Ah babam. Sukur ki hayattasin. Cok ozledim.. ozledikce dinledigim dinledikce de Bunyemi altust eden uber sarki.
Su nakarat tekrar tekrar insanin bu hayatta tek basina nasil ayakta durmasi gerektigini buyumenin ne oldugunu bir baba uslubuyla tatli tatli ama ayni zamanda aci aci anlatiyor:
''yaşlı gözlerle bana gelip sakın üzülme yavrum
böyle büyür insanlar; ağlamak çare değil''
Boyle olunca insan keske buyumeseydik hep cocuk kalsaydik diye ic geciriyor haliyle. Boylelikle zaman denen kavram soz konusu oluyor. Burda ne guzel andirmis Cervantes'in Don Quixote'siyle yel degirmenlerini ve zaman degirmeni iliskisini: eski gunlerin romantik sovalye-kahraman hikayelerine ozlem duyan Don Quixote yel degirmenini buyuk bir ejdarha olarak gorur ve savasmaya kalkisir on a karsi. her ne kadar seyisi Sancho panza ona anlatmaya calissa da onun yel degirmeni oldugunu o dinlemez, bir kere inanmak istemez! Bu yuzden israrla realiteye direnir romantik bakis acisiyla eski sovalye ruhuyla. Ve yenilmeye mahkum olur sonunda artik eskisi gibi olmayan bir duzende.
Bir bakima Biz DE ayni Don quioxe gibiyiz aslinda bu degirmene karsi savas aciyoruz gercegi yok sayarak bazen.
Aci gercek:"zaman değirmenini durdurmak kolay değil" ve duzen artik degisti.
Ne eski guzel cocukluk gunlerimizi tekrar yasayabiliriz ne de akan Zamani durdurabiliriz; Ancak bunu idrak ettigimizde hayatimiza saglikli bir Birey olarak devam edebiliriz.
En sevdiklerimden olan Fikret Kızılok'un da en sevdiklerim arasında bu şarkı var. Oğlunun arada yaptığı ama babacığımlı tatlış vokalin yanı sıra, oğluna verdiği müthiş gerçekçi hüzünlü tavsiyeler çok hoşuma gidiyor, çocuklarla birer büyük gibi oturup dertleşme mevzunu hatırlatıyor bana. Bugün de, anasınıfı inkilisçe öretmenliğimin ilk gününde, bir kız çocuğu olağanca uzun kirpikleri ve yanağındaki şeftali tüylerle gözünü dikmiş bana bakıyordu. Neye bakıyosun dedim, beş tane burun deliğim mi var hiy yoksam bi tanesi açık mı kalmış? Komikliklerim ettiği şu inanılmaz cümleyle son buldu elbette, öretmenim sizde kendimi görüyorum ona bakıyorum. Hakkaten çocuklar büyükmüş, bu ne romantiklik, bunlar nasıl laflar diye içimde tartarken, bocaladığımı anlamış olacak ki, kafamdaki düşünce bulutlarını dağıtan, kendimi salak gibi hissettiren bir cümleyle geldi yine karşıma. Öretmenim gözünüze bakıyorum çünkü orada yansımam var. Elimi kaldırıyorum elini kaldırıyor bakın. Herşey bu kadar basitken, neden çocukla oturup bir büyük devirme peşinde olduğumu sorgularken işte bu şarkı o vakitlerde aklımda çalmıştı.
Şahanedir.Yağmur kizilok'un ama babacığım dedigi yerler insani garip huzunlere salar.
Bir gün gelip dünya sana uymazsa
değiştirmek eğer elden gelmezse
Şarkılarım sana miras kalmışsa
Yaşlı gözlerle bana gelip sakın üzülme yavrum
Böyle büyür insanlar ağlamak çare değil
Zaman değirmenini durdurmak kolay değil...
şimdi gülşen bubikoğlunun bunu dedğini hözünüzde canlandırın ve hulusi kentmen'in
""aması maması yok! benim dediğim gibi yapacaksınız! işte o kadar!"
demesi...