bir kısmının görgüsüz olmasının nedeni açık ve seçiktir. ilk nesiller köy gibi yerden, küçükşehirlerden almanyaya göç etmiş oraya göç ettikten sonra teşbihte hata olmaz eşek gibi çalışmış aşağılanmış hor görülmüş onlardan çıkan nesillerde Almanyanın şehirlerinde varoş hayatıyla Almancı arabesk kültürünü oluşturmuştur. bu yüzden bu gariplikleri yadırganmamalıdır.
bir de nedense anlamam almanyadan gelenlerin çocuklarında hep bir (gavur tabirini birebir türkçeye aktarmak gerekirse) yavaşlık, (doğrudan türkçe kullanmak gerekirse) bönlük vardır.
bu bönlük türkiye'ye kesin dönüş yapan ailelerin çocuklarında yıllar yılı geçmemektedir.
avrupada yaşayan, almancı denen türkler için, kendi vatandaşları, kendi milletleri tarafından haklarında o kadar aşşağılayıcı laf edilir ki, ama yine garip bir biçimde yine aynı kişiler tarafından büyük hayranlık ve onların yerinde olma arzusu olur hep içten içe.
şöyle ki;
(bkz: türkiye de hadise hayranlığı)**
(bkz: ismal yk)***
(bkz: atiye)***
(bkz: vs vs vs)
buna rağmen, hayatınızda hiç kadın , erkek görmemiş gibi sırf avrupadan yani sizin tabirinizle "gurbetten"* geldiği için değilmidir bu hayranlık? oysa bu şarkıcıların sesleri de yorumları da berbattır. kimse aksini iddia etmeye kalkmasın.
futbolcuları ve diğer meslek dallarındaki hayran olduklarınızı yazmıyorum siz benden daha iyi çook daha iyi biliyorsunuz kim olduklarını, tabi hepsi kezban, kıro ya da salak değil diğerlerinin.
Mercedes`te isciydi babam
Yüregi bilegi kuvvetli
Delikanli bi adam
Benim gibi o da severdi hayal kurmayi
Kendinden büyüktü belkide umutlari
Söz vermisti hepimize
Kitab`in üzerine yemin etmisti
Alacakti kirmizi Mercedesi
Kiz gibi araba; derdi Babam
önce gicir gicir yikayacaksin sonra bir de pasta cile cekeceksin atacaksin cocuklari arkaya
koyacaksin Ferdi Tayfur`un son kasetini
ee tabi biraz da acacaksin teybin sesini sonra ver elini türkiye
Bir gün hepimize müjde verdi babam
Bu bayram Türkiye`deyiz; dedi
icim icime sigmadi
sabaha dek uyuyamadim
Peki ya Mercedes
Hani kirmizi arabayla gidecektik köye
Sasiracakti herkes
Katircilarin Yusuf kücük dilini yutacakti
Sapkasi ucacakti muhtar emminin
Bizim Kamil bi zenginlemis ki görme diyecekti Salim aga ya
Aga yutkunacak basini öne egecekti
Merakli Hüsniye`nin agzi bi karis acik kalacakti
Catlayacakti hasedinden
Nazli bir gelin gibi köyün yollarinda gezerken bizim araba
Cocuklar ciglik cigliga kosacakti pesimizden
Vay be arabaya bak; diyecekti bi tanesi
Bütün köy bizi konusacakti
Nazara geliriz vallahi; demisti anam kursun döktürmeli
yazan:Sebnem Kisaparmak
kimi gerizekalıların türkiye'deki kürtlerle karşılaştırdığı türkler. ancak asla ayrı vatan, ayrı kanal, ana dilde eğitim gibi saçma istekleri olmamış, almanya dağlarına çıkıp alman ordusuyla çatışmamışlardır. ayrıca türkiye'de ermeni bir vatandaşa şöyle yapıldı, bir nijeryalı zenci öldürüldü diyerek ağzından eksik etmediği devlet terörü lafını devlete yapıştırmaya çekinmeyen kimi gerizekalılar bu insanların orada yaşadıkları zorlukları bilmez. bir tanesi çıkıp almanya'da bu insanlar yakılıyor bir şeyler yapın demez. diyemezler çünkü. türk demek onlarda kaşıntı yapıyor. kürt dediklerinde devrimci, ermeni dediklerinde demokrat oluyorlar. türk dediklerinde faşist, barbar!
almanya da yabancı türkiye de almancı ünvanına sahip türklerdir. ne tam türk vatandaşıyım diyebilirler ne de almanya tarafından kabul edilirler. zamanla kültürlerini unutup garip hallere girerler.
baslibasina kitap konusu olan-ki o kitap bayagi kalin bir kitap olur- bir konu. her neslini baska kitap konusu yapmak lazimdir. cünkü ne 1.nesil 2.ye,ne de 2.nesil 3.ye benzer. hepsi birden de bambaska dinamiklere sahiptirler. kimi tek kelime almanca, kimi de tek kelime türkce konusamaz. kendi aralarinda bile "gettolasma" basgöstermis bir insan grubudur bu almanya´daki türkler. 3. nesil türkler tamamen almanlar gibi yasarlar ve türkce bilmezler, 1.nesil türkler hala basörtüyle gezer ve almanca bilmezler, aradaki 2.nesil dedigimiz grupta degiskendir, her türlüsü vardir.
din konusu cok enterasandir, kimi dine inandigindan kimi almanlara inat olmak icin basörtüyle gezer, karisini basörtü takmaya zorlayan adamlar kahvehanelere gelip bunu bir de marifetmis gibi anlatirlar. "besik kertmesi"ni evlenerek rize den almanya´ya getirmistir adam, kadincagiz tamamen yapayalnizdir tek kelime almanca ögrenmeden kocasinin haklari sayesinde "birdenbire"almanya illerine getirilmistir,yazik ki sokaga bile cikamaz. kocasi "kapanacaksin" der kapanir "acilacaksin" der acilir, böyle cicekler gibi her mevsim baska tür gezen insanlar da mevcuttur. türkce konusamayan grubu türkler,almanca konusamayan grubu da almanlar dislamistir, böylece "gettolasma"nin her türlü dinamigi bircok acidan olusmustur. fabrika´dan atilan isci, aldigi tazminatla gider dönerci acar (döner isinden ne anlarsa), karlsruhe sehrinde yanyana 3 adet dönerci dükkani vardir, döner almanya´da en cok satilan "fast food" produksiyonudur, herkes- ben de dahil hayatinda bir dönerciyle is iliskisine girmistir- ben de iki ay falan döner kestim ögrenciyken-. "kurtarilmis bölgeler" de adamlar türkiye`dekinden daha "türkce" bir hayat sürerler, bütün alisverisleri, tv´leri, gazeteleri, arkadaslari, kitapcilari, kasetcileri "türkcedir"(adamlarin kira kontratlari bile alman illerinde,türkceymis, mahkemelik falan olduklari zaman sadece almancaya cevirirlermis)....siz simdi gülersiniz ama o bölgede yasayan almanlarin icerisinde -sahit oldugum son olaylara göre- bircogunun gayet iyi türkce konusmaya basladigi gözlemlenmektedir. bizim faruk abi türk kasaptan et almaya kalktiginda alman hos bir kadinin kasap amcaya türkce "yagsiz yerinden bir kilo dana kiyma lütfen" seklinde bir konusmasina sahit oldugum, bu durumdan utansam mi övünsem mi bilemedigim bir duygu karmasasina kapildigim, konusunu belirtebilirim. müslümanlikla ilgili ödev hazirlayan liseli cocuklar camiyi ziyarete gittiklerinde benim telefonla aranmam- ki o zamanlar daha yeniydim, almancam sallantidaydi- ve adamlara camiyi gezdirmemin istenmesi, camideki tüm kadronun almanca dilinden hic cakmadigi seklinde, pekala da algilanabilir. ya da bi tren garinda türk bir vatandasin bana "abi bu abfahrt neresi ya, bütün trenler oraya gidiyo" demesi (abfahrt "kalkis" demektir almanca da) olaya güzel bir boyut katacaktir. bundan daha da garibi cocuk yuvasina giden alman cocuklarinin devamli cocuk yuvasina takilan türk anneler tarafindan türkceyi sökmesi, ana babasiyla bu dilde konusmaya calismasi sonucu birtakim uzmanlara gösterilmesi, ve uzmanlarin o cocugun türkce konustugunu gazetelere bildirmesi de, insani bir garip hissettirir. ya da berlin´de tanistigim hüseyin adli bir arkadasin, beni alman arkadaslar bi partiye davet edip "arkadaslarini da al gel" dediklerinde "olm orda simdi almanca falan konusmak lazim" diyerek teklifimi reddetmesi de güzel bir anidir.
ancak bizim nesilin almanya´da dogup büyümüs olanlari cok azi disinda hic türkce konusamaz, konussa bile, bir almanin türkce konusmasi gibi cok garip bir aksanla konusur ve türkce de cok anlamsiz olan almanca tamlamalar kullanarak konusur. bu adamlarin herbirinin hikayesi kitapliktir. anlatilacak hikaye o kadar coktur ve bu hikayeler bazen o kadar komiktirler ki...mesela-laf lafi aciyor- freiburg´tan hamburg´a giden basörtülü yaslica bir teyzenin(tren´le) frankfurt´ta tren aktarmasi yapamamasi- ya da yanlis yapmasi sonucu alman illerinde kaybolmasi, hamburg´ta kendisini karsilayacak olanlarin kadini inmesi gereken trende bulamamasi sonucu freiburg türklerinin alman demiryollarini alarma gecirmesi -ki bu cok uzun bir hikayedir- gercekten uzun uzun anlatmaya deger bir komedidir. simdilik bu kadar yetsin. belki ileride aklima gelirse birseyler daha yazarim, matraklik olur.