atalarımızdan nakledildiğine göre(anonim) saç ile gözler'in arasında kalan yere alın denilip,kanlılık durumunun yöresel ifadesiyle de ganlılık denilip(zaman içinde ganlık olarak değişmiş),ve alnı çok diri,kanlı canlı olan insanlar için uydurulmuş söz.alınganlık;alnı kanlı canlı olmak gibi...
bir tür şartlı reflekstir. yapılması istenen yapılmayanı yaptırabilme gücüdür. ayrıca, (çoğunlukla ilgisizlikten) bunalmanın hemen ertesinde ortaya çıkan intikama yönelik bu davranış, geçmiş küçük bir hesaplaşmanın kaybeden tarafı olmanın huzursuzluğuyla birleşerek bahanelerin silah olarak kulanılıp misillemenin gerçekleştirilmesinin ardından telafi edilebilir kötü sonuçlar da doğurabilir. bu ikinci bölümde alınganlığı gösteren ve ilgiye kavuşan kişi dışında konu hakkında bilgisi olmaz kimsenin ve alınganlık sahibi kişi alınganlık göstermesine neden olan eski meseleyi bu yöntemle notralize etmiş olduğundan kalp kırmış bile olsa bunu umursamayacaktır. -"yani bir tür minik masum rehabilitasyon işlemi bu o zaman" diyorsan haklısın.-
genelde aşıklar birbirine yapar. ve bazen de nineler evde aksesuar vazifesi gören statik canlılar olmalarına bilenip onlar da yapar. kan kaybından(regl)dolayı kadınlar da yapar. fazla mesaiden erkekler de yapar. kardeşine aşırı ilgi gösterilen abiler/ablalar da yapar. herkes yapar ve birgün siz de yaparsınız "çocuklaşma lütfen!" denir. şefkat umarken fırça yediğiniz için mini etek meraklısı o sütun bacaklı-ee bundan sonra böyle-hatunu bacaklarına rağmen terk edersiniz. (kim getirdi lan yine meseleyi mini eteğe!?)
salt güçsüzlüğe veya kendine güvensizliğe mal etmek kişiye haksızlık olur zannımca. yıllar boyu yaşananlar, karşılıksız kalan veya beklenenin aksine gelişen olaylar ve tüm bunlara rağmen güçlü kalma mücadelesi sonunda insan en zayıf anında ufacık bir sözle darmaduman olabiliyor. o yüzden güçsüz, kendine güveni yok demektense empati kurmak daha doğru olur.
bu vasfa sahip olanların bir kısmı bunu her ne kadar ilgi toplamak için yapsa da, birçoğu gerçek hassasiyet sahibidir bu kişilerin.
sizin sikinizde olmayan bir durum o kişiyi derinden yaralayabilir.
bu yüzden ''alıngan'' birine karşı özenli olamıyorsanız (ki gerçek bir meziyet işidir bu) o kişiyle ahbaplık etmeyin.
hassas insanlar hiç tahmin edemediğiniz şeyler yüzünden evlerine kapanıyorlar ve abartmıyorum intihara sürükleniyorlar.
bunları söylerken kesinlikle kendimden değil, sevdiğim insanlardan yola çıkarak söylüyorum.
ben gerçek manada gamsız bir insan olduğum için yıllarca önemsemedim alınganlık ve hassasiyet mevzularını.
velhasıl, kim saçına, kıyafetine, konuşmasına, boyuna, kilosuna vs yapılan olumsuz eleştirileri sikine takmayıp, akşam evine gidince tv karşısında gamsızca çekirdek çitlemek istemez ki?
ek olarak, kişinin alınganlığı gün gibi açık bir gerçek olsa da yüzüne karşı ''sen de amma alıngansın amk'' demeyin.
basa beladir. bir meziyet olarak insanlarda var olmasinin yani sira, genel bir tezahuru de (isbu bunye dahil) detayci insanlaradir.
ustun koru algilamayan, basit dusunemeyen, butunden kopmadan en kucuk parcayi gorebilen insanlarda kuvvetle alinganlik belirtileri vardir. cunku o detaya vakif olundugunda kirilmak, uzulmek, nefret etmek adina cok seye sahip olunur.