karşı taraftan kâle alınmayan cümle. ben bilmemmiş. umursamazlığını skiyim senin. o koltuktan siktirdiğin gün bayram olucak buralar.
dip not: ha jopla ölmüş ha kalp kriziyle ölmüş ne farkeder ulan mallar. mezarda ki adam düşmanın dahi olsa arkasından biraz hürmet edecek, biraz saygı göstermek durumundasın. bu ne taş kalplilik.
tayyip erdoğan'ı son düzlükte perişan eden cümledir. bu üç kelime akp'nin yüzde 50'yi bulmasına mani olacak, hadi herkes yatsın anayasa manayasa değiştiremez tayyip seçimden sonra.
- ama öldü efendim.
- ben bilmem!
nasıl bir firavun tarafından yönetildiğini gör türkiye!
o zaman ne zırvalıyosun ya. bu lafım numarasan mavi marmarada ölenler için bıdı bıdı edenlere. onlarda gemiye binim bir ülkeyle akılarınca kafa bulmaya gitmişler demir cubuklarla admalara askerle dalmışlaşlar bu ne perhis bu ne lahana turşusu.
polis tarafından öldürülen bir emekli öğretmen için ben bilmem diyen bir başbakanın olduğunu gösteren cümledir. ilerde birgün bu millet akıllandığında kendisi için aynı lafı etmek isterim.
-ama asıldı efendim.
-ben bilmem.
%100 ekşileneceğimi biliyorum.. vaziyet misyonunun farkında..-ulan 70 in üzerinde ne var acaba diyip, adam gibi yazarlık yapma moduna girip sus pus olduğum şu günlerde yazmadan edemeyeceğim bir başlık.. galiba misyonunun farkındayı bile uzun süre göremeyeceğim..
taş atan bir çocuk değil. Hiç önemli değil ama öğretmen.
Taş atan adam öldürülmedi.. Öldü.. Bedenine gereksiz ve anarşist yüklenme sonucu low bateryden hakkın rahmetine kavuştu.
Taş atan adam ne yapıyordu?.. Taş atıyordu.. Kime atıyordu? Hiç önemli değil ama bu ülkenin başbakanına.. Bu ülkenin başbakanını seven ve ne yapıyorsa, adına hizmet mi dersiniz, ülkeyi satmak mı dersiniz, ne yapıyorsa devam etmesini isteyen milyonların sevdiği şahsa.. afedersin ama hiç zikimde değil.. ben kılıçdaroğlu içinde aynı şeyi düşünen bir adamım, bahçeli içinde.. eğer adam bir darp, ya da işkence neticesinde ölseydi serzenişiniz haklı olurdu.. Beyler adam kalp krizi geçirdi.. ve temsil ettiği guruh o an bir memurun kafasını yarmıştı.. erdoğan öğretmene, karadenizliye, kararsızlara oynamadı. ve ruşen çakır a senin akraban olduğu için başınız sağolsun dedi.. Çok ağır gibi görünüyor ama bence müthiş bir tutumdu.. Adam pkk nın beslendiği yerden besleniyordu.. Şiddet, anarşizm.
beyler pkk lı düşünce biçimine böyle saldırmadınız.. kendinizden şüphelenmoyorsunuz hiç. Abi ben ne yapıyorum böyle demiyor musunuz? Meseleye yukarıdan bakın biraz yahu..
-Ama öldü efendim.
-Ben bilmem.
2 saniyelik iş. Tayyibin içini nasıl da iyi anlatıyor. Insanin boğazına bi yumruk takılıyor bunu dinlerken, çaresizlik, acı, herşey var içinde. Cevabın içinde de çok şey gizli; nasıl bi öfke var, nasıl bir nefret, tahammülsüzlük var, astığım astık kestiğim kestik diyen bi adam var, kimseleri takmayan bi adam. ölünün arkasından kuru bi allah rahmet eylesin diyemeyen bi adam var. halbuki ne güzel soruydu, kuru bi cümleyle insanların gönlünü alabilirdi tayyip, ötekileştirmeden, yabancılaştırmadan, nefret ettirmeden. ama yok, olmadı, taş attılar bana dedi, ben başbakanım dedi. otobüsümün camı kırıldı dedi.
Nasıl unutalım bu kalpsizliği, nasıl unutturalım. resimler vardı deriz, ses kayıtları vardı, taş attı, pankart açtı. gaz olayı değil kalp olayı deriz. deriz ha deriz; ne dersek diyelim diyecek söz bulamayıp da kırık dökük, ufacık, kısık sesli, çaresiz bi "ama öldü efendim" kadar yankılanmaz insanın içinde.
Hiç tanımadığın adamın cenazesine gitsen, "iyi bilirdik" dersin; bildiğinden değil belki, iyi olduğundan değil; nezaketen, dinen, ölünün arkasından konuşmamak için. sebebin ne olursa olsun iyi bilirsin ölen kişiyi; ölümden öte köy yok.
Yıllar yıllar sonra bir cenaze töreni düzenlenecek bu ülkede. Soracak imam "nasıl bilirdiniz" diye, "iyi bilirdik" diyeceğiz, "iyi bilirdik kendisini"
muhteşem dindar, a kalite müslüman imam efendinin ölüye olan saygısını gösterdiği konuşmasından sonra ruşan çakır'ın ağzından dökülen iç burkan laftır. arkasından gelen cevap olaydan daha vahimdir.
hoca neler diyorsunuz siz yahu. yahu metin lokumcu orada taş atan ve kalp rahatsızlığını bildiği halde oraya giden bir adam. bu adamı nasıl evliya yapıyorsunuz ben anlamış değilim. kesinlikle ölüye bir saygısızlık yok burada. allah rahmet eylesin. ama yani ne yapacak polis? biber gazı yiyince hayatı tehlikeye girecek olanları tek tek tespit edip onları meydandan uzaklaştıracak mı? ki o kadarını yapamasa da uyarmıyorlar mı? hocam ne olur objektif olun yahu. o adamın oraya biber gazından etkilenebileceğini bile bile gittiğini allah aşkına unutmayın.
polisinde yapabileceği bir şey yok sonuçta alnında yazmıyor kalp rahatsızlığı olduğu ancak ölme pahasına da olsa davasından dönmeyerek hakkını aradığı için de büyük bir saygınlığı hak ediyor allah rahmet eylesin.
miting sonrası çıkan olaylarda emekli bir öğretmen hayatını kaybediyor ve bir polis komada? peki hangisi bu durumu hak etti? görevini yapan polis memuru mu? idealist bir öğretmen mi? neden fanatizm vicdanın önüne geçiyor? neden bir kısım insan o polisin komada olmasından suçluluk duymuyor? tayyip erdoğanı koruduğu için mi? ya da neden bir kısım insan metin hocanın ölümünü haketmişlik olarak görmekte? vicdanınız bu kadar mı köreldi? birbirinizi yemekten öldürmekten zevk alır halemi geldiniz?
şu başlık altında yazılanları olayı bilmeyen birisi okusa, polisin insanları masumane bir prosteso yaparken kurşuna dizdiğini düşünürdü herhalde. rahmetli üzerinden o derece ajitasyon yapılıyor, o derece bazı kesimler karalanıyor, bazı kesimler yüceltiliyor. herkes için bazı noktaları tekrar vurgulamakta yarar var;
ölen vatandaşımızın içinde bulunduğu grup maalesef şiddeti propaganda yöntemi olarak kullanan bir gruptu ve hak ve adaleti hiçe sayarak bir alanı işgal etmiştir. bu nedenle dağıtılmayı haketmiştirler. kurallar dahilinde istedikleri şeye karşı gösterilerini yapabilirdiler. ancak maalesef devlet otoritesini hiçe saymak yolunu tercih etmiştirler. burası da bir muz cumhuriyeti olmadığına göre dağıtılmayı haketmiştirler.
polis yasaların kendisine verdiği hakka dayanarak, 'dünyanın kabul ettiği standartlara göre' bu kalabalığı dağıtmıştır. yani birilerinin estirmeye çalıştığı havanın aksine protestocuları öldürmek amacıyla müdahale etmemiştir. biber gazı kullanımınının iyi birşey olduğunu söylemiyorum. zira bu olayda da gördük ki bazı insanlar bu gaza karşı herkesten daha fazla hassasiyet gösterebiliyor. ancak biber gazı kullanmak öldürmeye eşdeğerse dünyadaki çoğu polis teşkilatı katildir.
halkına zerre saygı duymayan, milletin gözünü boyamak için içinde tuttuğu diğer cümleleri saklamaya çalışan, tek amacı iktidar olan başbakanımızın, biber gazından dolayı kalp krizi geçirerek ölen vatandaşımız hakkında " ben bilmem " cevabını verdiği cümledir.
türk insanına dokunmaz bu laf. bu gün 2 ağıl'dan oluk oluk insan boşalıp bunu diyene ve adam öldüğünde kameralardan fellik fellik kaçıp, yakalandığında da "vah vah yazık olmuş ama protesto falan kötü şeyler" diye kıvırtan "sözde" muhalefete oy atacak...
yürek sızlatan cümledir. ülkenin başbakanı bile bir ölünün ardından "haketti" demekte, bu ölümü normal göstermeye çalışmaktadır.
asıl üzücü olan karşı çıkmanın, eyleme katılmanın, slogan atmanın suç ilan edilmesidir. libya'da, mısır'da, suriye'de rejime karşı gösteri yapanları, çatışanları, savaşanları destekleyen bir başbakan'ın ülkesindeki muhalif eylemlere bu kadar hoşgörüsüz olması anlaşılmaz bir tutumdur.
ve görülmektedir ki 3. rte iktidarı çok daha baskıcı olacak, muhalifler cezaevlerini, mahkemeleri, mezarı daha çok "hakedecektir".