evvelden mektup vardı. daha güzeldi. ancak geçti tabi o devirler..
bir de kartvizit şeklinde bastırılan, bir tarafında Evet diğer tarafında Hayır yazılı matbu kartvizitler. bu kartvizit partnere gönderilir * ya evet ya da hayır tarafı yırtılıp iade edilirdi. gönderende buna göre hayatını şekillendirirdi. boşa kürek sallamazdı yani, ya evet ya hayır.
(bkz: hoştu lan) *
bünye akşam iş çıkışı yolda yürümektedir. yolda bir arkadaşıyla karşılaşır. ayak üstü muhabbete koyulurlar. konuşma farklı boyutlara gitmeye başlar. arkadaşının duygusal yönden kendisine karşı yoğun olduğunu hissetmiştir. bünye, "acelem var, sonra konuşalım" gibisinden geçiştirme cümleleri kurar. tam yürüyecekken şu cümleyi duyar:
(yoldan geçen herhangi birine seslenmektedir arkadaş)
+ pardon bakar mısınız?
- ????
+ bu kıza iyi bakın
- evet
+ ben bu kıza aşığım ama o bana inanmıyor
- tamam da ben ne yapabilirim?
+ onu sevgime inandırmak için ne yapabilirim?
- onu siz daha iyi bilirsiniz
+ ama bana bir akıl verin. bakın gidiyor
- evlenme teklifi et
+ bunu düşünücem
o an o caddedeki herkes her şey üstünüze yıkılmış gibidir. gülsem mi ağlasam mı bilemezsiniz.
-ya biliyo musun?
-neyi ?...
-ben bi kızdan çok hoşlanıyorum.
-aaa ne güzel ! kim bu ben tanıyo muyum?
-evet arada bir aynada karşılaşıyosunuz...
-(ölür)
bu yöntemi tam olarak ne olduğunu bilmiyorum ama arkadaşımın arkadaşının uyguladığı söylentilerini duydum:
- bir boya var ve bu boyayla boyadığın hiç belli olmuyor. * boyanın rengi yine tam olarak emin olmayarak yazıyorum kriminalden aldığı bir gözlükle gözüküyor. ve arkadaşım sokağın ortasına seni seviyorum yazmıştı ve kıza daha önce armağan ettiği anlamsız gözlüğü takmasını söylemişti. işte orada bütün duygularım kabardı ve... *****