ozledim lan. kaldigim iki hafta sure icerisinde, makina gibi isleyen yemyesil, uber arabalari, cana yakin guzel mi guzel kizlariyla bana geri gel diye bagiriyor adeta. frankfurt, bi gun evim olacaksin..
akp zihniyetinin ülkeyi ele geçirmesiyle gidilebilecek güzel bir ülke. yalnız türk fazla aralarında akp'li çıkabilir. o sebeple gitmeden önce iyi düşünün.
kalifiye eleman açığını 300 bin göçmenle kapatmak adına göçmen diplomaları tanıması için son yasa değişiklikleri üzerinde çalışan ülke. bir tarafta türkler için cadı avı başlatan almanya'daki bürokratlar bir tarafta göçle işçi açığını kapatmaya çalışan bürokratlar ilginç bir ülke bu açıdan.
almanya çok da uzak değil aslında bundan 35-40 yıl önce insan gücüne dayalı sanayisini işletemeyen bir ülkeydi. çünkü fabrikalarında çalışacak vasıfsız işçi yoktu türkiye'den gelen göçmenlerin suyu sıktıklarını unutmadı bu ülke. tabi keser döner sap döner demişler şimdi belini doğrultan almanya türkleri persona non grata ilan etmiş.
1930'lardaki nazi hareketinin yeniden canlanacağını düşündüğüm ülke. çünkü almanlar ülke nüfusuna oranla sürekli azalmakta. slav, türk, kürt, zenci derken almanlar ülke de neredeyse azınlıkta kalacak. buna birileri karşı gelecektir tabi.
Alman imparatorluğu (1871-1918) hakkında konuşacak olursak:
Bilinen ulusal temellere dayalı modern Almanya yapılan düzenlemelerle 1871'de kuruldu. Ülkenin kurucusu Prusya Krallığı'ydı. Fransa-Prusya Savaşı'ndan sonra, 18 Ocak 1871'de Versailles'da alınan kararlarda imparatorluk ilan edildi. imparatorluğa Hohenzollern Hanedanı hükmetti. Başkent Berlin yapıldı. imparatorluk tüm dağınık Alman devletçiklerini içine alarak kuruldu fakat Avusturya bu birliğin dışında bırakıldı. Ülke 1884'den itibaren Avrupa dışında sömürgeler kurmaya başladı.
imparatorluğun inşaası sırasında tahtta olan I. William dış siyasette Almanya'yı diğer büyük devletler gibi güçlü ve güvenli bir duruma getirmek için uğraşmıştır. Fransa'dan diplomatik olarak uzak durulmaya çalışılmış, savaştan kaçınılmıştır. II. Wilhelm döneminde, Almanya, diğer Avrupa güçleri gibi emperyal bir politika izlemiş ve zaman zaman sömürgeleri konusunda komşu devletlerle sürtüşmeye girmiştir. Bu, bir takım dostlukları zedelemiş ve Almanya'ya karşı Fransa, Birleşik Krallık ve Rusya imparatorluğu bir anlaşma imzalayarak kutup oluşturmuştur. Almanya ise sadece Avusturya-Macaristan imparatorluğu ile ittifak kurabilmiştir.
Almanya'nın emperyal politikası ülke dışına taşmış ve devlet diğer Avrupa güçleri gibi Afrika'nın paylaşımına katılmıştır. Berlin Konferansı'nda bu kıta Avrupa güçlerine pay edilmiştir. Almanya'nın payına Alman Doğu Afrikası, Alman Kuzey-Batı Afrikası, Togo ve Kamerun düştü. Büyük güçler arası Afrika'da olan bu mücadele I. Dünya Savaşı'nın nedenlerinden biri olacaktı.
28 Haziran 1914'te, Saraybosna'da Avusturya-Macaristan imparatorluğu prensi Arşidük Franz Ferdinand'a suikast düzenlenmesi I. Dünya Savaşı'nı başlattı. Almanya'nın aralarında bulunduğu ittifak Devletleri, itilaf Devletleri'ne karşı 4 yıl süren savaşlar sonucunda başarısız oldu. Almanya'da kasım 1918'de ihtilal yaşandı ve imparator II. Wilhelm, tahttan feragat etmek zorunda kaldı. 11 Kasım'da ateşkes ilan edildi. 28 Haziran 1919'da Versailles Barış Antlaşması imzalandı. Fakat anlaşma şartları Almanya'yı küçük düşürücü bulundu, bu durum ülkede milliyetçiliği arttırdı ve halk yavaş yavaş Nazizm akımı etrafında birleşmeye başladı.
bir almancı olarak herdaim türkiye ile karşılaştırmakla yükümlü olduğum,inanılmaz disiplinli vatandaşlara sahip ülke.
Çok ünlü bir söz vardır almanlarda.'herhauzendieşönebeinen das ist wunder bar' yani şöyle ki 'bir alman bir tren kaçırmak istese bile,gider önce biletini alır'
gerisini siz düşünün
insanların bazıları soğuktur. özellikle dazlaklar dedikleri gruplar aman bir müslüman görmesinler hemen anında oracıkta gırtlağına yapışıyorlar vallahi. naziler dediğiniz zaman da kavga çıkar ve çok pis dayak yiyebilirsiniz. ayrıca müslümanlardan pek haz etmiyorlar. genelde ırkçı bir toplum. ha tabii genelleme yapmak yanlış olur bazı bölgeleri böyle. kızları ayrı bi güzeldir. bi kızı görürsün sanarsın 26-27 yaşında gidip yanına yaşını sordun mu da 17 der öyle öküz gibi baka kalırsın.
kamu düzeni sağlam, sistemli ve disiplinli ama insanları işe yaramaz ülke.
ırkçılık yüzünden kötü bir mazileri olduğundan günümüzde bunu almanca üzerinden yapıyorlar daha çok.
kar yağdığında genç yaşlı demeden herkes hemen evinin önündeki karları kürüyor.
ama sokaklarda ve kaldırımlardaki köpek bokuna kimse bir şey yapmıyor.
erken kalkıyor ve sabah saatlerinde neşeli oluyorlar. akşam erkenden eve girip tavuklar gibi yatıyorlar.
yabancılara karşı çoğunda bir önyargı göze çarpıyor. bu ayrım rahat hissediliyor.
domuz sosisi ile bira en sevdikleri yiyecek ve içecek. yaşlıları çok yalnız gençleri alkolik ve madde bağımlısı.
kasaba ve köylerde tezek kokusu zaman zaman çok yaygın burna vuruyor. şehirlerde ise parfüm kokusu baskın. tezek kokusu bizim memleketeki koku gibi değil. insanın burnunun direği düşüyor. inek, koyun, kedi ve köpekleri de kendileri gibi ruhsuz ve tepkisiz. koyunları domuza benzer yapıda, kuyrukları yok. sanırım domuz katkıları kullanıyorlar yemlemede.
trenleri de sanılanın aksine epeyce rötar yapabiliyor. bir evde olmazsa olmaz nesne tuvalet kağıdı.
batı hayranlığıyla dolmuş bir türk vatandaşı buralara geldiğinde eksiklikleri göremeyebilir. çünkü o kafasını kaldırıp yüksek yapılara bakarken yerdeki köpek pisliklerini görmüyor. ayrıca yağmur yağmadığında keskin bir köpek sidiği kokusu ve kaka kokusu insanı çileden çıkarıyor. bazı sabahlar insan nefes almakta zorlanıyor. artık sebebi tam olarak nedir bilmiyorum. istasyonlarda ağır bir metal kokusu var. insanlar işlerini çoğunlukla düzgün yapıyor. ama bu sistemin sağlamlığından kaynaklanıyor. iş takipleri çok iyi. hafta içi robot gibi çalışıp hafta sonu kuru bir eğlenceleri var.
sonuç olarak sistem iyi ama malzeme (insan) eh işte diyelim. yaratıcılık ve sürpriz olay yok. her şey monoton.