gün içerisinde yapılan koşuların içerisinde önceden belirtilen koşudan başlamak suretiyle arka arkaya koşulan koşuların altı tanesinin birincisini bilmekle ganyan oyunları bakımından kazanan olacağınız oyun türü. 9 koşulu bir yarış gününde 4. koşudan itibaren koşulan koşuların tamamının birincisini önceden bilirseniz ve ganyan kuponunuzu herhangi bir ganyan bayiine yatırmışsanız ganyanlar hesaplandıktan sonra çıkacak olan ikramiyeyi kazanmış sayılırsınız. altılı ganyanın başladığı koşulardan itibaren koşulara verilen isim ayaktır. dolayısı ile birinci ayak, ikinci ayak, üçüncü ayak, dördüncü ayak, beşinci ayak ve son olarak altıncı ayak olacaktır. kuponların bedeli oynanılan her ayaktaki at sayısının bir sonraki ayakta oynanılan at sayısı ile çarpılmasıyla değerlendirilir. buna göre örnek vermek gerekirse, birinci ayakta 4 at, ikinci ayakta 2 at, üçüncü ayakta 1 at, dördüncü ayakta 2 at, beşinci ayakta 4 at ve son ayakta 1 at gibi bahis oynarsanız hesaplama 4x2x1x2x4x1 = 64 oyun şeklinde yapılır. her bir oyun 0.05 birimdir. buna göre altılınız 64x0.05 birim = 3,2 ytl olarak hesaplanır. yapılan koşularda koşan her bir atın altılı ganyan başlamadan önce oynanan oyunlar yönünden muhtemel ganyanları hesap edilir. atın oynanan oyunlarda çok fazla bahis alması demek o atın ganyanının düşük çıkmasına, az bahis alması ise yüksek çıkmasına sebep olacaktır. bütün ayaklar tamamlandıktan sonra tevziye tabi miktar altılı ganyanı doğru bilen kişi adedi kadar pay edilir. eğer çok büyük süprizler gelir ve kimse o gün ki altılı ganyanı doğru bir şekilde tahmin edemezse altılı ganyan bir ertesi aynı il koşusunun tevzisine devir olur. kıssadan hisse bu oyun türünde at koşar baht kazanır.
müdavimleri hayattan elini eteğini çekmiş bomboş ama eğlence dolu güzel insanlardır. hatta bir tanesi bir gün bayide yanyana altılı kupon yaparken bendenize;
"seksten bile çok seviyorum bu mereti lan" demişti.
altı ayaktan oluşan ve her ayakta birden fazla atın koştuğu, ikramiyeyi tutturabilmek için altı ayakta birinci gelen atların bulunması gerektiği, çok para vermesi için sürpriz-bomba atların bulunması gerektiği şans oyunu
alkolden henüz malulen emekli olmamış eray amca oynardı bir zamanlar altılı genyanı yanımda. bense atla gel şaban'daki niyazi misali nedir bu altılı genyan hiç anlamazdım ve anlamayada hiç niyetim olmadı. bunuda söylediğimde hemen herkes düzeltmeye çalışır genyan değil ganyan diye. çünkü o taraklarda bezim olmadığı gibi tatlı tatlı kırmızı tuborg içip karıncalı gösteren trt 3 yerine eray amca'nın tepkilerine gülmek çok daha zevkliydi. eski alkolik eray amca'nın anlattığı bir hikaye şöyleydi. at yarışı sevdalısı evli bir adam kumar borçlarını ödemek için evindeki eşyaları satar ve ailesi bu adamı terk eder. sıfırı bulan bu adam elindeki son parayla izmir hipodromuna gider. nasıl olduğunu hatırlamıyorum bir jokey'in ayaklarına yapışır ve abi herşeyimi kaybettim ne olur bir tüyo vermen lazım der. jokey etrafındakilere alın şunu başımdan diyerek uzaklaşırken son kez döner ve adama bakarak bir alttan birde üstten vur der. sonu malumunuz mutlu son. adam parayı alır evine ailesine kavuşur. alkolden malulen emekli olmadan önce henüz rengarenk yıllarında alkolik eray amca'nın anlattığı hikaye...
herkese renkli günler
Çok erken yaşta hastası olduğum 26 yaşından beri de oynamayı bıraktığım şans oyunu.
Aslında tam olarak şans için veya para için oynanmıyordu en azından ben para odaklı oynamıyordum. izlemesi ayrı ders çalışması ayrı zevkliydi. Yani aslında oynama isteği tahmin üzerine kuruluydu ve bu tahmin öyle alelade tahminler üzerine kurulu değildi. Daha önce nerede koşmuş orjini nedir kum mu çim mi? Jokey mi apranti mi?... Daha neler neler bildiğin çalışma üzerine kurulu tahminler isteyen ve asıl zevki bu olan oyun türüydü benim için.
Evimizin altında hem birahane hem altılı ganyan olunca hem birayla hem altılıyla 14-15 yaşlarında tanıştım. Ailem uyanmasin diye yaz tatilimde ganyandaki çay ocağına "abi sana yardım edeyim beni işe al parada gerekmez çayını içerim" dediğim bir hastalıktı bende o derece yani. Tabi bedava bültenin tadı da başka oluyordu.
Şimdi bazen oynuyorum tabi takip edemediğim için zevkli olmuyor eskisi gibi. Birde sabah aksam yarış var bir anlamı kalmamış pek öyle geliyor bakınca.
Bu arada 17 yaşında koyduğum 1 altılı vardır ki o zamana göre bildiğin 2.el veya orta sinif sıfır araba alacak para kaldırmıştım. Ulan ne yemistim o parayı be. Okula taksiyle gitmeler herkese yemek ismarlamalar falan. Tabi sonra sağdan soldan peder bey duymuş deli gibi para harcadığımı biraz problem olmuştu.
Mesela insanı para kazanmaktan çok daha mutlu eden şeylerden biri de çok az kişinin tahmin ettiği yarışçılar arasında "essektir o be ya gelmez" denilen atı ebesine kadar inceleyip derecelerine bakıp son ayakta tek atarak kupon bulmaktır.
işte o orgazmı yaşatan atlardan biri t-shirt tır. 2 hafta önce 1400 kum pistte 10. Olmuşken o gün 1400 çim pistte gerilerden kopup gelmiş ve 1.liği almıştır. 17.65 ganyanı vardı... Çoğu kişi kuponun 5.ayakta yattı olm demişken koskoca ganyan bayinde kuponu devam eden tek kisiydim. Yaşta 17 ha... Yanlış olmasın.
Ahhaa başarıya bak. Sevdim kendimi.
işte o tabela bu kadar yazınca durulan bakayım dedim tjk sitesinde vardır. Varmış... Hatta ayna bile var ekleyeyim.
her gün 2 milyonluk ( bu günün parasıyla 2 tl. ) bir kupon yaparak,
6 gün kesintisiz oynadım.
6. günün sonunda 6' lıyı yakaladım ve 1 milyon 800 bin lira kazandım.
yani 2 tl. harcayarak kazandığım 6' lı kuponda 20 kuruş zarar ettim.
bir daha da oynamadım.