beyni pc ye benzetirsek, önce hard disk hasarıyla başlayan, ardından ram belleğe ve işlemciye zarar veren bir hastalıktır. işletim sistemini de 95 e düşürür.
Bir yakınımızı kaybettik bu illetten, sürece bizzat şahit olduğum için biliyorum.
Başlıca ölüm sebebi olmamakla birlikte, uzun yıllar sürebiliyor ve önce yakın geçmişi unutuyorsunuz, ufak ufak başlıyor.
Sonunda ise herkesi ve her şeyi, tüm ihtiyaçlarınızı.
Yaşayabilme adına ihtiyaç duyduğunuz tüm eylemlerin gerekliliğini unutmak, vücudu zaman içerisinde güçsüz ve hastalıklara açık bir hale getiriyor ne yazık ki.
Cok zor bir hastalik. Eski bir arkadasimin annesi son evrede, zaman zaman yutkunmayi bile unutuyor yemek yedirilirken, oylece bekliyor nihayetin gelmesini. Keza arkadasim da ayni hastaliktan muzdarip, bazen yolun nereye varacagini unutuyorum diyor, misal gecen yila dair bir seyi konusamiyoruz, cunku o an yok. Surekli bir suru ilac, surekli doktor ziyaretleri. Surekli bildigin sandigini tekrar tekrar ogrenmek...
Hastalar sanki beynindeki bilgiler silinip gidiyormuş gibi hissederler, yaptıkları şeyleri anında unuturlar, bir türlü istediği kelimeleri bulamaz ve acı çekerler. Alzheimer'ın beyinde biriken fazla proteinlerle alakalı olduğu bulunsada günümüzde tedavisi bulunamayan bir hastalıktır, anca alzheimer erken teşhisle ilerlemesi yavaşlatılabilir.
"washington üniversitesi tıp fakültesi araştırmacıları, alzheimer hastalarının 6 farklı grupta incelenebileceğini ortaya koydu. böylece alzheimer hastaları için kişiselleştirilmiş tedavi yolunda önemli bir adım atılmış oldu. molecular psychiatry dergisinde yayımlanan ilgili makalenin başyazarı shubhabrata mukherjee çalışmayı şöyle açıklıyor: “alzheimer hastalığı, göğüs kanseri durumunda da olduğu gibi, tek bir hastalık değildir. benim düşünceme göre, iyi bir ilaç klinik denemeler sırasında başarısızlığa uğrayabilir çünkü deneklerin hepsi aynı çeşit alzheimer hastalığı çekmiyor olabilirler.”
yapılan çalışmaya farklı enstitülerden 19 araştırmacı katkıda bulundu. ekip, 4.050 tane geç-başlangıçlı alzheimer hastasını, tanı koyma sırasındaki bilişsel işlevlerine dayanarak 6 gruba ayırdı. ardından, bu gruplar arasındaki biyolojik farkları bulmak için genetik verileri kullandı. ekipten paul crane, sonuçların heyecan verici olduğunu belirtiyor: “bilişsel olarak alt gruplara ayrılan alzheimer hastaları arasında azımsanamayacak biyolojik farklılıklar bulduk.” genetik farklılıklarla ilişkili bilişsel alt grupların belirlenmesi, alzheimer hastalığı için hassas ilaç yaklaşımı geliştirilmesine yönelik önemli bir gelişme niteliği taşıyor.
katılımcılar dört ayrı alanda bilişsel puan aldı: bellek, uygulama işlevi, dil ve görsel-mekânsal işlev. en kalabalık grup (%39) dört alanda da birbirine yakın puanlar aldı. ikinci en kalabalık grubun (%27) bellek puanı, diğer alanlardaki puanlarından epeyce düşüktü. daha az kişiden oluşan gruplarda, dil puanı diğerlerinden epeyce düşük olan (%13), görsel-mekansal işlev puanı diğerlerinden epeyce düşük olan (%12) ve uygulama işlevi puanı diğerlerinden epeyce düşük olan (%3) hastalar vardı. %6’lık bir dilimde ise diğer puanlarından çok daha düşük puan aldıkları iki alan olan kişiler vardı.
yaş ortalaması 80 olan katılımcılar 5 ayrı çalışmadan geliyordu ve anlamlı şablonları algılamak amacıyla, tüm çalışmalardaki nöro-fizyolojik sınama puanlarının standartize edilmesi iki yıldan uzun süre aldı. araştırmacılar, alt grupların biyolojik olarak ayrık olup olmadıklarını anlamak için genom çapında genetik veriler kullandı.
bilimciler, genetik ilişkilendirmenin çok güçlü olduğu bir alt grupta, insanlarda en sık rastlanan genetik çeşitlilik biçimi olan tekil nükleotit çok-biçimliliğinden (ing. single nucleotide polymorphism – snp), genomun belirli yerlerinde 33 tane buldu. her bir snp, tek bir dna nükleotitindeki fark anlamına gelir. yani snp belirlenen iki bireyin genomunun belli bir noktasındaki nükleotit aynı değildir. bulunan genetik ilişkiler, daha önce yapılmış olan geniş kapsamlı bir uluslararası çalışmada saptanan en kuvvetli etkilerden daha kuvvetliydi. söz konusu eski çalışmada, alzheimer hastalığı tek bir homojen durum olarak ele alınmıştı ve alzheimer hastalığı riski ile ilişkilendirilebilecek 20 snp bulunduğu açıklanmıştı. yeni çalışma ise tek bir alt grup için 33 snp buldu.
çalışmada ayrıca apoe geninin belli bir varyantı ile bellek alt grubu riski için özellikle güçlü bir bağlantı saptandı. apoe-e4 aleli, ataları avrupalı olan kişilerin alzheimer hastalığına yakalanması konusunda çok güçlü bir risk faktörü oluşturuyor. ayrıca görünüşe bakılırsa, kişinin hangi bilişsel altgrup çeşidindeki alzheimer hastalığına yakalanacağı üzerinde de etkisi var.
insanlar şu anda doğrudan tüketiciye ulaştırılan ücretli gen testleri ile kendilerinde apoe-e4 aleli olup olmadığına bakabiliyorlar; ancak araştırmacılar apoe-e4 aleline sahip olduğu hâlde alzheimer hastalığına hiç yakalanmayan pek çok kişi olduğunu vurguluyor. yanı sıra, bilinen herhangi bir genetik risk faktörü taşımadığı hâlde alzheimer hastalığına yakalanan da çok sayıda insan var."
Beyin kaynaklı bir hastalık. Tıbbi açıklamasını bilmiyorum ancak dedemi bu hastalıktan kaybettim. Hafızalar gün geçtikçe siliniyor. Buna biraz şizofrenlik ekleniyor. Küçüklük yaşlarından birine dönüyor ve orada takılı kalıyor. Bazı zaman ve belki çoğu zaman yaşamsal aktivitelerini dahi unutuyorlar. Aşırı ve gereksiz bir zayıflama başlıyor. Kemiklerin görünürlüğü sağlanıncaya kadar. Ve öldürüyor.
Bunama diye tarif edilen genetik kökenli olduğu varsayılan hastalık. (bkz: lanet bir hastalık) . teyzemin başına geldi. Şuan beyni ceviz büyüklüğünde ve kesinlikle hatırlama diye bir şey kalmadı. 6 aya ölür diyorlar. Yürüyemiyor yatalak. Konuşuyor ama seninle benimle değil kendi kendine. Bağırıp çağırıyor çığlık atıyor ama ortada birşey yok anlamsız herşey umut diye birşey kalmadı. Yemeğini tek başına kesinlikle yiyemiyor. Yediriyorsun altına anında yapıyor bez bağlıyoruz. Yataktan kaldırırsan ağlıyor kendini kasıyor asla kalkmak istemiyor. Yendiğini ya kusuyor ya da bezine anında yapıyor. 7 sene önce bu hastalığı öğrendik ilk başta birşeyleri kendi başına düzeltemiyordu çok düzenli olan teyzem dağınık olmaya başlamıştı şimdi ise bir deri bir kemik. Bir iskelet gibi yatıyor. Demans beyin küçülmesi alzheimer ben artık terimleri karıştırmaya başladım her ne bela ise bu teyzemi öldürecek. 6 ay diyorlar dediğim gibi 6 ay. Bir insan için biçilen zaman ne kadar kolay dile getiriliyor değil mi? Bu hastalık başta unutturuyor sonra vücudu bitiriyor en son nefes almayı da unutuyorsun yutmayı unutuyorsun yutkunmayı vs. Şuan titriyorum zangır zangır. Beni ve annemi asla unutmayacağına söz vermişti oysa ki...
Acıbadem Fulya Hastanesi Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Geysu Karlıkaya, Alzheimer hastalığı hakkında toplumda “doğru” sanılan “yanlış” bilgileri anlattı, önemli bilgiler verdi.
1. YANLIŞ: Alzheimer hastalığı normal yaşlanma sonucudur.
DOĞRUSU: Yaşlandıkça hafif düzeyde unutkanlıklar olması, örneğin yeni tanışılan birinin isminin unutulması, anahtarların kaybedilmesi veya ilk defa gidilen bir yerde yolun şaşırılması normal olabiliyor. Alzheimer ise unutkanlık dışında bulguların da eşlik ettiği bir hastalık. Hafıza kaybına ek olarak başka bilişsel alanlarda da bozukluklar ortaya çıkıyor ve giderek diğer alanlara yayılıyor. Beyin hücrelerindeki hasar sebebiyle çok uzun yıllardır tanınan kişilerin isimleri veya yıllardır her gün gelinen evin yolu unutulabiliyor.
2-YANLIŞ: Alzheimer hastalığı sadece ileri yaşta ortaya çıkar.
DOĞRUSU: Nadiren de olsa Alzheimer hastalığı 30-40'lı yaşlarda da görülebiliyor. Bu durum genellikle genetik geçişli Alzhemier hastalığında gelişiyor.
3.YANLIŞ: Annem Alzheimer hastası. Benim de Alzheimer hastası olma riskim çok yüksek.
DOĞRUSU: Günümüzde yaşam süresinin uzaması nedeniyle Alzheimer hastalığı görülme sıklığı arttı. Öyle ki 65 yaş üzerindeki kişilerde bu oran yüzde 10 iken, 85 yaş üzerinde yüzde 50'ye yaklaşıyor. Bu sebeple de hemen herkesin belli bir yaş üzerindeki aile üyelerinden biri Alzheimer hastası oluyor. Genetik geçişli Alzheimer hastalığı tüm hastaların sadece yaklaşık yüzde 5'ini oluşturuyor. 65 yaşından sonra başlayan Alzheimer hastalarında genetik geçiş olma olasılığı 30-60 yaş arasında başlayan hastalara göre çok daha düşük seyrediyor.
4. YANLIŞ: Grip aşıları, alüminyum tencerelerde pişen yemekler, alüminyum kutulardan içilen içecekler, diş dolguları ve bazı suni tatlandırıcılar Alzheimer hastalığına sebep olur.
DOĞRUSU: Bilimsel olarak böyle bir ilişki gösterilememiştir.
5.YANLIŞ: Bunamanın tek sebebi Alzheimer hastalığıdır.
DOĞRUSU:Alzheimer hastalığı bunamanın en sık görülen sebebidir. Ancak tedavisi çok daha kolay olan vitamin eksiklikleri, hormonal bozukluklar, hidrosefali vb. pek çok hastalık da benzer bulgulara sebep olabiliyor. Bu nedenle kesin tanı bunama belirtileri olan kişilerin nöroloji uzmanları tarafından ayrıntılı değerlendirilmesinden sonra konulmalı.
6.YANLIŞ: Alzheimer hastalığının tedavisi mümkündür.
DOĞRUSU: Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Geysu Karlıkaya, günümüzde Alzheimer hastalığını tedavi etmenin veya ilerleyişini durdurmanın mümkün olmadığını belirterek, “Verilen ilaçlar, bulguların kötüleşmesini yavaşlatmak, davranış bozukluklarını düzeltmek ve komplikasyonların önlenmesine yönelik oluyor” diyor.
7.YANLIŞ: Alzheimer hastalığı önlenebilir/önlenemez .
KISMEN DOGRU: Hastalığı önleyici bir ilaç olmadığı bir gerçek. Ancak sağlıklı ve dengeli beslenme, Akdeniz diyeti, beyin ve vücut egzersizleri ile iyi bir sosyal yaşamın hastalık riskini azalttığına dair çalışmalar mevcut. E, B, C vitaminleri, balık yağı, gingkobiloba ve selenyum takviyelerinin önleyici tedavideki rolleri ise tartışmalı.
8.YANLIŞ: Alzheimer Hastalığı tanısı konulduğunda yaşam bitmiştir.
DOĞRUSU: Alzheimer hastalığı yavaş ilerleyici bir hastalıktır, tanı aldıktan sonra uzun süre yaşam kalitesi korunabiliyor. “Hastalığın hasta yakınları tarafından doğru anlaşılması hastaya yardımcı olmak için ilk şartı oluşturuyor.” diyen Prof. Dr. Geysu Karlıkaya şu bilgileri veriyor:“Hastanın keyifle yapabildiği aktivitelere devam etmesi, yakınları tarafından hastada saldırganlık ve korkuya yol açacak davranışların iyi tanınarak kaçınılması, hastanın kendisini güvende hissedeceği pozitif bir yaşam çevresi sağlanması ve mutlaka konuyla ilgili sağlık personellerinden yardım alınması yaşam kalitesinin korunmasına yardımcı oluyor. “
9.YANLIŞ: Alzheimer hastaları hastalıklarının farkında değildir.
DOĞRUSU: Alzheimer hastalarının çoğu hastalığın başlangıç dönemlerinde bir şeylerin ters gittiğinin farkında oluyor. Hastalık; hafıza bozuklukları ve daha önce kolaylıkla yapılan işlerde zorlanmalar, depresyon ve agresif tavırlara sebep olabiliyor. Bu dönemde hasta yakınlarının yaklaşımı hastayı rahatlatmak açısından çok önem taşıyor. Hastalık ilerledikçe her şey bulanıklaşıyor ve farkındalık da azalıyor.
10. YANLIŞ: “APOE e4” geni olan kişiler mutlaka Alzheimer hastası olacaktır.
DOĞRUSU: APOE e4 geni taşıyan kişilerin tümünde Alzhemier hastalığı görülmediği gibi Alzheimer hastalığı bu geni taşımayan kişilerde de gelişebiliyor. APO E geninin üç çeşidi var; e2, e3, e4. Toplumun yarısından fazlasında APO E e3 geni bulunuyor. APOE e4 geni ise sadece bir risk faktörüdür, bunun dışında henüz bilinmeyen başka riskli veya koruyucu genler olma olasılığı yüksektir. Alzheimer hastası olma riski 85 yaşından sonra yaklaşık yüzde 50'dir. Tek Apo E4 geni olan kişiler bu yüzde 50 oranını 75 yaşında yakalıyor, her iki ebeveynden de bu geni alarak 2 kopya taşıyanlar ise bu oranı 65 yaşında yakalıyor.
Az önce alzheimer hastalarına özel bir huzurevindeydim. insanlar seni sanki öz evladınmış gibi karşılıyorlar önce bugünün onlara bayram olduğunu söylemişler belki de bayramın ne demek olduğunu hatırlamasalar bile hepsi özene bezene giyinip süslenmişti. Konuştuğumuzda ise oturdukları koltuğun yastıklarını hediye olarak bana vermek istediler. Bir tanesi torununa benzediğimi söyledikten sonra ismini sorduğumda hatırlamadığını söyledi.
insanlar orda belkide hayatlarının son günlerini zor şartlar altında geçiriyorlar ve görevlilerin söylediğine göre haftada birkaç kişi o da ailesinden biri olduğu için geldiğini söylediler. Orda sadece bütün gün oturmaktan başka bir şey yapmayan insanları gidin görün beş dakika sonra belkide sizi hatırlamayacak olsalar bile sevindirin.
Kimsenin başına gelmemesini dilediğim hastalık, gördükten sonra insan bir hayatını sorguluyor.
beyinde anormal derecede protein depolanmasıyla karakterize edilen bir hastalıktır.
insan beyninin bilişsel fonksiyonlarını sekteye uğratan bir hastalık olup, yaşlı hastalarda hafıza kaybına neden olur.
yukarıda da ifade ettiğimiz gibi beyinde biriken protein depozitleri Alzheimer hastalığının klasik bir belirtisidir. ve biriken bu depozitler beyin hücrelerinde ilerleyici dejenerasyonu tetikler.
-Alzheimer hastalığının tedavisine yönelik umut verici bir gelişme-
bilim insanları Alzheimer hastalığının erken aşamasındaki hastalarda zararlı beta amiloid plaklarının azalmasını sağlayan -yeni bir antikor olarak tanımlanan- ''aducanumab'' adlı ilaç üretmeyi başardılar.
seçici bir şekilde bir epitopa karşı reaksiyon gösteren bir antikor olan ''aducanumab'', beyindeki ambloid plaklarını bağlar. böylece ilaç mikroglial hücreleri de aktifleştirir ve plaklar ortamdan uzaklaşır.
araştırıcılar erken evre klinik çalışmalarla aducanumab ilacının 1 yıl düzenli kullanımına bağlı olarak bilişsel gerilemenin hastalarda önemli bir şekilde azaldığını rapor etmişler.
aducanumab ilacı Alzheimer hastalığın tedavisinde umut verici bir gelişme gibi gözüküyor.
yalnız yine de temkinli olmakta yarar var.
ilacın yan etkilerinin incelenmesi gerekiyor. ayrıca ilaç doz uygulamalarının da detaylı bir şekilde araştırılması gerekir.
Nöronlarda amiloid plaklar oluşması. Mikrotübüllerle birlikte, madde taşınmasında görev alan tau proteini, işlevini tam olarak yerine getiremez ve Madde taşınamaz.