en iyisi alışverişe çıkmamak. kız, erkek fark etmez hevesi varsa hepsi aynı ne yazık ki.
hiç çıkmamak en iyi tercihim. ihtiyaç duymuyorum lâkin tek ihtiyacım kitaplar ki onları da aylık yeniliyoruz.
anlayamadığım bir doğası var bu illetin, şimdi bir kadın bir mağazaya girer , tencere alacakken mesela çorap satan bir yere, çorap işte neyine bakacaksın al çık, tamam o anda aklına geldi anladım, tencere almaya çıktın ama çoraba ihtiyacın varmış , al çık. yok olmaz herşeye tel tek ellenecek , yerine - o da ne demekse- bakılacak. çorap mağazası iyi yine çabuk sıkılıyorlar, diyelim bir düğüne gidilecek kabusss kabusss, ayakkabısı var, kıyafeti var takısı var , aynı kıyafeti ya başkası giyerse tedirginliği var. düğün dediğin yerde zaten gelinden başkası önemli değil, çek üstüne allu pullu bir entari iki kıvır dön gel, hayırrr en alımlısı olmalısın, eee zaten senin günlük kıyafetli halini de biliyor düğüne gelenler ne gerek var. yok bu illet için bahaneye gerek yok, canı sıkılıyor gel alışverişe gidelim, ne gibi bir terapi etkisi vardır algılayamıyorum , ben film izlerim kitap okurum ya da oturduğum yerde sıkılırım, hem sıkılıp bir de üstüne para mı vereceğim. kadınlarr kadınlarr demeyin ben de kadınım ama alışveriş doğasını çözememiş bir kadın.
bunu yapınca kendimizi mutlu hissediyoruz. kıyafet, makyaj malzemesi, atıştırmalık, dergi v.s almak, insanın kafa dağıtmasına yardımcı oluyor. işime yarayacak ve kesin olarak beğendiğim şeyleri aldığım için verdiğim paradan pişmanlık duymuyorum. abartıp alışveriş çılgınlığına dönüştürmemek gerek.