eğer pep karta sahipsen böyle sıkıntılar yaşamıyorsun. aksine carreforusa alışverişlerinde alışverişinin de yüzde beşi anında iade ediliyor. fırsat varken pepli olmak lazım derim ben.
Alsan fakir 5 kruşa bakıyor derler, almassan havasına bak derler. Bazen alma istersin kasiyer vermk istemez. Öyle karışık durumdur ki kalanların vay haline.
bazı yerlerde bu durumda para üstü asla geri verilmez ama olur da siz ödeme yapacağınız zaman 5 kuruş eksik gelirse suratları düşer, insanı alışveriş yaptığına pişman ederler. böyle bi yer var yıllardır 5-10 kuruşlarımı alamayıp tam tersi bir durumda da bu tavra maruz kaldığım.
para üstü verecek 5 kuruş olmadığı ima ediliyorsa, önceden hazırlanan 5 kuruş taktim edilerek, 10 kuruş alınmalıdır. 10 kuruşta yoksa 45 kuruş verip, 50 kuruş isteyiniz, 50 kuruşta yoksa, o iş yerini kapatıp gitsin ibneler.
sabaha karşı üstteki açıklamayı yaptıktan sonra,
öğlen gidip kasamı açtığımda yukarıda belirtmiş olduğum "kasada bilinçli olarak beş kuruş bulundurulmaması durumundan" vazgeçildiğini görerek şaşanlamama sebep olan olaydır. Ulan bir baktım kasanın bir bölmesi ışıl ışıl sıfır beş kuruşluklarla çakılı!
haktır.
msele paranın büyüklüğü küçüklüğü ya da kişi için ifade ettiği değer değildir.
O 5 kuruş, size sunulan hizmet karşısında ödediğiniz paranızın üstüdür.
Kimse de karşı tarafa bırakmak zorunda değildir.
Ancak, aslında şöyle olmaktadır:
--
Para üstü genelde beş kuruş değildir. O esasında .99 şeklinde biten ücretin bir kuruşluk üstünün kasa tarafından müşteri lehine otomatik olarak yuvarlanmış şeklidir. Yani sizin alışverişiniz 5.99 tuttuysa, tedavülde bir kuruş olmadığı için, kasa bunu otomatik olarak 5 kuruşa çevirir. Ne var ki kasalarda beş kuruş pek bulunmaz.Zira bu beş kuruşlar yukarıda yapılan hedaplarda da görüldüğü üzere akşama kadar birikir ve akşam kasa kapanışı yapılıp gün sonu raporları alındığında kasa fazlası olarak ortaya çıkar.
Şimdi diyeceksiniz ki adamlar parayı cebe atıyor.
Bu duruma pek rastlanmaz. Çünkü bu beş kuruşlardan birken kasa fazlaları, ay sonu genel hesaplarında ortaya çıkan kasa açıklarını kapatmak üzere kullanılır. Bir kasiyer ne kadar dikkatli olursa olsun 3-5 lira da olsa arada bir açık verir. Ayrıca bunun tırnakçısı, dolandırıcısı, düzenbazı da vardır ki, kasanın açık verme ihtimali her daim üst düzeydedir. Hemen bütün firmalarda açıklar kasiyerin maaşından kesilir (benim çalıştığım yer gibi bir kaçı hariç) Bu yüzden onlara bir güzellik yapmak adına beş kuruşları almayalım, vermiyorlar diye de kasiyere sövmeyelim. Çünkü yönetim kasaya beş kuruş koymazsa kasiyer nasıl versin? Tamam bu müşterinin sorunu değildir ama deyuslar kasa açıklarını üç kuruş maaş verdikleri garibim kasacının üzerine yıkmışlar.. Hem genelde bu beş kuruşlar o iş yerinin kasa açıklarını anca kapatır, hatta çoğu zaman da kapatmaz bile.
Örneğin Kasamdan kart+nakit ödemesi olarak günlük on beş bin lira civarı ödeme aldğım zamanlarda, her hangi bir açık vermediysem genelde 4-5-6 lira gibi bir fazlalık çıkar. Ama mesela geçen gün sadece on kuruş fazlalık verdim bu da demek oluyor ki, aslında 4-5 liralık bir açığım oluşmuş ve beş kuruşlar bunu kapatmış. Bizim dükkanda mesela bugün 60 binlik ciro oldu. bir akadaşımın on lira açığı, diğer dördünün de 2şer 3er lira fazlası çıktı. Yani aşağı yukarı birbirini karşıladı. Bunları biriktirip zengin olan yer duymadım ben.
kötü bir durumdur.bu durum 5 kuruş ve 10 kuruşta görülür.15 kuruş yine iyi paradır.sonuçta en az 2 tane para vermek zorunda ki buda çoktur.Neyse şimdi bu 5 kuruş artınca insan bir tereddütte kalır.beklesem insanlar benim hakkımda ''lan fakir 5 kuruş için bekliyor'' der.beklemesem ''ibneye bak parayı küçük görüyor'' der mi acaba diye düşünür.aslında pek de önemli olmayan durumdur, zira insanların pekte sikinde değilsinizdir.
Bim'de, her alışverişten sonra karşılaştığım olay.
-dokuz lira doksan beş kuruş beyfendi.
-buyrun(10 lira verilir)
-kusura bakmayın beş kuruşumuz kalmamış.(kasiyer kız tebessüm eder)
-önemli değil.(kasada kız olunca yapacak pek birşey kalmıyor zaten)
(bkz: Bim) bu konuda çok hassas. Adamlar 5 kuruş kalsa bile mutlaka para üstünü veriyolar. Ne de olsa müşterilerin hepsi ya öğrenci ya da halktan insanlar olduğu için 5 kuruşu kıymeti biliniyor yani.
Ayrıca eğer siz birşey alacağınızda 5 kuruş eksikse utana sıkıla kasaya gidersiniz hatta çoğu zaman gitmeye çekinirsiniz ve gitmezsiniz ve büyük mağazalarda çoğu zaman olumsuz cevap alırsınız. Fakat hiçbir mağaza sahibi veya kasiyer, size 5 kuruşunuzu veremedi diye bir çekinme ve minnet duygusu altına girmezler. (bkz: adaletin bu mu dünya)
bünede ani bir tedirginliğe yol açar. patlamak üzere olan saatli bombanın sarı, kırmızı ve mavi renkli kablolarından hangisinin kesileceği gibi kararsız bırakır.
5 kuruşu alacağım diye beklerseniz cimri olursunuz.
5 kuruş önemsiz diyerek bırakıp gittiniz; adam çağırsa 5 kuruşunuz kaldı diye, gidip alınca 5 kuruş için geri dönmüş olursunuz, kalsın diyince 5 kuruş bırakıp 50 lira bırakmış gibi hava atmış olursunuz. her iki durumda da mal olursunuz.
en iyisi 5 kuruş para üstü bırakacak alış-verişlerden kaçınmak.
sıkça karşılaştığım ve hangi davranışın daha doğru olduğunu bilemediğim durum. ara sıra aklıma gelir düşünürüm. almamaya karar veririm. sonra bir iki derken 5 kuruş 5 kuruş gider benim paradan. bu davranışın sonunu getirmem ise almayı çok istediğim bir şeyi 5 kuruş eksik param var diye alamama anındadır. "lan ben bırakıyorum almıyorum, bunlar 5 kuruş eksik diye vermiyorlar ne bırakacam, bundan sonra hepsini alacam, sırada bile beklicem!" diye bir karar alırım bunun ardından. diğer tarafdan etraftakilerin ne düşündüğüne gelirsek, hiç önemli değil. bu konuda immanuel kant gibi düşünmek lazım. "niyet önemli abi niyet".
5 kuruşu almak için beklenildiğinde "mala bak 5 kuruş paraüstü için bu kadar beklenir mi?", beklenmeden gidildiğinde ise "artiste bak para üstünü almadan gitti, sanki bana 100TL bahşiş bıraktı amk." denilen ve sık sık karşılaşılan zor bir durumdur. (bkz: iki ucu boklu değnek)