"iki kere çizdim altını adının
topladım geceyi
bir gelmek etmedi
yetseydi çıkarırdım ağzından
ağzımla üç kal bir hamrâyı
duruyorumdur bir kül soğuğudur aslında
üşür siperlerim, üç beş -beş yedi
gitmene benziyor gök
yağacak gibi duruyor
yağacak gibi
yağacak
cem edip üç çentik attım
bindokuzyüzdoksanüçe
elan çat kapı olasın hülya bu
alnında saten bir gülümsemeklikle
kızart yüzünü sitemin
kanırıp büyüsün ışkın çöle
yürüyorumdur bir ateş raksıdır esasen
hayıflanıyor geçtiğim sokak eleme
ilişmeden geçiyor yaprak
esirgenmekten bahtiyar
gök parlıyor bir ayam terli
dokunarak diğer elimle bir bir, kaç kez
geçtiysen kaburgamdan
hep üç sözcük fazla çıkıyor ölümden
seni, gözüyle ve dünya
bir su duruyor ecelle aramda
mahrum bu tadattan
düşmemiş üzerine karanfil
hiç yanmaya yakın"