Yufka yüreklilerle çetin yollar aşılmaz;
Çünkü bu yol kutludur, gider Tanrı Dağına.
Halbuki yoldaşını bırakıp dönenlerin
Değişilir topuda bir sokak kaltağına.
içinde bulunduğumuz dönem itibariyle bol bol konuşulması gereken mevzu. Şu liseli türkçüler yok mu kanser eder adamı.
Şimdi Atsız ile Türkeş'in arasındaki mevzu sadece ikisini ilgilendirir. ikisi de çok değerli hizmetlerde bulunmuş biri kalemini kılıç yapmış her türlü ihanete giydirmiştir. Diğeri ise idealleri uğrunu general olamamıştır. Siyasi arenada politika yapmıştır.
Politika yapmak ile dergide yazı yazmak arasında farklılıklar vardır. Türkeş döneminde yapması gerekeni yapmıştır. O günün şartlarında çizdiği politika gayet doğrudur.
ikisi arasındaki mevzu ihanet değil konum farkıdır. 1944 olaylarında ise Atsız Türkeş'e karşı bir kırgınlık içerisine girmemiştir çünkü kendisi tsk içerisinde Türkçü cephenin önemli neferlerinden biriydi. Affını istemesi de bununla ilgilidir.
Binlerce ihanet varken etrafımızda hala liseli bir çocuk gibi şunların peşine düşen düşmekle kalmayıp iyi bir bok yediğini sanan hıyarlar en az bir KOMÜNiST kadar sığ, bir yobaz kadar geri zekalıdır.
ek: eklediği yazıda soner yalçın'ın yazısı ha dikkatinizi çekerim. 7/24 Ülkücülere ve Türkçülere küfür eden birinin yazısı.
ihanet değil yol ayrımıdır. her siyasi ortamda bunun olması doğaldır. ihanetin sözkonusu olmadığı açıktır. bugün milliyetçilik ülkemizde kitlelere yayıldıysa başbuğ alparslan türkeş ve dava arkadaşlarının sayesindedir.
