özellikle bayram öncesi kalabalık bi günde bilhassa da giyim markette kasada yarım saat sıra beklersiniz önünüzdeki tüm kadınlar sıra ancak kendisine geldiğinde alışveriş sepetlerini bankonun üstüne koyarlar kasiyer kızlar bir yandan elbiselerdeki o öten zımbırtıları sökerler bir yandan da barkodları okuturlar ödeyeceği tutar kesinleşir ve haspama hesabı söylerler hatunun hiç acelesi yotur. önce çantasının fermuarını açar karıştırır, karıştırır, karıştırır ve cüzdanı bulur. Tam ooh dersiniz fakat şimdide cüzdanın fermuarını açar bakar para yetermi diye düşünür düşünür bi kısmını nakit öder kalanı kredi kartıyla ödemek için kartı uzatır fakat o da ne limit yetmez başka bi kart dener olmaz başka bi kart dener en nihayetinde bi kartın limiti yeterli gelir o da ne haspam şifreyi bilmez alı tekrar az önce o sıkışıklık da fermuarını çektiği çantasını tekrar açar karıştırır karıştırır karıştırır ve cep telefonunu bulur ve önce kızını oğlunu arar en son kocasını arar. şifresini aldıktan sonra bi elinde cüzdan bi elinde çanta telefon kulağında (nedense cüzdanı çantaya koyup çantayı da bırakmak istemeden) 1 eveeeet haaa 5 eveet haa 6 eveeet ha 8 haaaa tamam diyerek şifreyi girer ve en nihayetinde alışverişi tamamlar ve sıra bekleyen onlarca insanın küfürlü bakışlarına aldırş etmeksizin önce cep telefonunu çantaya koyarlar sonra neskime derman olduğu anlaşılmayan ekstreyi ve fişi özenle cüzdanına koyarlar, fermuarlarını kapatıp cüzdanı da çantaya attıktan sonra çantanın fermuarını da çekip omzuna taktıktan sonra poşetleri alıp yavaş yavaş kırmızı şeritli yoldan çıkıp giderler.. 15 dakikada alabileceğiniz bi pantolonu 2 saatte alıp çıktığınızda aklınızda kalan tek şey bu bayram daha başlamadan benim için bitmiştir...
sadece pantolon alacağım diyerek avm'ye götürür, dönüşte bi bakarsınız, pantolon,ayakkabı,kaban,terlik,cüzdan,eşofman,ruj,kolye vs. siz,ne olduğunu anlamadan bisürü şey almıştır, bu ay kredi kartı nasıl ödenecek ? offf.
pantolonu inatla beğenir deneme oldasına girer sende beğenirsin ıhh ben sevmedim yapar ve boşuna zaman kaybı genelde alış verişe gittiğimiz zaman ilk oturcak ter bakıyorum mağazalarda .
- ayyyy ne kadar güzel şu yaa bulmuşken alalım bunlar kalmaz bidaha.
Gibi diyalog başlangıcı ve cüzdandaki para bitişidir. "Ulan stokta en az 150 tane daha vardır be ne kalmaması" deyemez susarsın.
mağazada gezip kıyafetleri deneyip içime sinmedi diyerek bir şey satın almadan çıkması, iki saat baktın bari al birini diye ısrar etsenizde almaz ve sıradaki mağazaya girer iki saatde orda bekleriniz.
eğer alış veriş giyim üzerineyseve işin içinde çocuklar da varsa, erkeğin tabiiki para haricinde çok donanımlı olması gerekir. eşinize yada sevgilinize şunu önermelisiniz '' aşkım sen gez istersen ben çocuklarla x mekanda oturayım '' . eşiniz buna kayıtsız kalamaz. önce, çocukların coşup sağa sola saldırmaması için pasta söylenir çocuklara yavaş yemeleri tembihlenir. siz o sırada lap top olayına girebilirsiniz. çocukların pastası bitince ağır ağır kıpırdanmaya başlayacaklardır hooooop devreye oyun hamurları çıkar. 15-20 dakika sonra tabiki bıkarlar. ve siz bombayı patlatırsınız iki pocket pc çıkartır ve kahramanca önlerine atarsınız. çizgi film oyun vs. onları 1 saat oyalamaya yeter artar.siz rahatça mail lerinize bakarsınız . eşiniz de 1-2 saat sonra patlak kredi kartlarınız ve bir dünya poşetle yanınıza gelir. nasıl süper değil mi ?
not :çocukları bu şekilde oyalama yanlısı değilim, sorumsuz falan hiç değilim, ama ikiz erkek çocuk sahibiyim . 5 yaşındalar ve herkes onları tusunami diye tanır.