fatura kuyruklarında ki kuyruğun bitmesini tek başıma beklemeye...
mutfak alışverişinde poşetleri tek başıma taşımaya...
daha az mesaj gelmesine...
daha az heyecanlanmaya...
sinemaya, tiyatroya tek başıma gitmeye, ya da arkadaşlarımla gidip birinin omzuna yaslanmadan izlemeye...
kalabalıklara...
sevgililerin yanında oturup kendimi fazlalık gibi hissetmeye...
gülmek zorundaymış gibi olma hissinin verdiği yorgunluğa...
kaybettiginin yerine ne koysan dolmaz
bos birakacagim yerini,
hep bombos..
kısmıyla her dinleyişte duygulandıran şarkıdır..
hüsnü şenlendirici'yi ne kadar sevmesem de şarkının son kısmında klarnet solosuyla resmen ortalığın a.ına koymuştur.bravo!
bir şarkı bu kadar art arda dinlenirse daha doğrusu kendini dinlettirirse ve bahsi geçen şarkı bu şarkı gibiyse vay halinize..
dehşet güzel bir şarkı. dinledikçe dinleyesi geliyor insanın tüm mazoşistliğiyle.biliyorsun acıtıyor işte bir yerleri, anlıyorum tamam boğazında da bir düğüm sadece... e peki kardeşim derdin ne hala??! yüreğine sağlık yalııııın.
biten bir ilişkinizin ardından yanınıza gelip üzülme, alışmaya çalış diye sizi teselli etmeye çalışan yakın arkadaşlarınız olur ya, sanki onlara cevap niteliğinde yazılmış şarkı..
alışmaya çalısmak diye bir şey yok
alışmak zorundayım
üzülmemek diye bir şey yok
üzülmem gerek..
ilk dinlediğimde "boş bırakıcam yerini hep bomboş" kısmına gelince ağlamaya başladığım, sürekli dinler hale geldiğim ve her dinlediğimde de işi gücü bırakıp dalıp gittiğim şarkı. şarkı bitiyor, etkisi bitmiyor.