Uzun yıllar siyasi örgütler toplumsal olaylar muhabirliği yapan, siyasi örgütler uzmanı gazeteci yazardır. şu sıralar , sinema yazarlığı yapmakta olup, her toplumsal direnişte uzun boyu nedeniyle gözünüze çarpması olasıdır . ufka ve aydınlığa yönelik sessizliğe karşı eserinde türkiyedeki tecrit ve cezaevi gerçeğini ele almıştır. aynı zamanda hayatı katlanılabilir kılan ender adamlardandır.
sinema anlayışı sıfırın altında olan sözde sinema yazarı. Biri insan sinema yorumu yaparken bile ideolojiye bu kadar mı boğulur be kardeşim? Sen nasıl sinema yazarısın, objektif olsana.
Bir filmin başrol oyuncusunun film içindeki rolünü, rolü nasıl kabul ettiğini anlatırken bile ideolojik görüş belirtir mi bir insan? örneğin geçenlerde gülçin şantırcıoğlu ile ilgili bir yazı yazıyordu blog sitesinde, yazıda gülçin şantırcıoğlunun yeni filmi ile ilgili röportajdan bahsederken sanatçıyı "makedonya'da bulunduğu sırada abdullah gül'ü karşılamaya gitmeyecek kadar asil bir bayan" diye tanıttığını görünce gözlerime inanamadım.
Sana ne kardeşim milletin siyasal görüşünden. sen sinema eleştirmenisin filmin, içeriği vermek istediği duygu, oyunculuk performansı, eleştirmenlerin görüşlerinden falan bahsetsene. Aynı şekilde bir ay önce de ses diye dandik bir filmi göklere çıkarıyordu, müthiş bir korku-gerilim diye. Film tam anlamıyla her açıdan fiyaskodu daha sonra öğrendim ki filmin yapımcısı falan kendi görüşüne yakın kişilermiş.
Kısacası bomboş bir sinema yazarı, ya bir an önce ideolojilerinden arınıp objektif yazılar yazmalı yada bu işi bırakmalı.