alman filozof friedrich wilhelm nietzsche' nin başyapıtıdır. hayatı akli bozukluklarla geçmiş filozofun kendi yaşamından da kesitler sunmaktadır. lou salome ile yaşadıklarının ardından son şeklini verdiği bu kitap, alman filozofun hayalkırıklığı ve acı ekseninde harmanlanmış eseridir.
Faişizmin babası Nietszche'nin çeviriden kaynaklanan çelişkilerle dolu kitabı.Ben okurken Sidikli'nin:"Aabi bu adam salak okuma yaa"dedikten sonra kitabı eline alınca :"bak benim sana kastettiğim gibi yazmış harbi çok iyi yaa" dediği kitap.
ütopik tarzda, hayal edilen toprakların ve yaşamın peşine düşme arzusunda, zerdüşt adlı karakterin gezdiği her bölgeyi derin ifadelerle nitelendirdiği, friedrich wilhelm nietzsche' nin başyapıtı.
anlatılan bölgeler, toplumu ifade eder, toplumun yozlaşmışlığına sert ve ince eleştirilerde bulunur. zerdüşt, yozlaşmışlık arasında kan kaybeder ve sığınacak bir yer bulamadığı gibi, düşünme hissi uyandıran olaylarla ve insanlarla karşılaşır.
varoluşurken, nihilist bir tavırla, alabileceği en küçük yarayı almak zorunda olduğunun bilincindedir.
etkileyicilik bakımından en büyük etkiyi yapan, insanı sendeleten nietzsche eseri.
yine eseri hakkında bilgi verir nietzsche...
der ki:
"zerdüşt' ü yazdığım yıllar, özellikle de ondan sonraki evre korkunç bir mutsuzluk dönemi olmuştu. pahalıya mal olur insana ölümsüzlük: bin kez ölür daha insan yaşarken bunun karşılığında."
tarih boyunca yazılan en ironik ve en yoğun anlamlı kitaplardan biridir. varlık felsefesini farklı bir biçimde yorumlayan, madde ve ruhu farklı bir biçimde ele alan kitap, idealizmin en üst noktasına çıkarıyor. insanlardaki önyargıların aşılması gereken en büyük engel olarak görüp, bilincin kapılarını aralıyor. en azından okunması ve anlaşılması gereken kitap.
dünyanın belki de en içinden çıkılmaz bilmecelerinden biri, hakkındaki tartışmaların halen devam ettiği, friedrich wilhelm nietzsche' nin ilk dönem eserlerini yansıtan sert nihilizminin, italya tatilinde huzur içerisinde karşıladığı varoluşçuluk dalgalarıyla kaynaşmasından doğan, sert, sinirli ancak sürekli bir mantık arayışındaki zerdüşt' ün öyküsü.
nietzsche, zerdüşt' ün gözünden önyargıya gömülen ve yozlaşmışlıkla birlikte hareket eden 19. yüzyıl toplumuna sert imalarda bulunduğu gibi, anlamsızlığa bürünen anlamların takpçisi konumunda yer almış. kitabın sert eleştiri dili ve toplumun yozlaşmışlığını yerden yere vurması, nietzsche' nin bir sürü tepki almasıyla sonuçlanmış.
friedrich wilhelm nietzsche' nin final niteliğindeki sözleriyse, kitabın edebi ağırlığını ortaya koyarken, bir anlamda da toplumun yeniye karşı soğuk bakışını ve geleneklere olan esaretini dile getirmekte: ' beni anlamanızı beklemiyorum, beni gelecek kuşaklar anlayacak. '
büyük üstat nietzsche nin okuyan kişinin ezberlemesini arzuladığı,ezberlense dahi tam olarak anlaşılması imkansız,biraz anlayayım bari dersen Irvin Yalom un 'Nietzsche Ağladığında' adlı eserinin okunmasını farz kılan şarap gibi bi eserdir.
böyle buyurdu zerdüşt'ün orjinal almanca ismidir efendim.bu kitabın ilk baskının kapağını gördüğümde çok etkilenmiştim.böyle hafif sararmış bir kağıt,yazar adı,basımevi hakkında bilgi filan,ayyy...*
içinde çok güzel sözlerin olduğu başlarda sıkıcı sonlara doğru daha güzel olan bir kitaptır.
hitlerin almanlar üstün ırktır fikrini,bu kitaptaki üstün insan arayışından esinlendiği söylenir.
kitapta en çok aklımda yer etmiş sözlerden biride şudur:
fırtınayı getiren en sessiz sözlerdir, dünyayı güvercin adımlarıyla gelen şeyler yönetir.