alışverişe öyle dalmıştır ki, onun dışında ortalıkta gezinen herkesi oranın çalışanı sanmaktadır. size "siz mi bakıyorsunuz?" diye de cüretkar sorular sorabilmektedir bu densizler bazen. Pek anlayamıyorum, hadi küçük bir dükkanda insanın giyimi fark etmiyor, karıştırabilirsin belki çalışanla; ama herkesin gayet formaları ile ortalıkta dolaştıkları bir markette, "şu ne kadar? siz mi bakıyorsunuz?" denmesi gerçekten insanı çileden çıkartıyor.
bir iç giyim mağazasında tezgahların arasında oturmaya yer arar bir şekilde duruyorsanız kendiniz kaşınıyorsunuz demektir. "pardon bunların bir büyük bedeni var mı acaba?"lara maruz kalırsınız.
çoğu insanın başına gelebileceği gibi benimde başıma gelmiş bir olaydır.şunun fiyatı ne kadar, pardon ama bende müşteriyim diyerek geçiştirdiğim vakalardır.
en sinir olduğum durumlardan biri. zannedersem başına gelmeyen yoktur. bir arkadaşınızla çıktığınız alışverişte arkadaşınızı bekleme suretiyle ortalıkta mal mal bakınıyorsanız işte tam kıvama gelmişsinizdir. yok hayır bazen yardımcıda oluyorum,delimiyim neyim?!
o değilde üniversite kayıtları için gittiğimde beni üniversite görevlisi sanmışlardı,bi kabarmıştım bi kabarmıştım sorma...
-eaaa bunun fiyatı ne kadar üstünde yazmıyorda??
+Fiyatı ucuz olsa ne olacak bağyan. Yakışmamış size.
- Sizin göreviniz bu. Yorumlarınıza ihtiyacım yok.
+ insanlık yapalım dedik kötü mü ettik?
-Terbiyesiz adam şikayet edeceğim seni.
+Benim burada çalıştığımı kim söyledi size *
sizi katlı duran urunleri acip inceledikten sonra yine katlayip yerine koyarken gören kisidir. ki onlara bunun nedenini aciklayacak vaktiniz yoktur, düzen seversiniz siz.
ya da o gun tesadufen magaza calısanlarıyla benzer giyinen kisidir ki bu daha vahim.
- bakar mısınız bunun bi büyük bedeni var mı?
+ e be ablam. yiyorsun yiyorsun. sonra büyük beden arıyorsun. sığmazsın tabi bişeye. şimdi mağaza mağaza dolaş da içine sığacağın şey ara.
- aa üstüme iyilik sağlık. seni şimdi müdürüne şikayet ediciğim.
+ 100 ün üstü di mi? battal beden mi deniyor size?
- ay bana bişeler oluyor.
+ yetişin yetişin abla bayıldı.
Aslında sizin çalışan olmadığınızı bilir lakin ya sizden hoşlanmıştır ya da gerçekten anlamadığı bir konudur yardıma ihtiyacı vardır yadırganılmamalıdır. Sizden hoşlanılma durumu daha yüksek olabilir.
girdiğiniz mağazanın üniforması eğer sizin giydiğiniz kıyafete yakınsa sizi arkadan gördüklerinde insanların size muhtaç olduğu durumdur. bu adamdan olsa olsa satış görevlisi olur psikolojisini yaşatır size.
-pardon bu elbisenin fiyatı nedir?
-bilmem. nedir?
insanlık hali olabilecek durumlardan biri ama bazen de benzetilen kişi sizi sonuna kadar dinler ya işte o da bi o kadar sinir bozucu..
+ pardon bakar mısınız?
- buyrun..
+ bu elbisenin bi küçük bedeni var mı acaba?
- ne taraftan aldınız?
+ şu ortadaki askı grubundan..
- ben çalışan değilim ki..
+ ??***///
sadece sanmakla kalmayıp, sizin çalışan olduğunuza karar da verebilecek kişilerdir. en son ısrarla çalışmadığımı söylememe rağmen bir teyzemize iphone kabı satıyordum taksim'de. onun dışında birkaç saniyeliğine de olsa vapur iskelelerinde ve metro istasyonlarında da çalışmışlığım, çalışan sanılmışlığım, çalışan ilan edilmişliğim vardır.
üniversite döneminde bazı kurumsal firmalarda çalışmış olduğumdan bildiğim bir iş aslında. o nedenle beni gerçekten satış temsilcisi sanan bazı insanlara hiç pot kırmadan yardım ediyordum. bir kaç kere denk geldi zaten hepsi de güler yüzlü sevecen insanlardı.
Mağaza çalışanlarının giydiği renkte tişört giymiş birine sorması normal geliyor bir yerden sonra ama, takım elbise giymiş, market arabası süren kişiye, pasta süsleme aparatlarınız nerede diye sormak, büyük bir gayret ve beceri gerektiriyor.
