alışveriş için yurtdışına gitme takıntılı kişiler:
kendilerine "ne oldu türkiye'de alışveriş yapmak ağırına mı gidiyor? nedir yani burada yok mu alacağın şeyler, sen sen sen bizim ülkemize geri kalmış mı diyorsun laaaan" denilesi tiplerdir. buldukları her fırsatta yurtdışına özellikle parise alışverişe giden, ellerinde çanta çanta poşet ve bavulla dönen, ülkenin kaymak tabakasının kaymağını yiyen tiplerdir.
türkiyeden alınacak bulgari marka bir saat ile ingiltereden alınacak aynı model bir saat arasında 6000 euro fark olduğunu görünce normal karşılanabilecek bir durum
dünyanın en pahalı ve tek 7 yıldızlı oteli olan dubai'deki bruj el arab otelinin en çok müşteri çektiği ülkenin türkiye olmasını göz önüne alırsak pek de şaşırılmayacak durum.pazarların kapanma saatinde çocukları ile pazarda kalan ezik sebzeleri toplayan anne ve babaları,karda kışta halk ekmeği kuyruğunda bekleyen insanları,aş evinden yemek alıp evine götüren öğrencileri,380 milyonluk maaşla bodrum katlarinda sefil hayatı süren milyonlarca insanı görünce adaletsiz gelir dağılının ne menem bir şeyh olduğunu görmekteyiz.ayrıca inatla
beyni para harcamaktan başka bir halta yaramayan beyinsiz insanlar topluluğu.bir eşyaya bilmem ne kadar para verdiğini övünerek anlatınca adam yerine konacağını düşünen cücük beyinliler...
yurtdışında çoğu malın daha uygun fiyata bulunduğu gerçeğini görmüş, birazda paraları olduğu için atlayıp uçağa ordan alan kişilerdir. biz de anca ebay'den alalım.
