fantastik bir mantık yapısına sahip aziz başkanına hayran, yoluna kurban bir arkadaşımızdır kendileri. ipe sapa gelmez görüşlerini desteksiz bir öz güven içinde ifade etmesi ile meşhur olmuştur. pek de akıllı sayılmaz, ülen bu lafı ettik de milletin taşşak oğlanı olmaz mıyız mantığını bile yürütemez. en son tezi şudur ve canlı yayında bizzat ifade ettiği şu algoritmaya dayanmaktadır.
'' göreceksiniz Fenerbahçe yakında Barcelona ayarında bir kulüp olacak ''
- inşallah! ( kısa bir sessizlikten sonra faik Gürses'in bet sesi )
'' göreceksiniz, hem baskette, hem futbolda. Fenerbahçe cristiano Ronaldo'nun en yakın arkadaşını transfer ettiğine göre ( her halde bu raul meireles oluyor ) niye kendisini de transfer etmesin, mesela 32 yaşında? ''
yani Barcelona klasmanına çıkmak için önce şu kadar şampiyonlar ligi, bir o kadar diğer Avrupa ve kıtalararası kupası kazanmak, her yıl yüz binlerce ( belki de milyonlarca, emin olmadığım için atmadım, benim adım altan Tanrıkulu değil ) forma satmak vs değil de evvela Ronaldo'nun en iyi arkadaşını emekliliğine çeyrek kala da kendisini transfer etmek yeter şart oluyor.
bu kafa ile karısını evlenmeye nasıl ikna ettiğini merak etmiyor değilim. belki istemeye kıvanç tatlıtuğ benim en yakın arkadaşım diye gitmiştir.
trt spor'da bugün katıldığı programda, ibrahim kırkayak'ın sorduğu; "alex de souza'ya, fenerbahçe'de jübile yapılmalı mı?" sorusuna; "taraftar kimliğimle cevap verirsem; yapılsa iyi olur, gazeteci kimliğimle cevap verirsem; yapılmasa iyi olur." yanıtını vermiştir.
tam bir aziz yıldırım yalayıcısı ve her fırsatta galatasaray'ın altını oyan bir yorumcu.
Basketbolda Her fenerbahçe galibyeti sonrası; ama fb çok sayı yedi, savunması şöyle böyle, şu kötü, bu vasat... Diyen spor yazarı.
Abi illa bi mazaret bulmak zorunda değilsin. Olumlu bir şey yazmanı da kimse beklemiyor. ama her maç sonrası niye hep bardağın boş tarafına bakıyorsun anlamak zor.
Basketbolda o kadar ahkam kesebiliyorsan abi, geç bir takımın başına, obra'ya rakip ol.*
edit; evet, sözlükteki çoğu yazar gibi eskiden ben de kendisini severek takip ederdim...
Fenerbahçe'nin basketbolda kiev maçını kazanmasından sonra, twitter'da fenerbahçemize nefretini kusmaya başlayan kişidir. Taraftardan tepki görünce "ama ben eleştiri yapıyorum gasteciyim" diyor. Twitlerini okuyan her insanın, yazılanların bir hazımsızlık örneğl olduğunu çok rahat görebilir. Kendisine kalsa fb, geçen hafta gs'yi zorla yenmiş ama yedeklerle çıkıldığından hiç de bahsetmiyor. Üstüne geçen seneki kadro ve hocayla devam eden gs takımı içln daha hazır diyor, Sanki maharetmiş gibi.
Edit; şimdi de karşı saldırıya geçti. Cv'sinden ufak ayrıntıları duygusal bir dile anlatmaya başladı. Birazdan
"Ben saksı değilim, en çok bana soracaksın" derse şaşırmam.
'salih'i satın' derken aynı yazıda 'cristian tüm iyi niyetiyle mücadele ediyor' gibi fantastik bir ifade kullanan kişilik. dün bir şeyler içmiş anlaşılan.
dünkü mağlubiyeti sadece salih'e bağlayan kişi. spor yazarı demek istemiyorum; mehmet demirkol, uğur meleke, okan can yantır ve daha niceleri varken ona spor yazarı demek spor yazarlığı kavramına hakarettir.
değişik (!) kafa yapısına sahip olduğunu salih için söyledikleri ile tekrar gösteren kişi.
biz galatasaraylılar bu kişinin hangi kafa yapısına sahip olduğunu biliyorduk da, kendi kulübünün en gözönündeki, biz galatasaray taraftarının bile sevdiği, önemsediği salih uçan için söyledikleri cidden garip, çok garip...
bu değişik kafadaki kişiler bu ülkenin sporunu yönetiyor işte. biz de burda birbirimizi yiyoruz.
yazdığı son köşe yazısıyla salih uçan'ı tefe koymaya çalışan fbli spor yazarı.
arkadaş kiralamayın satın demiş salih için. ne güzel amk. genç oyuncular iki üç hata yapınca hemen satalım. büyükler hiç bir bok yapmazken tüm suçu gençlere çıkaralım. oldu.
dünkü maçta fbnin takım olarak görüntüsü malum, yenilgiyi bu arkadaşa yüklemek çok saçma. tipik altan tanrıkulu tarzı işte.
kapağı aldıktan sonra yüzünün 3 saniye boyunca aldığı hal ile beni yerlere yatıran fenerli provokatör.
altan: mesela bakın fenerbahçeliyim diye demiyorum ama fenerbahçe 10 gün önce alper potuk ile ilgimiz yok diye açıklama yaptı. ve ilgileri olmadığını ben biliyorum, burada da açıklamuıştım. şimdiki bir duyum dğeil kendi tahmininm ama bence sonrasında galatasaray fenerbahçe' nin istediği bir oyuncuya talip oldu, fener' in topuna girdi. fenerbahçe de misilleme olarak alper' i aldı. ben böyle düşünüyorum
sunucu: fenerbahçe roberto carlos ile de ilgilenmiyorum demişti, o zaman da mı galatasaray fener' in topuna girdi.
altancım bu bir strateji meselesi değil ki karakter meselesi. fener' in karakteri bu.
manager oyunu oynadıktan sonra köşe yazısı yazdığını düşündüğüm kişi. dünkü yazısında fenere öyle bir kadro kurmuş ki en sıkı menajer oyunu hayranı ergen bile uçamaz bu kadar.
abi biz de fenerliyiz de, abartıyorsun vallahi * eskiden en sevdiğim spor yazarıydı, şimdi de sevmediğimi söyleyemem ama gönlümdeki tahtını uğur meleke' ye kaptırmıştır *
bir fenerli ağlıyor gözleri yaşlı
başkanı şike yaptı kendini aştı
ağla fenerli ağla bende ağlayayım
sana avrupalarda maçlar bağlayayım.
efendim özetle bu adamlar belliki talimatı aldılar. hocası yorumucusu farketmeksizin galatasaray' a bok atarak sene sonundaki başarısızlığı kendi üzerlerinden atmak dahası galatasrayın hakemlerle, federasyonla şampiyon olduğunu insnaların bilinçaltına yerleştirerek seneye alınacak 4. yıldızın önüne geçmnenin planlarını yapıyorlar şimdiden.
devlet bahçeli'nin matematik hesaplarından sonra olaya başka bir boyut getiren gazetecidir. 19 sayısına takmış. çarpmış, bölmüş, toplamış ve çıkarmış 19'u bulmuş. neye bağladığı anlaşılmamış. yeni bir ekol doğuyor.