benim neslim olan beşinci neslin sözlüğe katılmasıyla birlikte bu şekildeki alımların beklenen verimi sağlamadığı ayyuka çıktı. alternatif çözüm arayışları geliştirmenin şart olduğu iyiden iyiye kendini hissettiriyor. biz ki sözlükten dünyayı kurtarıyor ya da yıkıyoruz her gün her gün. ama sözlüğün kendi içindeki sorunlarını katılımcı demokrasi ekseninde ele alıp uygun çözümler üretemiyoruz. ne biçim iş lan bu?
beşinci nesle mensup olmaktan utanıyorum... hiçbir cacık olmaz bu adamlardan... tabi ki içlerinden bazılarını ayırmakta fayda var. bunlara ulaşabilmek için bir sürü çer çöpü de camiaya dahil etmek zorunda kalınması gerçekten büyük bir kriz. bundan moderasyonu sorumlu tutanlar var. hem de beşinci nesil bu adamlar. hanginiz yazarsınız oğlum, hanginiz? işiniz gücünüz diğer yazarları hedef göstermek, kendinizden başka herkesi torpilli sanmak, entrylerim siliniyor diye sızlanmak, şu piçi hiç sevmedim urun kellesini diye mızıkmak... bunlar mı yazar olmaktan kastınız?
beklenen çözümün yine benden gelmesi şaşırtıcı olmayacaktır sanırım. en başında da belirttiğim gibi beşinci nesilden çıkan birkaç iyi yazardan biriyim hatta belki de tekim. gelelim çözüme... şimdi bu sözlükte kendini ispatlamış iyi yazarlar var. bunlar erkek ve bayan yazarlar olmak üzere ikiye ayrılıyor değil mi? evet öyle... varolan bu kaliteli yazarları çoğaltmak yerine neden "ya tutarsa" diye yazar alımı bilindik yöntemle yapılsın ki? yetiştirme çiftliklerinde kaliteli yazarlar yetiştirilebilir pekala. anneden de babadan da sağlam genler geleceği için doğacak yazarın hata payı sıfıra yakınsıyor. demem o ki yazar haraları oluşturulmalı tez vakitte.
işte benim önerim bu. tabi bu projenin hayata geçirilebilmesi için sıkı çalışmak gerekli. öncelikle iyi yazarların tespit edilmesi için bir komisyon kurulmalı. bu komisyonda başbuğun da bulunması hatta komisyona başkanlık etmesi kaçınılmaz. sonraki aşama ise düzenlenen zirvelerin amaçlarının ve zirvelerden beklentilerin yeniden gözden geçirilmesi elbette. bu planının esas mecrası zirveler olmalı. zirvelerde tanıştırılıp, kaynaştırılan kaliteli yazarlardan tam randıman alınabileceğini düşünüyorum.
prof. dr. haydar baş'ın milli ekonomi modelinden sonra doğudan yükselen ikinci ışık bu projedir efendiler! düşünün bir kere başbuğ, sosyalist bir asena ile işi pişiriyor. dünyaya gelecek yazarın kaleminin kuvvetini tahayyül edin. muazzam bir atılım... hem böylece bilmem kaçıncı nesil yazar ibaresindeki "nesil" sözcüğü de gerçek manasını bulmuş olacak. yeni yeni nesiller yetiştireceğiz hep beraber.
pürüz çıkarsa diye bir b planım da var. ama %50 risk faktörü içeriyor. yukarıda öne sürdüğüm yöntem hiç sekmez. ancak bu kadar pozitif düşünmek bazı değişkenleri ihmal etmemize bu da sorunun çözümüne ilişkin parametrelerin yerli yerine oturmamasına neden olabilir. yani yeterince kaliteli erkek, veya bayan yazar olmayabilir. sayıların denk olmayışından bahsediyorum. işte bu durumda bir kumar oynamak zorunda kalacağız ve tek taraflı genlere güveneceğiz. yeni nesil sağlam, kalemi kuvvetli, korkusuz başbuğcuklar üretmenin başka yolu yok. bu proje kapsamında eşcinsellerin herhangi bir rolleri olmadığından itlaf edilmeleri uygun olacaktır. ancak entryleri dikkate alınarak affedilemeleri de gündeme gelebilir.