kocasından dayak yedikten sonra karakola sığınmış müslüman kadınların duyması gereken cümleyi kuran devlet memurudur.
bildiğiniz üzere kuran-ı kerim, kocalarına itaat etmeyen kadınlara şiddet uygulanmasını övmüş ve tavsiye etmiştir.
kuran-ı kerim'e inanan her kadın, kuran-ı kerim'in emirlerini iliklerine kadar yaşamalıdır. devlet bu konuda müslümanların müslümanlığı yaşamasına izin vermelidir.
kadın, kafam kadar türbanı takmış, bas bas ''ben müslümanım, şahitliğim erkeklerinki kadar geçerli değildir, kocamdan şiddet görme koşulllarım allah'ım emridir, erkek kardeşlerim kadar ebeveynlerimin mirasından pay hak etmem. bunlar kuran-ı kerim'de açık seçik yazıyor.'' diye bağırıyor. akabinde de islamiyet'in değil de insanlığın kanunlarına sığınmaya çalışıyor.
islam'a saldırı amaçlı demagoji ifadesidir. bu ülkede güvenlik uygulamalarında islami bir uygulama söz konusu olmadığı halde erkek egemen yaklaşımlarla, dayak yiyen kadınlar, kızlar dayağı atan akrabalarına karakollarda teslim edilmiş; güldünya gibi örneklerde devlet kızı kendini vuran akrabalarından koruyamamış, gene gelip öldürmüşlerdir. dolayısıyla islam'a çamur atmanın alemi yoktur. kur'an şiddeti övmemiştir, zorunluluk haline getirmemiştir. aslolan karı-kocanın uyum içinde yaşaması ve karşılıklı sevgi saygıdır.
Zamanında koca dayağından kaçıp da karakola sığınan kadınları, hiçbir işlem yapmadan kocandır diyerek evine yollayan polisleri de gördük. Bunlar yaşanmış şeyler. Yazar bazı noktalarda haklı beyler.