bana yazı, darka'yı, hendrix'i, hatırlatan $arkı. yazın hendrix'le beraber çalıp söylemeye kalktığımız, ama sözlerinin unuttuğumuz için bir türlü gerisini getiremediğimiz adamı bitiren $arkı.
interstate 95... rüzgar var geride...volüm en sonda gülüm..basıyorum gaza.basmak fiilini seviyorum. ve benzin suyla yarışmaktan bitap düşmüş, havlu atmış, no problem...rüzgar da var demiş miydim, bi daha derim ne çıkar..ne çıkar biz cansever'i anlamasak da.ama anladık...
adana'nın taştan bir yolu...rüzgar var geride, rüzgar hep var, yeter ki sen hızlı gitmeyi bil,biliim yani, ben, su benzinle yarışamıyor buralarda ama ben basıyorum yine de...
belki de hayat sadece böyle bir şey olmalı..gitmek ,rüzgar ve şarkılar.
olmayadabilir..bilemedim.
...
zamansızlık ve mekansızlık ilkesi... her şarkıya nasip olmaz...
çalması, dinlemesi, söylemesi -bu biraz zor evet klaus meine sonuçta- çok basit olan ama nedense insanı büyüleyen scorpions şaheseridir. sanki bir büyüyü başlatan ilk sözcükler gibi akar gider klaus'un ses tellerinden güçlü bir şekilde sözler ve sizi olmadığınız kadar derinlere gömer; titrersiniz çaresizlikten.
Yedide gel, yer iyi hissediyor
Bugün seni arayacak zaman yok
On bire kadar tekrarla, sonra Çin yemeği
Otele yeniden dön
Numaranı arıyorum, hat ücretsiz değil
Bana gelmeni anlatmayı seviyorum
Sensiz bir gece, kayıp bir rüya gibi görünüyor
Aşk, sana nasıl hissettiğimi anlatamam
Her zaman bir yerlerde
Nerde bulunsam seni özlüyorum
Seni tekrar sevmek için döneceğim
Başka bir sabah, başka bir yer
Ama her şehir beni sonda gördü
Ve beni tekrar sana getiriyor
Her zaman bir yerlerde
Nerde bulunsam seni özlüyorum
Seni tekrar sevmek için döneceğim
Her zaman bir yerlerde
Nerde bulunsam seni özlüyorum
Seni tekrar sevmek için döneceğim
bir yerlerde oluşun müjdecisi şarkı. aşmış geçirmiş bir ruh gibi vuruyor...
sabaha karşı bir zaman, nerelerde oluşun anlamı olmadığı gibi saatin kaç olduğununda anlamı yok. sadece bir tını var, içinden geçen ruhlar...
gidiyorum, olmam gereken yerlerden olmam gereken yerlere...
rüzgarın hızı saçlarıma yetişemiyor. demirden bir ata binip rüzgarın estiği başka yerler arıyorum. neresi olduğu önemli değil.
her zaman bir yerlerdeyim...
Bu saatte dinlenen hatta şuan bu satırları yazarken arka planda çalan, insanı sebepsizce bir boşluğa atan, orada çaresizce kahreden, "come to me" derken adamı madam eden, hüznün gözyaşına dönüştüğü, klaus reyizin seslendirdiği alman arabeski.