bayramlarda, seyranlarda, yılbaşlarında, doğum günlerinde mütemadiyen hediyeleşiyoruz biz insanlar. çok da güzel bir gelenek. ama son 3 senedir çalıştığım iş yerinde, gelen hediyelerin hemen hemen hepsinin kupadan ibaret olması, ister istemez yüzümde zoraki gülümsemeyi oluşturuyor.
- al canım hediyen.
+ ah canım teşekkürler. dur açalım bakalım. (hediye paketinin şeklinden ne alındığı bellidir. garip sırıtma inceden başlar)
-aç bakalım.
-aa ne kadar hoş.
-beğendin mi gerçekten?
-beğenmez olur muyum ya. benim de ne zamandır böyle bir kupaya ihtiyacım vardı zaten. çay içerken hep seni hatırlayacağım bundan sonra.
barcelona nın müzesinde evdeki kadar kupa yok. bi adam 2 sene üst üste aynı hediyeyi alır mı ya? alıyor işte. muhtemelen kupa fabrikalarının sahibi yahudi olmalı. nasıl bir pazarlama dehasıysa, zamanında işleri yoluna koymuş.
burdan hediye alacak arkadaşlara seslenmek istiyorum. onlarca kupa var ama içindeki çayı karıştıracak herhangi bir alet yok. artık buna dur demenin vakti geldi. kupa değil çay kaşığı alınsın. en azından işe yarar.
geçenlerde bir arkadaş için düşündüm taşındım ne yapsam ne etsem diye aklıma resmini çizmek geldi.. verdim. ayyyy canım çok teşekkür ederim dedi.. yaklaşık 10 gündür görüşmüyoruz..
-aç bakalım
+hemenn.. ee bunu mu almıştın
-hıı beğenmedin mi?
+hayır, yani evet herneyse çok beğendim, zaten mağazada da bunu görmüştüm çok beğenmiştim. ya çok sağol canım arkadaşım.
-ben bunu mağazadan almadımda..
+neyse hadi pasta yiyelim.