Türk mitolojisinde tufan ile ilgili örnekler Altay Türklerinin efsanelerinde yaşamaktadır. Altay Türklerinde tufan efsanesinin bir kaç söyleyişi vardır. Aşağıda bu söyleyişlerden birine yer verilmiştir. Aşağıda yer alan ve U. Harva Holmberg tarafından nakledilen Altay Tufan Efsanesi islam ve Hıristiyan dünyasının Nuh Tufanı anlatılarına oldukça benzemektedir.
Altay Tufan Efsanesi özetle şöyledir:
Sel bütün yeri kapladığında Tengiz (=Deniz) yerin üzerinde efendi idi. Tengizin yönetimi altında Nama adında iyi bir erkek yaşardı. Namanın Sozun Uul Sar Uul ve Balık adlarında üç oğlu vardı.
Ülgen (Tanrı) Namaya bir kerep (=tahta sandık) yapmasını buyurdu.
Nama sandığın yapılması işini üç oğluna bıraktı. Oğulları kerepi bir dağ üzerinde yaptılar. Kerep yapıldıktan sonra Nama onu her biri seksen kulaç olan sekiz halatla köşelerinden yere bağlamalarını söyledi. Böylece su seksen kulaç yükseldiğinde durum anlaşılacaktı. Bundan sonra Namaailesi ile çeşitli hayvanları kuşları alarak kerepe girdi.
Yeryüzünü sisler kapladı. Dünya korkunç bir karanlığa gömüldü. Yerin altından ırmaklardan denizlerden sular fışkırdı. Gökten sağanaklar boşandı. Yedi gün sonra yere bağlanan halatlar koptu kerep yüzmeğe başladı; suyun seksen kulaç yükseldiği anlaşıldı. Yedi gün daha geçti. Nama en büyük oğluna kerepin penceresini açmasını çevreye bakmasını söyledi. Sozun Uul bütün yönlere baktı. Sonra şöyle dedi:
Her şey suların altına batmış. Yalnızca dağların dorukları görünüyor.
Daha sonra Nama da baktı. O da Gökyüzü ile sular dışında bir nesne görünmüyor dedi.
Kerep sonunda sekiz dağın birbirine yaklaştığı yerde durdu. Çomoday ve Tuluttu dağlarında karaya oturdu. Nama pencereyi açtı kuzgunu serbest bıraktı. Kuzgun geri dönmedi. ikinci gün kargayı gönderdi üçüncü gün saksağanı gönderdi. Hiçbiri geri gelmedi. Dördüncü gün bir güvercin gönderdi. Güvercin gagasında bir ince dalla geri döndü. Nama bu kuştanöteki kuşların niçin geri gelmediğini öğrendi. Onlar sırasıyla geyik köpek ve at leşi yemek üzere gittikleri yerde kalmışlardı. Nama bunu duyunca öfkelendi.
Onlar şimdi ne yapıyorsa dünyanın sonuna değin onu yapmağa devam etsinler dedi.
Efsanenin devamında Nama yaşlandığı zaman kurtardığı canlıları öldürmesi için kendisini kışkırtan karısını öldürür. Oğlu Sozun Uulu yanına alarak cennete (göğe) çıkar. Daha sonra orada beş yıldızlı bir yıldız kümesine dönüşür. Holmbergin düşüncesine göre tufan kahramanları Yayık Hana dönüşmüştür. Yayık Han Altay Türklerine göre insanları koruyan ve yaşam veren bir ruhtur. Ayrıca insanlarla Ülgen (Tanrı) arasında elçilik yapar.