bazı kadınlar böyle günlere "gün parası"ndan ayrı +10 lira topluyorlar. o da gidilen yerde yeme içme parası.
yani durum bu kadar boktan dostlar. artık misafirliğe giderken hesabı istemeye de başlarız.
kücük yaslarda daha fazla sahit oldugumuz organizasyonlardır yas ilerledikce ebeveynler tarafından o esnada ev dısında olmamız istenir,önlük cıkartılmadan canta bir yere fırlatılmadan masa üzerinde bulunun hamur işi vs ye abanılır lakin ebeyen müdahalesi gecikmez.
eskiden "gün" denilen toplanmaların, işin içine altın da karıştırılarak son dönemlerde aldığı addır. hangi ad altında olursa olsun çoğu kişi tarafından küçümsenir bu günler. oysa bütün gün evde olan, kocasının çocuğunun dağınıklıklarını toplayan, akşama ne yapacağını düşünen, iki laf edecek kimseyi bulamayan, giderek bu döngü sonucunda depresyonun pençesine düşme riskini taşıyan ev kadınlarının sosyalleşmesidir bir bakıma bu günler. iki süslenir, takıp takıştırır, varolduğunu hisseder, beklendiği, karşılandığı bir yere gider. çocuklarından bahseder orada, kah şikayet eder kah övünür onlarla. kocalar, kaynanalar varsa gelin çekiştirilir. gülünür hatta siyaset bile konuşurlar. yenilenmiş tazelenmiş olarak evine döner. bir nevi gurup terapisi gibidir bu altın günleri.
altın günü. kadınların bir grup halinde toplanıp aralarında para biriktirerek altın aldıkları bir tasarruf şekli. böyle yapmasalar kenara altın koymaları mümkün değil. çok güzel bir altın yapma şekli. altına para vermese bu tasarrufu yapması zor. çünkü bir yerlerden parayı sıkıyor. gerekirse mutfak harcamaları ve özel giderleri kısıtlayıp bu yola baş vuruyor takdire şayan bir uygulama.
yani taşındığım apartmanda yapılan bir güne ısrarla çağırılıp gitme gafletinde bulunduğum durum. gittim gitmesine ama hala kendime gelemedim , resmen beynim tecavüze uğradı. bu kadar saçma sapan konuların konuşulduğu ve hiç ama hiç gülünmeyecek şeylere gülen ve seni sorguya çeken en az 10 teyzeyle beraber 40 dakika geçirmek kabustu.
bütün apartman teyzelerinin süslenip püslenip, hazırlanan mamalar eşliğinde yaptığı toplu dedikodu törenidir. apartmanda nelerin döndüğünü onlar sayesinde biliriz hep. ayşe teyzenin ortancanın hayırsız olduğunu, hatice teyzenin oğlunun siksen yeşil zeytin yemediğini, sermet amcanın bir dönem külotlu çorap giydiğini, asiye teyzenin koltuk altından "zartt" sesi çıkartabildiğini dönemin teyzelerinden öğrendik. saolsunlar hep olsunlar..