darbeye olan özlem, fasizme olan özlemdir. özlemin giderilmesi icin en kestirme yol; mutfaktaki tüpün gazini acik birakip, guzelde bi kibrit cakmaktir.
konu ile alakasiz.
sahsim 5 yasindadir, carsida dayinin eli tutulmus sekilde gezilmektedir, bir apartmanin sag düz duvarinda kocaman bir türkes resmi bulunmaktadir.
+aaaa resme bak, dayi bu adam kim ?
-bosver kurt oldugunu düsünen bir it.
o zamanlar anliyamamis, ama dayi diyor diye dogru kabul ettigim gercekten dogru olan bir hede.
garip bir duygudur, bir irkciyi nin ölümüne üzülmektir. herkesin anliyamiyacagi bir duygudur. turkes nefretini dayisinin* beyni ile düsünmeye basliyan yazarlarin anliyamiyacagi. ülkücülügü türkes sevgisini ailesinin* beyni ile düsünmeye basliyan yazarlarin anliya bilicegi bir duygudur. bu bünye ajan oldugunu dusundugu kisinin ölümüne aglar, duyguda gariptir bünyede gariptir.
nefret duyulan birisinin ölümünde ve öldükten sonraki hallerde ona olan nefretin halen his edilmesi durumudur.
dayi kendisini her turlu idolojiden temizlemis, yegen ise büyüdükten sonra sagi ve solu ayirir olmus, kendi kafasinin dikine gitmistir.
türkes icin diyebilirizki türkcülük tam anlami ile tutmayinca necmettinin dincilerinide sandikta bir calayim demistir.
yahudi karl marx'ı ya da latin amerikalı che yi özlemekten daha soylu bir duygudur. ben alpaslan türkeş'e başbuğ diyenlerden ya da fikir önderliğini yaptığı türk-islam sentezciliği fikrinin peşinden gidenlerden değilim. ama türkeş hiçbir şey değilse bile bu toprağın öz çocuğudur. arkasında bir iz bırakmıştır. onun yolundan yürümesek de, nazarımızda bir yahudi iktisatçıdan ve bir latin amerikalı eşkiyadan daha değerlidir.
yahudi karl marx'ın yada che'nin kontgerillalar eğiterek türk çocuğunun üzerine salmadığını bilmeyen bazı zeki ve soylu insanlarca değerli bulunan insandır.
yahudi karl marx ve latin amerikalı che'yi özlemekle kıyaslanması bile saçma olan bir duygudur. onlar en azından yaşadıkları ülkeye darbe girişiminde bulunanların arasında değillerdi.