldürmek amacıyla müdahale etmemiştir. biber gazı kullanımınının iyi birşey olduğunu söylemiyorum. zira bu olayda da gördük ki bazı insanlar bu gaza karşı herkesten daha fazla hassasiyet gösterebiliyor. ancak biber gazı kullanmak öldürmeye eşdeğerse dünyadaki çoğu polis teşkilatı katildir.
miting sonrası çıkan olaylarda emekli bir öğretmen hayatını kaybediyor ve bir polis komada? peki hangisi bu durumu hak etti? görevini yapan polis memuru mu? idealist bir öğretmen mi? neden fanatizm vicdanın önüne geçiyor? neden bir kısım insan o polisin komada olmasından suçluluk duymuyor? tayyip erdoğanı koruduğu için mi? ya da neden bir kısım insan metin hocanın ölümünü haketmişlik olarak görmekte? vicdanınız bu kadar mı köreldi? birbirinizi yemekten öldürmekten zevk alır halemi geldiniz?
polisinde yapabileceği bir şey yok sonuçta alnında yazmıyor kalp rahatsızlığı olduğu ancak ölme pahasına da olsa davasından dönmeyerek hakkını aradığı için de büyük bir saygınlığı hak ediyor allah rahmet eylesin.
hoca neler diyorsunuz siz yahu. yahu metin lokumcu orada taş atan ve kalp rahatsızlığını bildiği halde oraya giden bir adam. bu adamı nasıl evliya yapıyorsunuz ben anlamış değilim. kesinlikle ölüye bir saygısızlık yok burada. allah rahmet eylesin. ama yani ne yapacak polis? biber gazı yiyince hayatı tehlikeye girecek olanları tek tek tespit edip onları meydandan uzaklaştıracak mı? ki o kadarını yapamasa da uyarmıyorlar mı? hocam ne olur objektif olun yahu. o adamın oraya biber gazından etkilenebileceğini bile bile gittiğini allah aşkına unutmayın.