--spoiler--
(golden girls madonna konserinden dönüyolar)
Dorothy :madonna'nın sahnede yaptıklarını ben kocamla yatakta yapmadım.
Rose :bence madonna ismi ona hiç yakışmıyo.
Sophia :bence sürtük daha çok yakışırdı...
--spoiler--
80'li yıllarda TRT'de oynamış komedi dizisiydi.. O yıllarda bizi gülmekten kırıp geçirirdi. Aynı evde yaşayan; üçü 60'ı, biri 80 yaşı devirmiş 4 dinamik kadının eğlenceli yaşamlarını anlatırdı.. Hiçbirinin huyu suyu birbirine benzemezdi, diziyi cazip kılan da bu olsaydı gerek.. Hayata sıkı sıkıya bağlı olmaları ve hayattan zevk almayı bilmeleri ortak noktalarındandı..
Dorothy (Dorothy'nin kızı, erkeksi, mantıklı ve en uzun boyluları)
Blanche (Erkek düşkünü, hafif isterik ve en güzelleri)
Rose (Taşralı, iyi niyetli, saf ve en romantikleri)
Sofia (Doroty'nin annesi, çılgın, laf ebesi ve en yaşlıları)
Geçtiğimiz yıl; Türkan Şoray, Hülya Koçyiğit, Fatma Girik ve Nevra Serezli'nin oynadıkları yerli versiyonu da çekilmişti.. Dizi bir kaç bölüm oynadıktan sonra apar topar yayından kaldırılmıştı.
Televizyon tarihinin en başarılı dizilerinden olan tam 4 sene üst üste 'En iyi Televizyon Dizisi Altın Küre Ödülü' almış bir diziden sonra izleyicinin bizim 'Çakma Altın Kızları' beğenmemesi gayet doğaldır bence.
reyting illetine yenik düşmesin diyorlar bu dizi için. hala anlamış değilim böyle söyleyenleri. altın kızlar, açık ve net bir ifadeyle, türk milletini temcit pilavına layık görenlerin yiyeceği tokadın resm-i geçiti olacaktır. pek yakın bir zamanda da haliyle yayından kaldırılacaktır. her şey ortada çünkü. ötesi yok.
dev kadroymuş bilmem neymiş hikaye.
"dev" diye yutturulan insanların daha seslerini bile kullanmayı bilmediklerini gösteriyor beyaz cam bize. türkan şoray'i star yapmişti yeşilçam. e basıyordun dublajı, bitiyordu iş tabi. ama yok. bu kadını beyaz camda izlemek gerçekten sabır istiyor. hadi tatlı hayat'ı haluk bilginer'in hatrına seyrettik ama. artık yeter. olmuyor işte. zorlamayın boşa. hülya koçyiğit de keza. izleyiciyi ekran başına kitlemesi gereken yılların sanatçısı vasatı geçmiyor nedense.
nevra serezliyi tek geçiyorum. elinden geleni yapıyor ama o da koca diziyi tek başına sırtlayamayacaktır elbet. hele ki böylesi bir senaryoyla.
bir zamanlar married with children'ı uyarlamaya çalışmışlardı. onda da aynı mantık vardı. orjinalindeki esprileri aynen tercüme etsek yeter demişti heralde yapımcılar. basarız gülme efektini olur biter demişlerdi. ama olmuyor işte. izleyici özgün bir şeyler görmek istiyor.
bakalım kaç bölüm daha gidecek???
edit: eski entry'lere şöyle bir bakarken gözüm takıldı. zaman yine haklı çıkartmış beni. iyi ki de öyle olmuş. hadi geçmiş olsun...
biz sizleri gönlümüzün sultan makamlarına koymuşken bu kadar uyduruk ve hırsızlık ürünü bir proje ile karşımızda olmanız çok üzücü. aslında üzücüden daha kırıcı kelimelerim var ama saygımdan parmaklarımı oynatamıyorum. açık konuşmak gerekirse dizinin başlangıcında en iyi performans sergileyen serezli'ydi ama türkan sultan'ın rolüne çekilen ayar ile sultan da kafa kaldırmaya başlamıştır. uzun soluklu olacaktır çünkü bu kadroyla 2 sahnede gözükmek istemeyecek oyuncu yok. ite kaka devam etirecekler ama beni üzmeye devam edecekler. yahu yapımcı madem bu kadroyu kurabiliyorsun adam gibi senaryo niye bulamıyorsun????????????????
hülya koçyiğit'in yürüyüşünden hiç bir şey kaybetmediğini gördüğümüz dizi. yakında koşarak kendini yatağa atıp gözlerinden yaş çıkarmadan ağlayacağı bölümler izleyebileyeceğiz gibi görünüyor.
reyting illetine yenik düşmesini lstemediğim dizi. özellikle fatma girik' e hayran oldum. ayrıca türkan şoray son oynadıği dizi olan tatlı hayat' taki performansının tam tersini gösteriyor. takılmıyor, daha az titriyor, kekelemiyor; çok başarılı.
türkiye nin belgesel niteliğinde, ilk televizyon dizisi. oyuncu kadrosu bakımından yani. ''küçük mü açacak, büyük mü'' ya da, ''bakalım ayşe teyze, bu akşam kendisi için gelen eş adaylarından hangisini seçecek'' saçmalıklarının yanında, aynı gün ve saatte alternatifi pek te olmayan iyi bir dizi diyebiliriz. zaten değeri de reytingle ölçülemez o da var. **