kuyuya türk islam sentezi diye bir taş attı, memleketin basına bela oldu. hala cıkarmaya uğrasıyoruz. şu dokuz ışık doktrini denen sacmalığı cia in hangi üst düzey yöneticisi yazıp eline tutusturdu cok merak ediyorum.
kalkıp yarattığı ideolojiyi destekleyen insanları görse, gidip geri yatmak ister herhalde. onun ilkelerine inandıklarını iddia ettikleri halde ilkerinden haberdar olmayan bırakın ilkeleri alparslan türkeş kimdir sorusuna bile doğru düzgün cevap veremeyen kişiler tarafından yüceltildiğini bilse ne düşünürdü kimbilir. he unutmadan ülkücülükle yakından ya da uzaktan hiçbir alakam yok.
''1993 Yılında Türkeş Ermenistanla tárihî bir barışıklık projesini gerçekleştirmek üzereydi. Gizli olarak Ermenistandaki en üst düzey yetkililerle temás hálindeydi. Bu meyanda Türkiye-Ermenistan sınırında çok görünür bir yere yüksek bir anıt taş dikilecek, bu taşın Ermenistana bakan yüzünde Türkçe, öbür yüzünde Ermenice olarak 1915 Feláketinden duyulan teessüf ve bütün kurbanların ruhlarından dilenen özür yer alacakdı.
hayatları boyunca yaptıkları en kayda değer şey, internette cirit atıp, gomunistiz, yaşasın devrim, barbar ülkücüler demekten ibaret olan şahısların, ismini ağzına alırken, destur getirip, ağızlarını çalkamaları gerekir.
hakkında malum insanların, neden bu kadar kötü şeyler yazıldığının cevabı hayat hikayesinde saklı: kayseri'de doğan alparslan, daha sonraları, ailesi ve akrabaları arasında çıkan anlaşmazlık sonucu kıbrıs'a göç eder ailsei ile beraber. o yıllarda kıbrıs'ta ingilizler hüküm sürmekte idir. alparslan gibi içi ülke sevgisi ve iman dolu bir çocuğun bunu kabul etmesi tabi ki mümkün değildi, asker olmak istedi. 1933 yılında aile bütün mal varlığını satarak, oğullarını viyana üzerinden, türkiye'ye yollarlar. alparslan'ın ilk işi, kuleli askeri lisesine kayıt olmaktır. başarı ile geçen okul döneminin ardından, 1938 yılında harbiye'den teğmen olarak mezun olur. 1944 yılında alparslan, turkçülük davasından 1 sene hapis yatar. bu onu çok üzmüştür. hayatının dönüm noktası olmuştur bu olay. 1951 senesınde, kurmay binbaşılığa terfi eden alparslan, 1959 yılında kurmay albay olmuştur. dönemin kaypak iktidarı tarafından hindistan'a sürgüne yollanmıştır. alparslan 1963 te vatanına geri döner. milletvekilliği, devlet bakanlığı, derken mhp, ülkü ocakları başbuğ'un etrafında bir anda milyonlar toplanmıştır. balbuğ onları, 9 ışık prensibi etrafında toplamıştır. o yıllarda üniversitelere sızmış olan moskov'lar ile mücadelenin önemini anlatır ülküdaşlarına. mücadelede kesinlikle şiddete yer yoktur. kızl yılanın başının ezilmeye başladığı yıllardır bu zamanlar. halk bilinçlendirilir, ülkücüler, köylere, fabrikalara, üniversitelere giderler insanları bilinçlendirmek için. 1980'e kadar 5 bin ülküdaşı katledilmiştir. fakat, zafere giden yolda zayiat vermemek imkansızdır. göz yaşlarını içine atar ve 1980'den sonra, her platformda, her alanda, her arena'da evlatları, ruskilerin kafalarına kafalarına vuracak, onları inlerine sokacaktır. ve işte bu gün: mecliste bir parti ve sayıları binlerle ifade edilen malum sempatizanlar...
Sol derenin içinde yüzen bok parçacıklarının, hakkında hiç bir bok bilmeden bok atıp durduğu, Türk milliyetçilerini bir çatı altında toplamış, aşırı ve dinsiz türkçüleri bu çatıdan ihraç etmiş, milliyetçiliğin ülkemizdeki gelişimine nerdeyse en fazla katkıyı sağlamış, gerektiğinde polis,jandarma bile doğu kesimlerinde rahat gezemezken, gidip kürsüsünü meydana diktirip konuşmalar yapmış,yüce gönüllü ve bir o kadarda bilgili,kalabalık üstündeki etkisi ise her kesimi kendine hayran eden Türk milliyetçilerinin başbuğudur kendisi.
--spoiler--
savaşın ardından 1948'de cia ile bağlantıya geçti ve söylenenlere göre bu süre boyunca, cia emirleri doğrultusunda türkiye'de gizli bir gölge ordu kurma çalışmalarına katıldı. birleşik devletler'le işbirliği güçlendikçe, karizmatik lider albay türkeş ülkesiyle birleşik devletler arasında mekik dokumaya başladı ve hem pentagon'la hem de cia'yla samimi bağlantılar kurdu. 1955'ten 1958'e kadar nato'yla ilgili türk askeri görevi nedeniyle washington'da görev yaptı.
türkiye 4 nisan 1952'de nato'ya katildığında, albay türkeş'in de katkılarıyla ülkede çoktan bir gizli ordu kurulmuştu." (kontrgerilla)
( nato'nun gizli ordulari, daniele ganser; guncel yayincilik, ekim 2005; sf. 394 )
--spoiler--
Cia tarafından vatansever türk devrimcilerine karşı finanse edilmiş eli kanlı kontrgerilla şefi. Emrindeki faşist köpekler onlarca cinayet işlemiş, türkiye'de yaşanan bütün katliamlara el atmışlardır.
ne görüşten olursa olsun fikri ve zikri bir olan insanlara saygı duyarım lakin ülkücüyüm diye takılan kendisine ve dünyaya en küçük bir yararı olmayan polat alemdar tipi gençliğin ikonu ve lideri! yerine geçen devlet bahçeli'yi beğenirim çünkü ülkücü kisvesinden rant yemeye çalışanları uzaklaştırdı bu teşkilattan. bu arada ülkücü değil gözlemciyim..
sabanci finanse etmistir kendisini. zamaninda kendisine sabanci tarafindan devrimcilere yonelik baskilari yuzunden paralar verilmistir. he nerde o paralar? yurtdisina bakin, goreceksiniz. sabanci ile turkes in arasini kim yapmistir dersiniz? turgut özal? eveet, doğru bildiniz dostum.
cok iyi adamdi ama rahmetli. oyle boyle degil, melekti adeta. yasasa beyaz show' un basindaki isim olabilirdi, maalesef cok erken yitirdik.
kontrgerilla eğitmeni. düşmanla savaşmak yerine "çok sevdiği" milletinin gençleriyle savaşan adam. ha savaş dediğimde onlar eğitimli katiller bizimkiler üryan.
yarın ebedi dünyaya intikal edişinin 12.yılında rahmetle anacağımız ve her yıl olduğu gibi binlerce bozkurt olarak kabrinde dua edeceğimiz ulu başbuğumuz.
Hem 27 mayıs'ın darbecisidir, hem de 1970'lerde sağ ve sol bütün silahlı örgütler içerisindeki en geniş ve en kanlı örgütün başındaki isimdir. Aslen kıbrıslıdır.
amerikan işbirlikçisi. ilk olarak 12 temmuzda yapılması kararlaştırılan 1980 darbesine ortam hazırlamak için cia ajanıyla bizzat görüşüp çorum katliamını hazırlamışlardır ve 4 temmuz günü katliamı gerçekleştirmişlerdir. fakat darbenin 12 temmuzda yapılması düşünülürken darbe 12 eylülde yapılmıştır. amerika ülkede hangi ortamı istiyorsa ona hizmet etmiş bir yapılanmanın lideridir türkeş. Türk - Kürt, Alevi - Sünni, Komünist - vatansever(!) çatışmalarının yaratıcısıdır.
12. ölüm yıldönümünde saygı ve rahmetle anılmayandır. şehit metin yüksel in kanı toprağa düşmüş, senelerdir acısı sevenlerinin kalplerinde sızım sızım sızlamaktadır.
hakkında her geçen gün yeni bir şey öğrendiğimiz başbuğumuz. şimdi de 80 darbesini kendisinin hazırladığını öğreniyoruz. toplamda beş bin ülkücü şehide mal olan, akıl almaz işkencelerle sonuçlanan 80 darbesini kendisine işkence edilerek tırnakları çekilen merhum başbuğ hazırlamış. hakkaten vayanasinisayinseyirciler.
27 mayıs 1960 darbesi'nden sonra ordudan şutlanmış "devlet adamı". devlet adamı ama ordudan şutlanmış. tabi ordudan şutlanmak devlet adamlığına zeval getirmeyebilir, belki demokrat bir adam olduğu için atılmıştır, sürgüne gönderilmiştir diyebiliriz. ama olay öyle olmamıştır. bugün demokrasi timsali gibi sunulan milliyetçi mukaddesatçı kitlenin başbuğunun ordudan atılma nedeni "ordunun iktidarda daha uzun süreler kalmasını istemesi"dir. yani demokrasiyi askıya almak istemesi. "halkın iradesi" diye pazarlanan şu tiplerin müritlerinin bunlardan haberi olmasını beklemek abesle iştigaldir elbette. alparslan türkeş'in önderliğinde bir 30 yıl ordu şu ülkenin başında olsa ne güzel olurdu! bizim gibi hainlerin soyu kazınmış ve türkiye türk olduğu için mutlu olan çok daha fazla sayıda insanla yoluna devam ederdi.