halen ağzının payı almayan özenti deniz gezmişciklerin 12 eylül adaletinden medet umarak saldırdığı başbuğ.
okumazlar,sorgulamazlar ama sallama dediğin zaman çay gibidirler.
aşağıdaki linkler 12 eylül,türkeş ve mhp hakkında sallayanlara gelsin.
"türk milliyetçileri, kimseye kin ve garez beslemez. bizim silahla öldürmekle işimiz yoktur biiz kaba kuvvete ve saldırıya karşıyız. her cinayetin altında chp'lilerin olduğu ortaya çıkmıştır."
"malvarlığı mhp genel merkezi'Nin yer aldığı apartman, istanbul serencebey yokuşunda 8 daire, istanbul yakacık'da bir köşk, 206 metrekarelik üsküdar'da bir arsa, izmir gümüldür'de bir ev, 492 metrekarelik bandırma'da arsa, 2500 metrekarelik gelibolu'da bir tarlanın üçte ikisi, gebze'de bir dükkan, eskişehir'de bir bina, ankarada 20000 metrekarelik arsa, dikmen'de bir daire, gaziosmanpaşa semtinde bir daire, ulukent ve mutluköy kooperatiflerinde birer daire için üyelik, 4 tane otomobil, karınca yem sanayinde 50000 liralık hisse, hergün gazetesinde 2 milyon liralık hisse, türk bankalarda hesaplarda toplam 20 milyon 343 bin liralık nakit para" (10.01.1987)
avukat nusret senem "el konulan malların askeri savcılıkça esas hakkındaki mütalaada belirtilen bilir kişi heyeti tarafından saptanan ve alparslan türkeş adına kayıtlı tüm mallar olduğunu" söylemiştir.
80 öncesi
''şanlı türk ordusu, devlet ve demokrasinin düşmanlarını, vatan bölücülerini susturacak huzurlu bir ortamı meydana getirdikten sonra, 1979 senato seçimleriyle birlikte erken seçime gitmelidir.''
diyen şahsiyet 80 sonrası 27 mayıs hareketine ülkeye vereceği zararı asgariye indirmek için katıldığını, atatürk'ün de askerin politikaya karışmasını yanlış bulduğunu-atatürk sömürüsü-
yanlış bulduğunu beyan etmiştir. (11.08.1984 milliyet)
türkeş'in içerdeyken kenan evren'e yalakalık yaptığı "sayın orgeneralim" diye başlayan mektuptan bir paragraf:
"milliyetçi hareket partisinin düşüncesi değil, yöneticileri yargılanacak diye düşünmek korkarım ki bu gerçeği değiştirmeye yetmeyecektir." (05,06,1994 milliyet)
aslen kayseri pınarbaşılı avşar asıllı ama lefkoşa doğumlu insan.
şimdi farklı dünya görüşlerine göre kendisi hakkında yapılabilecek çıkarımlara bakalım;
60 ihtilaline katılımına, sevmeyenleri tamamen antimilitarist ve demokratik bir gözle bakarak darbeci deyip çıkabilirler iken sevenleri darbe sonrasını düşündüğünü hatta bu konudaki iyi niyetini daha sonrasında gerçekleşecek darbeyi devlete iletmesinden anlaşıldığını söyleyebilirler. ha bu darbe ihbarına sevmeyenleri 'çıkarları uyuşmadığı için ihbar etmek zorunda kaldı.' diyerek değişik bir niyet okuyuculuğuyla karşılık verebilirler.
türkeş'in nam-ı diğerle başbuğun bilinmeyen bir yönü olan yahudilerle sıkı ilişkilerinde de durum bir önceki örnektekiyle aynı. bahsettiğim konu hani şu ehlinin malumu olan musanın bozkurtları ve yahudilerle yapılan anlaşmalar mevzusu. bir taraftan bakınca ağzına geleni düşünmeden konuşanlar hemen türkeş için yahudi işbirlikçisi, anlaşmalarda ülkeyi peşkeş çekti gibi ağır ithamlarda bulunabilirken sevenleri reel politik gibi kavramlar kullanarak başbuğun iş bilirliğinden, ileri görüşlülüğünden dem vurabilirler.
merkez bankası olaylarına falan filan hiç girmiyorum...
tüm bunları bir tarafa bırakırsak, benim gibiler için türkeş hiç bir zaman emin olunamayacaklardan. kendisine ağır ithamlarda bulunmamakla birlikte hep bir hin duruş seziliyor davranışlarında. bir meral akşener bir ümit özdağ eminliğini hissettiremiyor bizlere.
hakkında yazılan her şey internet ortamında bile rahatça ulaşılabilen bilgilerdir. devrimciler parka giyer diye yapılan ince esprilerde çok zekiceydi. mosmor olduk. ne yapacağımızı bilemiyoruz. o kadar rezil oldukki bizi ancak ülkücü olmak paklar. ancak orda sırıtmayız.
enver paşa'nın ölümünden günümüze kadar türk dünyasının çıkarttığı sayılı liderlerdendir. başbuğ ünvanını sonuna kadar hak eden zat-ı muhterem alparlan türkeş bey efendinin seveni ve sevmeyeni çoktur. türk siyasi tarihinde yalnızca klavye delikanlılarının dil uzatmaya cüret edebileceği bu şahsın siyasetteki ağırlığı ve duruşu takdire şayandır. nitekim meclise kaç vekiller girerse girsin masaya yumruğunu vurduğunda sözünü dinletmesini becerebilmiştir.
askeriyenin ve istihbaratın içerisinde bizzat kendisine çalışan adamları olduğu söylenir kaldı ki elçilikler düzeyinde dış ilişkilere de hakimdir polis teşkilatının da büyük kısmı merhumun sözünü dinler sokaklar zaten ondan sorulur ve fakat bir tek üç-beş tane aydın bozuntusunun bu siyasi başarıyı gizleme çabaları yüzünden idealleri iktidara gelememiştir.
cia in tatil köylerinde gününü gün eden sonra da ülkesine döndüğünde darbe yapacak arkadaşlarını sırtından vuran adam. ülkücü adamin amerika da ne işi var lan.
amerikan şeysi dir. baska bir sey yazinca yasal durum oluyormus. cia in tatil köylerinde tatil yapti ulkeye döndü geri.
saglikli geçinir soguk suyla dus alirdi hep. kalpten gitti.
ülkücüye bak amerikan şeysi la. usak yazmak yazak. usak in pkaka kodu neydi ahaha.
Alp Arslan, 25 Kasım 1917 öğle vaktinde Koyunoğlu ailesinden Tuzlalı Ahmet Hamdi Bey ile Fatma Zehra Hanım'ın çocuğu Hüseyin Feyzullah olarak Lefkoşa'da Haydarpaşa Mahallesi Kirlizade sokağı 13 numaralı evinde dünyaya geldi. 3 Haziran 1933'te ailesiyle birlikte Lefkoşa'yı terkederek Limasol'dan kalkan italyan bandralı "Viyana" gemisiyle istanbul'a geldi.