vazgeçilemeyecek şeyler değildir alışkanlıklar. en kötü ihtimalleri düşünürsek, bi yakınınızın ölmesine bile alışıyorsunuz, alışkanlıklardan vazgeçtikten sorasına da hayli hayli alışırsınız. onlarsız olmaz denen birşey yok yani.
"terkedip gitmek kolay alışkanlık kalır sadece geriye
ve bir tek o koyar." *
sevgi bittikten sonra bile, ayrılık hala acıtıyorsa... bu durumun sebebidir.
alışkanlık ne kötü şey.
bundan bir ay öncesine kadar saat kullanmazken derdimi telefon ekranı, bilgisayar ekranı gibi daha teknolojik şeylerle halledebiliyordum. saatim oldu. çok da elzem bir şey değildi yani, olmasa da olurdu. alıştık işte, bir gün takmasam boş hissediyorum şimdi. hiç olmayacak anlarda içimden saate bakmak geliyor. işin garip tarafı; biliyorum ki 3 gün takmasam o saati, yine alışacağım saatsizliğe.
işte böyle sözlük.
kötü şey, kötü.
insan her şeye de alışır mıymış yahu?
ne çok alışkanlığım varmış meğer. bilgisayar başına oturduğum anda msni açmak çevrimdışı gözüksem bile, her gördüğüm aynaya bakmak, evden çıkmaadan önce takılarımı takıp eve tam girdiğim anda o takılardan kurtulmak, bacak bacak üstüne atarak oturmak, uyku gelse bile gece onikiden önce uyumamak, insanlara güvenmek bunun hata olduğunu bile bile. insan her şeye alışıyor. insan en çok kendine alışıyor. en çok kendisine yabancı oluyor.
alışkanlık hem iyi hem de kötüdür. şöyle ki alışacak kadar çok zaman geçirmişsinizdir ve kötü tarafıyla karşılaşmamışsanız bu iyidir.
ancak alışkanlığınızı bir şekilde yerine getirmediğiniz de bu büyük rahatsızlığa,acıya dönüşür.o nedenle alışkanlığa alışmış bi bünyeden uzak durmalı..