bir bakarsın oyuncağın kırılmış
arkadaşın sana küsmüş darılmış
kavga etmiş kaşın gözün yarılmış
yaşlı gözlerle bana gelip sakın üzülme yavrum
böyle büyür insanlar ağlamak çare değil
zaman değirmenini durdurmak kolay değil
sendeki sen sana soru sorunca
ortaçağı galileyi bilince
okuduğun ince memed olunca
yaşlı gözlerle bana gelip sakın üzülme yavrum
böyle büyür insanlar ağlamak çare değil
zaman değirmenini durdurmak kolay değil
pırıl pırıl bir ilkbahar gününde
ilk aşkının gerçeğinde düşünde
bir burukluk varsa eğer içinde
yaşlı gözlerle bana gelip sakın üzülme yavrum
böyle büyür insanlar ağlamak çare değil
zaman değirmenini durdurmak kolay değil
yaşadığın gördüklerin dışında
mutluluğu kuytularda bulunca
bir de şöyle etrafına bakınca
yaşlı gözlerle bana gelip sakın üzülme yavrum
böyle büyür insanlar ağlamak çare değil
zaman değirmenini durdurmak kolay değil
bir gün gelip dünya sana uymazsa
değiştirmek eğer elden gelmezse
şarkılarım sana miras kalmışsa
yaşlı gözlerle bana gelip sakın üzülme yavrum
böyle büyür insanlar ağlamak çare değil
zaman değirmenini durdurmak kolay değil
Ah babam. Sukur ki hayattasin. Cok ozledim.. ozledikce dinledigim dinledikce de Bunyemi altust eden uber sarki.
Su nakarat tekrar tekrar insanin bu hayatta tek basina nasil ayakta durmasi gerektigini buyumenin ne oldugunu bir baba uslubuyla tatli tatli ama ayni zamanda aci aci anlatiyor:
''yaşlı gözlerle bana gelip sakın üzülme yavrum
böyle büyür insanlar; ağlamak çare değil''
Boyle olunca insan keske buyumeseydik hep cocuk kalsaydik diye ic geciriyor haliyle. Boylelikle zaman denen kavram soz konusu oluyor. Burda ne guzel andirmis Cervantes'in Don Quixote'siyle yel degirmenlerini ve zaman degirmeni iliskisini: eski gunlerin romantik sovalye-kahraman hikayelerine ozlem duyan Don Quixote yel degirmenini buyuk bir ejdarha olarak gorur ve savasmaya kalkisir on a karsi. her ne kadar seyisi Sancho panza ona anlatmaya calissa da onun yel degirmeni oldugunu o dinlemez, bir kere inanmak istemez! Bu yuzden israrla realiteye direnir romantik bakis acisiyla eski sovalye ruhuyla. Ve yenilmeye mahkum olur sonunda artik eskisi gibi olmayan bir duzende.
Bir bakima Biz DE ayni Don quioxe gibiyiz aslinda bu degirmene karsi savas aciyoruz gercegi yok sayarak bazen.
Aci gercek:"zaman değirmenini durdurmak kolay değil" ve duzen artik degisti.
Ne eski guzel cocukluk gunlerimizi tekrar yasayabiliriz ne de akan Zamani durdurabiliriz; Ancak bunu idrak ettigimizde hayatimiza saglikli bir Birey olarak devam edebiliriz.
bir bakarsın oyuncağın kırılmış
arkadaşın sana küsmüş, darılmış
kavga etmiş kaşın gözün yarılmış
yaşlı gözlerle bana gelip, sakın üzülme yavrum
böyle büyür insanlar, ağlamak çare değil
zaman değirmenini durdurmak kolay değil
sendeki sen sana soru sorunca
bir masalda kurt kuzuyu kapınca
uçan balon ellerinden kaçınca
yaşlı gözlerle bana gelip, sakın üzülme yavrum
böyle büyür insanlar, ağlamak çare değil
zaman değirmenini durdurmak kolay değil
oyunlarda mızıkçılık olunca
terli terli soğuk suyu içince
hastalanıp yataklara düşünce
yaşlı gözlerle bana gelip, sakın üzülme yavrum
böyle büyür insanlar, ağlamak çare değil
zaman değirmenini durdurmak kolay değil
yaşadığın, gördüklerin dışında
mutluluğu kuytularda bulunca
oysa herkes başka başka olunca
yaşlı gözlerle bana gelip, sakın üzülme yavrum
böyle büyür çocuklar, ağlamak çare değil
zaman değirmenini durdurmak kolay değil.
'' Sendeki sen sana soru sorunca, Ortaçağı Galile'yi bilince , okuduğun ince Memed olunca, yaşlı gözlerle bana gelip sakın üzülme yavrum. Böyle büyür insanlar, ağlamak çare değil. Zaman değirmenini durdurmak kolay değil. ''
En sevdiklerimden olan Fikret Kızılok'un da en sevdiklerim arasında bu şarkı var. Oğlunun arada yaptığı ama babacığımlı tatlış vokalin yanı sıra, oğluna verdiği müthiş gerçekçi hüzünlü tavsiyeler çok hoşuma gidiyor, çocuklarla birer büyük gibi oturup dertleşme mevzunu hatırlatıyor bana. Bugün de, anasınıfı inkilisçe öretmenliğimin ilk gününde, bir kız çocuğu olağanca uzun kirpikleri ve yanağındaki şeftali tüylerle gözünü dikmiş bana bakıyordu. Neye bakıyosun dedim, beş tane burun deliğim mi var hiy yoksam bi tanesi açık mı kalmış? Komikliklerim ettiği şu inanılmaz cümleyle son buldu elbette, öretmenim sizde kendimi görüyorum ona bakıyorum. Hakkaten çocuklar büyükmüş, bu ne romantiklik, bunlar nasıl laflar diye içimde tartarken, bocaladığımı anlamış olacak ki, kafamdaki düşünce bulutlarını dağıtan, kendimi salak gibi hissettiren bir cümleyle geldi yine karşıma. Öretmenim gözünüze bakıyorum çünkü orada yansımam var. Elimi kaldırıyorum elini kaldırıyor bakın. Herşey bu kadar basitken, neden çocukla oturup bir büyük devirme peşinde olduğumu sorgularken işte bu şarkı o vakitlerde aklımda çalmıştı.
yağmur kızılok'un küçüklük görüntülerinin de yerleştirildiği bir klibe sahip şarkı. nedir efendim, yağmurcuğum tekneden denize atlar, gülümser babasına, şirinlik muskası şeklinde arz-ı endam eder. fikret kızılok'un son albümüne de konmuştur.
şarkı mı değil mi bilemem ama hergece içim acıya acıya dua ederken ağlamıycam diye söz verip "ama babacımm..." diye başlayıpta gözyaşlarımla tamamladığım yarım cümlem..
bir L&M klasiği , gün yüzüne çıkmayan şarkılarla bizi buluşturup ağlatan ve bununla birlikte ziyadesiyle güldüren dizinin son bölümünde çalan güzel şarkı.
2002 de çıkan dünden bugüne albümünde bu şarkının sözleri biraz değiştirilmiştir, şöyle ki;
bir bakarsın oyuncağın kırılmış
arkadaşın sana küsmüş, darılmış
kavga etmiş kaşın gözün yarılmış
yaşlı gözlerle bana gelip, sakın üzülme yavrum
böyle büyür insanlar, ağlamak çare değil
zaman değirmenini durdurmak kolay değil
sendeki sen sana soru sorunca
bir masalda kurt kuzuyu kapınca
uçan balon ellerinden kaçınca
yaşlı gözlerle bana gelip, sakın üzülme yavrum
böyle büyür insanlar, ağlamak çare değil
zaman değirmenini durdurmak kolay değil
oyunlarda mızıkçılık olunca
terli terli soğuk suyu içince
hastalanıp yataklara düşünce
yaşlı gözlerle bana gelip, sakın üzülme yavrum
böyle büyür insanlar, ağlamak çare değil
zaman değirmenini durdurmak kolay değil
yaşadığın, gördüklerin dışında
mutluluğu kuytularda bulunca
oysa herkes başka başka olunca *
yaşlı gözlerle bana gelip, sakın üzülme yavrum
böyle büyür çocuklar, ağlamak çare değil
zaman değirmenini durdurmak kolay değil ***