israilin sınırlarını genişletmek için yapılan bir tiyatrodur. başrolde israil ve israilin kuklaları olan arap diktatörleri vardır. bu tiyatro halen örnek gösterilip, ulusların gözleri korkutulmak istenmektedir. ama planı birkaç sene önce lübnan'da bir avuç hizbullah savaşçısı bozmuştur. israil kuvvetlerini darmaduman etmişlerdir.
diğer adlarıyla 1967 Arap-israil Savaşı, Üçüncü Arap-israil Savaşı, Altı Günün Savaşı veya Haziran Savaşı, 5 Haziran 1967'de israil ile Arap komşuları Mısır, Ürdün ve Suriye arasında başlayan ve 6 gün süren savaşa verilen addır. Arap ittifakı'na Irak, Suudi Arabistan, Sudan, Tunus, Fas ve Cezayir de asker ve silah yardımıyla katılmışlardır.
israil'in ilk ve en önemli hamlesi, Mısır Hava Kuvvetleri'ne karşı başlatılan önleyici hava saldırısıdır. Mısır Hava Kuvvetleri, Arap ülkelerinin hava kuvvetleri arasında açık ara ile liderdi. Tümü Sovyet yapımı ve görece yeni olan 450 savaş uçağı ve asker sayısı ile en büyük hava kuvvetiydi.
israillilerin ana hedefleri, israil ordu ve sivil merkezlerine ağır hasar verme kapasitesine sahip olan Mısır'a ait 30 Tu-16 Badger orta bombardıman uçağıydı. 5 Haziran'da israil saatiyle 07:45'de tüm israil'de sirenler çalıştı ve israil Hava Kuvvetleri (iHK) Odak (Moked) Operasyonu'nu başlattı. Yaklaşık 200 operasyonel jetinden 12 tanesi hariç hepsi israil'den havalanarak Mısır havaalanlarına saldırılarına başladıar. Mısır'ın hava savunma sistemleri aşırı derecede zayıftı ve havaalanlarından hiçbirinde henüz bir saldırı karşısında Mısır savaş uçaklarını koruyacak zırhlı hangarlar yoktu.
israil savaş uçakları Mısır'a yönelmeden önce Akdeniz'e doğru yol aldılar. Bu sırada Mısırlılar, mevcut hava savunma sistemlerini de kapatarak tamamen saldırıya açık hale geldiler, endişelendikleri nokta asi Mısırlı kuvvetlerin, Mareşal Amer ve Korgeneral Sidqi Mahmoud'un al Maza'dan bindikleri, Sina'nın merkezindeki Bir Tamada'ya yol alan uçağı vurmasıydı. Bu olay aslında bu saldırının sonucunu pek etkilememiştir, çünkü israil pilotları Mısır radar örtüsünün altında, gayet alçaktan uçmuşlardı, bu irtifa Mısır'ın SA-2 karadan havaya füzelerinin bir uçağı düşürebileceği irtifadan daha düşüktü.
israilliler karma bir saldırı stratejisi uyguladılar, bombardıman ve otomatik top atışlarıyla uçakları vururken asfalt parçalayan bombalarla da sağlam kalmış uçakların havalanmasını engelleyerek daha sonraki israil dalgaları için kolay hedefler olmalarını sağladılar. Saldırı beklenilenden de başarılı oldu. Mısırlılar tam bir sürprizle karşı karşıya kalmışlardı. Bu saldırıda neredeyse tüm Mısır Hava Kuvvetleri yok olmuş, israil Hava Kuvvetleri ise yalnızca görece küçük kayıplar vermiştir. 300'den fazla Mısır uçağı yok edilmiş, 100'den fazla Mısırlı pilot ölmüştür. israilliler 19 uçak kaybetmişler, bu uçaklar da genellikle mekanik arızalar veya kazalar sonucunda düşmüşlerdir. Saldırı israil'e savaş sonuna dek hava üstünlüğü sağlamıştır.
Savaştan önce israil pilotları ve yer teknisyenleri, sortilerden dönen uçakların hızlı bir biçimde yeniden yüklenmesi için çalışmalar yapmışlar, bir uçakla günde dört sorti yapılmasını mümkün kılmışlardır. Arap hava kuvvetlerinde bu rakam günde bir veya iki sortidir. Bu çalışmalar iHK'nın Mısır'a bir çok saldırı dalgası yollamasını mümkün kılmış, Mısır Hava Kuvvetleri'nin üzerinde büyük bir üstünlük sağlamıştır. Ayrıca bu durum, Arap ülkelerinde yaygın bir biçimde israil'e ABD ve ingiltere'nin destek verdiği izlenimi doğurmuştur. Arap hava kuvvetleri ise Pakistan Hava Kuvvetleri pilotlarınca desteklenmiştir.
Mısır'ın önemli havaalanlarına yapılan ilk saldırı dalgalarının başarısının ardından israilliler Mısır'ın ikincil havaalanlarına ve Ürdün, Suriye ile Irak hava kuvvetlerine de benzer saldırılarda bulunmuşlardır. Savaş boyunca israil Hava Kuvvetleri, tekrar kullanılır hale gelmelerini engellemek için havaalanlarına saldırılarda bulunmayı sürdürmüştür.
Ürdün savaşa girmeye isteksizdi. Bazı kaynaklar Cemal Abdül Nasır'ın savaş ortamındaki belirsizliği kullanarak Kral Hüseyin'i galip durumda olduğuna ikna ettiğini, Ürdün'ün de bu sebeple savaşa girdiğini belirtir. iddiaya göre Nasır, Mısır hava üslerine saldırıalrından geri dönen israil uçaklarının radar görüntülerinin, israil'e doğru yol alan Mısır uçaklarına ait olduğu söyleyerek Hüseyin'i ikna etmiştir. Batı şeria'da konuşlanmış Ürdün tugaylarından biri Mısırlılarla bağlantı kurmak amacıyla Hebron'a gönderilmişti. Hüseyin saldırmaya karar verdi.
Savaş öncesi Ürdün ordusu, 300 modern Batı tankına sahip, 11 tümen halinde örgütlenmiş 55.000 askerden oluşmaktaydı. Bunlardan seçkin 40. Zırhlı Tümeni'ni de içeren 9 tümen (45.000 asker, 270 tank, 200 parça topçu) Batı Şeria'da, kalan iki tümense Ürdün Vadisi'de konuşlanmıştı.
Arap lejyonu uzun süreli görev yapan profesyonel askerlerden oluşan, iyi ekipmanlı ve iyi eğitimli bir orduydu. Ayrıca savaş sonrası israil brifinglerinde de Ürdün'lü üst düzey subayların profesyonelce hareket ettikleri, ancak israil hareketleri karşısında her zaman "yarım adım geride" oldukları söylendi. Küçük Ürdün Kraliyet Hava Kuvvetleri sadece ingiliz yapımı 24 adet Hawker Hunter avcı uçağından oluşuyordu. israillilere göre bu uçaklar, iHK'nın en iyi uçakları olan Fransız yapımı Dassault Mirage III'lere denkti.
Ürdün'ün Batı Şeria'daki kuvveterine karşı israil yaklaşık 40.000 asker ve 200 tankı (8 tümen) savaşa sürdü. israil Merkezi Komuta güçleri beş tümenden oluşuyordu. ilk ikisi Kudüs yakınlarında kalıcı olarak yerleşmiş ve Kudüs Tümeni ile Harel Tümeni olarak adlandırılmışlardı. Mordechai Gur'un 55. paraşütçü tümeni Sina Cephesi'nden çağırılmıştı. Bir zırhlı tümen Genelkurmay rezervi olarak ayırılmış ve Latrun bölgesine getirilmişti. 10. Zırhlı Tümen Batı Şeria Bölgesi'nin kuzeyinde konuşlanmıştı. israil Kuzey Komutanlığı, Korgeneral Elad Peled komutasında 3 tümenden oluşan bir grubu Batı Şeria'nın kuzeyindeki Jezreel Vadisi'ne yerleştirmişti.
iSK'nın stratejik planı, Ürdün cephesinde savunmada kalarak Mısır'a yapılacak harekata odaklanmaktı. Ancak 5 Haziran sabahı Ürdün kuvvetleri Kudüs bölgesine akınlarda bulunarak BM gözlemcilerinin bulunduğu Hükümet Konağı'nı ele geçirdiler ve şehrin israil kontrolündeki batı kısmını bombalamaya başladılar. Qalqiliya'daki askeri birimler Tel-Aviv yönünde ateş açtılar. Ürdün Kraliyet Hava Kuvvetleri ise israil havaalanlarına saldırdı. Hava ve topçu saldırıları küçük çapta hasara sebep oldu. israil kuvvetleri bu hafif ölçekte zarar veren saldırılar karşısında ilk önce Ürdün'e karşı savaş açmak istememesine rağmen Kral Hüseyin'in "Bu noktadan sonra dönüş olmaz" sözlerinden sonra Batı şeria'da karşı saldırıya geçti. Aynı gün öğleden sonra, israil Hava Kuvvetleri (iHK) saldırıları Ürdün Kraliyet Hava Kuvvetleri'ni yok etti. Aynı günün akşamında ise, Kudüs piyade tümeni Kudüs'ün güneyine yol alırken, mekanize Harel ve Gur'un paraşütçüleri şehri güneyden çevirdi.[kaynak belirtilmeli]6 Haziran'da israil birlikleri saldırıya geçti. Rezerv paraşütçü tümeni Kudüs kuşatmasını kanlı Mühimmat Tepesi Çatışması (Battle of the Ammunition Hill) ile tamamladı. Piyade tümeni Latrun'daki kaleye saldırdı ve gündoğumu ile ele geçirerek Beit Horon'dan Ramallah'a doğru ilerledi. Harel tümeni kuzeybatı Kudüs'deki dağlık aranda ilerlemeyi sürdürerek ibrani Üniversitesi Scopus Dağı kampüsünü Kudüs şehrine bağladı. Aynı akşam tümen Ramallah'a vardı. iSK, Jericho'dan Kudüs'e destek amaçlı olarak yol alan Ürdün 60. Tümeni'ni bularak yok etti.
Kuzeyde Peled'in kuvvetlerinden bir tabur, Ürdün Vadisi'ndeki Ürdün savunmasını kontrol etmek için gönderildi. Peled'in birliklerinden biri Batı Şeria'nın batı kısmını, biri Cenin'i ele geçirdi. Fransız yapımı hafif AMX-13 tanklarına sahip üçüncü bir kuvvet ise Ürdün'ün M48 Patton ana savaş tanklarıyla doğuda çatışmaya girdi.
7 Haziran'da ağır çatışmalar oldu. Gur'un paraşütçüleri Aslan Kapısı'ndan Kudüs'ün Eski Şehri'ne girdiler, Batı Duvarı'nı ve Tapınak Dağı'nı ele geçirdiler. Daha sonra Kudüs Tugayı'ndan aldıkları destekle güneye ilerlediler ve Judea, Gush Etzion ile Hebron'u ele geçirdiler. Harel tugayı doğuya doğru devam ederek Ürdün Nehri'ne ilerledi. Batı Şeria'da, Peled'in tugaylarından biri Nablus'u ele geçirdi; daha sonra Merkez Komuta'nın zırhlı tugaylarıyla birleşerek kendileriyle eşit sayıda ama ekipman olarak daha üstün olan Ürdün kuvvetleriyle çatışmaya girti.
Daha önce olduğu gibi, israil'in hava üstünlüğü Arap ordularının hareketlerini kısıtladı. peled'in tugaylarından biri Ramallah'tan gelen Merkezi Komuta tugaylarına katıldı, kalan ikisi ise Merkezi Komuta'nın 10. tugayıyla beraber Ürdün Nehri'ni geçişlere karşı bloke etti. 10. Tugay nehri geçerek israil'in savaş mühendislerine köprüleri havaya uçurabilmeleri için koruma sağlamış, daha sonra geri çekilmiştir.
israil ordusuna karşı zafer elde edildiğine dair hatalı raporlar ve yakında Tel Avive girecek olan Mısır topçularının durumları Suriyenin gönülsüzce savaşa girmesine etki etti. Suriyenin liderliği, hernasılsa çok dikkatli ve sakıngan ilerlemesi ile gelişti ve Kuzey israili ele geçirmeye başladı. israil Hava Kuvvetleri, Mısırdaki görevini tamamladığı zaman sürpriz bir şekilde Suriye Hava Kuvvetlerini yok etmek için geri döndü. Suriye, israil kuvvetlerinin Mısırı neredeyse tamamen yok etmekte olduğunu anladı. 5 Haziran gecesi, israil hava saldırıları Suriye Hava Kuvvetlerinin üçte ikisini yok etti ve israil Hava Kuvvetleri, Suriyenin geriye kalan kuvvetlerini daha savaşamadan uzaktaki hava üslerine doğru çekilmeye zorladı. Küçük bir Suriye gücü Tel Dandaki su kaynağını ele geçirmeye çalıştı. Birkaç Suriye tankının Ürdün Nehrinde battığı rapor edildi. Her durumda, Suriye komutasının bir kara atağı ümitleri yok oldu ve bunun yerine Hula Vadisindeki israil kasabalarını savunmayı tercih etti. 7 ve 8 Haziran bu şekilde geçti. Bu arada israilde Golan Tepelerinin işgâl edilmesi yönünde bir tartışma sürüyordu. Askeri öneriler yüksek tepelerde kuvvetlice konuşlanmış olan düşmanı püskürtmenin yüksek maliyetli olacağı yönündeydi. Golan Tepelerinin batı tarafı Galilee Denizinden 500 metre yüksekte bulunan bir dik kayalıktan oluşuyordu ve Ürdün Nehri birazcık bataklığımsı bir plato oluşturuyordu. Moshe Dayan böyle bir harekâtın 30,000in üzerinde bir kayıpla sonuçlanacağına inanıyordu ve bu fikri şiddetlice reddetti. Diğer taraftan Levi Eshkol, Golan Tepelerinin Kuzey Komutanlığı olabilmesi yönünde harekâta olumlu bakıyordu. David Elazarın operasyon için zalimce içtenliği vardı ve harekâtın Dayanın isteksizliğini yok edeceğinden emindi. Sonunda Güney ve Merkez kuvvetlerdeki tehditler bu olaylar sırasında tamamen temizlendi. Moshe Dayan bu fikir için daha da istekli olmaya başladı ve otoritesini harekât için kullandı. Suriye Ordusu, 9 tugayda 75,000 askerden oluşuyordu ve yeterli bir topçu ve zırhlı birliği tarafından destekleniyordu. israil kuvvetleri iki köprüyü savaş sırasında merkezde kullandı. Golan Tepelerinin tek savaşa uygun yeri doğudan batıya doğru uzanan birkaç kilometrede bir kesişen dağlık bayırlardı ve yolların eksikliği içinde general hem doğu batı yönünde ilerleyen kuvvetlerini hem de kanat desteğinden mahrum birimlerini sınırlamak için alan içinde kanal açtı. Böylece israilliler Golan sırtlarındaki üslerine kuzey ve güney hattı boyunca hareket edebildi. israilin bir avantajı da Eli Cohen tarafından yönetilen Mossadın Suriye savaş konumları hakkında mükemmel ve zekice istihbarat bilgileri toplamasıydı. Suriye topçu birliklerine dört gün boyunca aralıksız saldıran israil Hava Kuvvetleri tüm kuvvetleri ile birlikte Suriye konumlarına saldırı emri aldı. iyi korunmuş toplar çoğunlukla hasar almadı ve Suriye 9 tümeninden 6sı ile Golan Platosunda kalarak yeteneksizce bir savunma için hazırlanmaya başladı. 9 Haziran akşamına kadar dört israil tugayı platoya doğru ilerledi. Orada bu dört tugay yeniden konuşlanabilir ve destek alabilirdi.
Ertesi gün 10 Haziranda merkez ve kuzey birlikleri platoda bir kıskaç hareketi içine katıldı; fakat bu onları Suriye kuvvetlerince terk edilen boş bir araziye sürükledi. Elad Peled tarafından birleştirilen birkaç birlik güneyden Golana tırmandı ve sadece neredeyse tamamen terk edilmiş Suriye birlikleri buldular. Gün boyunca, israil birlikleri kendi konumları ve batıya doğru uzanan volkanik tepelerde bir hat arasında manevra yapabilecek bölümler elde ettikten sonra durdular. Doğuya doğru uzanan arazi sade bir şekilde bataklığımsıydı. Bu konum daha sonra Mor Hat olarak bilinen Son-Ateş Hattının başlangıcı olmaya başladı. Altı Gün Savaşı sırasında, israil Hava Kuvvetleri, özellikle çöl meydanındaki modern hava savaşları ile hava üstünlüğünün önemini ispatladı. israil Hava Kuvvetlerinin ilk hava saldırılarını takiben, gün doğumu ile birlikte (güneşi arkaya almak önemli bir taktik hava saldırı imkânı tanımaktadır) yapılan hava saldırıları Arap hava kuvvetlerininin saldırılarını engelleyebilir ve aralıksız yapılan saldırılar ile Arap hava kuvvetlerine rahat vermeyebilirdi. Ayrıca kendi hava üstünlüklerinin tüm cephelerin üstünde olduğunu kabul ettirebilirdi. Bu daha sonra taktik destek harekâtlarını desteklemek amacıyla yapılan ilk atağınının stratejik etkisini kabul ettiriyordu. Bu konu Jericho yakınında bulunan Ürdün 60ıncı zırhlı tugayının ve Ürdünden israile saldırması için gönderilen Irak zırhlı tugayının sonu anlamındaydı. Bu tezatlık içinde Arap hava kuvvetleri hiçbir zaman etkili bir saldırı gerçekleştirmeyi beceremedi. Ürdün avcı uçakları ve Mısır Tu-16 bombaardıman uçaklarından oluşan saldırılar savaşın ilk iki günü içinde israil saldırıları ile birlikte gerçekleşti ve Mısır bombardıman uçakları israil uçakları tarafından düşürüldü. Ayrıca Ürdün avcı uçakları daha havalanamadan yerde imha edildi. israilin hava zaferine katkıda bulunan diğer önemli bir etken ise daha önce israil Hava Kuvvetlerinin kazandığı zaferlerin Arap pilotlar için bir moral bozukluğu yaratmasıydı. Bu yüzden birçok Arap pilotu israile sığındı. Ayrıca israil pilotlarının sığınmacılarla birlikte elegeçirdiği MiGler ile yaptığı test uçuşları düşmanları karşısında büyük bir avantaj sağladı. Dikkate değer Arap sığınmaları şunlardı:
Iraklı Yzb. Münir Redfaın hatası, 3 MiG-21 ve en az 8 MiG-17F Cezayir pilotunun israil el-Arish Hava Üssü'e yanlışlıkla uçakları ile birlikte indikten sonra israil tarafından ele geçirilmesiydi. Ele geçirilen bir Cezayir pilotu geri kalan pilotlar evlerine geri gönderilirken batıda politik sığınmayı teklif etti.
19 Haziran 1964 günü, Mısırlı pilot Mahmud Abbas Hilmi Yakovlev Yak-11 eğitim uçağı ile el-Arish Hava Üssünden israildeki Hatzora kaçtı. 1966da, Iraklı Yzb. Münir Redfa Mig-21i ile israile uçtu. iki yıl sonra israil bir MiG-21 ve iki MiG-17Fyi, MiG-21ler için Have Donut ve MiG-17ler için Have Drill olan kod adlarıyla değerlendirilmesi için Amerika Birleşik Devletlerine verdi. Yzb. Münir Redfanın ilticası devam ederken, en az iki Irak pilotu MiG-21leri ile Ürdüne sığınmıştı. Ürdün bu pilotlara politik sığınma teklif etmesine rağmen Iraktaki hava üslerine geri döndüler. 1965 yılında bir Suriyeli pilot MiG-17Fsi ile birlikte israile sığındı.
6 Haziranda, savaşın ikinci gününde, Kral Hüseyin ve Nasır Amerikan ve ingiliz uçaklarının israil saldırılarına katıldığını duyurdu. Bu hernekadar Batıda ciddiye alınmasa da suçlamaları Büyük Yalan olarak gizli bir şekilde hükûmet yetkililerine gönderildi. Ayrıca duyurular Sovyetler Birliği tarafından bir medya patlamasına sebeb oldu ve Arap dünyasında anti-Amerikan karşıtlığını körükledi. 8 Haziranda israil, Nasır ve Hüseyin arasında geçen ve uydurma Amerikan ingiliz saldırı duyurularını yayınlama kararını içeren telefon görüşmesinin iddia edildiği bir ses kaydı yayınladı. Haziran ayında Kral Hüseyin daha sonra bu saldırı iddialarını yalanlamasına karşın o gün Arap dünyasındaki haberciler, israil zaferine Amerikan askeri katılımın var olduğu yönündeki savunmalarını sürdürdüler.
Denizdeki savaş epey kısıtlıydı. iki tarafın da deniz harekatlarını birbirlerinin gözlerini korkutmak için yaptıkları biliniyordu. Ama iki taraf da denizde sıcak savaşa girmekten kaçındı. Sonuç getiren iki deniz harekatı ise altı israil gemisinin iskenderiye limanına saldırması(bir mayın gemisi batırıp ele geçirildiler) ve hafif israil savaş gemilerinin 7 Haziran'da güney Sina Yarımadası'nda bir yerleşim birimini ele geçirmesiydi.
8 Haziran'da, israil hava ve deniz kuvvetleri Mısır denizsularının 13 mil dışında bulunan USS Liberty gemisine saldırıp gemiyi batırarak ağır hasara sebep oldular. israilOlayın gerçek boyutu hala tartışılıyor ama ABD özürü kabul etmiş durumda. israil'in Golan tepelerinde elde ettiği nihai zaferin ertesinde ateşkes imzalandı. Bu antlaşmada israil; Doğu Kudüs, Golan Tepeleri, Gazze Şeridi ve Sina Çölü'nü ele geçirdi. 68 bin 300 kilometrekarelik bir alanı, Ürdün, Suriye ve Mısır topraklarını işgal eden israil sınırlarını altı günde ikibuçuk kat genişletmiş oldu. Birleşmiş Milletler kararlarına rağmen de israil bu toprakları elinde tutmaya devam ediyor. Kudüs, hiç bir devlet tanımasa da sonsuza kadar ve bölünmez başkent ilan edildi. israil bölgede gücünü ispatlarken bölgedeki günümüz Amerikan hegomanyası da şekillenmeye başladı. Pan Arabizm çöküşü başladı. Bu savaştan sonra Arap politikası da tamamıyla değişti. Artık israili yok edemeyeceğini anlayan Arap ülkeleri Pan Arabizmi terk etti. Her ülke israile kaptırdıkları toprakları geri almanın ayrı ayrı peşine düştü.
bir kaç sene önce hizbullah'ın katyuşa füzeleri ile israil tanklarını delmesi, hatta akdenizde israil savaş gemisine saldırması sonucu 6 gün savaşlarının arapların içindeki israil ajanları tarafından kaybedildiğini gözler önüne sermiştir.
(bkz: 2006 israil-Lübnan Savaşı)
üstün ırkımız yahudiler ve şanlı devletimiz israil'in tanrının yardımıyla arapların eline verdiği savaş. siz israil'e hareket yapmadan önce götünüzdeki boku temizlemeyi öğrenin.
israilin 5-6 islam devletini sadece 6 gün gibi kısa bir sürede tarumar ettiği iman gücü denilen olgunun ne kadar gerçeklik dışı olduğunu kanıtlayan ve yüzölçümünü büyük oranda artırdığı savaştır.
mısırın hava kuvvetleri komutanı ülkesini satmış, hatta kendisi eğer bir uçakla bir yere gideceğinde ona diş bileyen alt kadro kendi nakliye uçağını vurmasın diye uçtuğu sırada radarları kapattırırmış. bu savaş sonucunda araplar hakkında uydurulan hikayeler çok can acıtıcıdır. israile barış getirecek sanılan bu zaferin şarhoşluğuyla düşmanımız arap olduğu için kazandık diyen tek gözlü general moşe dayan bile sonradan mısırla uzlaşmak gerektiğini ve sinayı bir an önce geri vermeleri konusunda hükümetine öneride bulunmuş. savaştan sonra kazanmanın güven getirmediğini nesillerce sürecek bir düşmanlık ve yalnızlığın endişesini ölene kadar taşımıştır.
güney kore cumhurbaşkanı israilin tek gözlü generali moşe dayan a bu savaşı bu kadar kısa sürede nasıl kazandınız diye sorunca aldığı cevap bizden kaynaklanmıyor düşmanımız araptı demiş.
Arap havasahasına radar altı uçuş rotalarını çok önceden çözmüş israil'in, bir günde mısır ve Ürdün hava gücünü yerle bir etmesidir.
Sonrasında sina çölünde ikmal hatlarından ve haberleşmeden kopan arap tümenlerini, piyade ve tanklarını hava kuvvetleriyle sinek gibi avlamıştır. Ürdün kralı sadece hakim bir tepeden gizlice olanları izleyebilmiştir. israil Kudüs'e girmiş, şehri zaptetmiştir. Nasır'ın hırsları yüzünden müslümanların kutsal gördüğü kubbet-us sahra ( hz.muhammed'in miraca çıktığı yer) havaya uçurulma tehlikesiyle karşı karşıya kalmıştır. Sovyet Rusya'nın müdahalesiyle bundan vazgeçilmiş ve Kudüs'te geri alınamayacak tecrit süreci başlamış oldu.