baslibasina kitap konusu olan-ki o kitap bayagi kalin bir kitap olur- bir konu. her neslini baska kitap konusu yapmak lazimdir. cünkü ne 1.nesil 2.ye,ne de 2.nesil 3.ye benzer. hepsi birden de bambaska dinamiklere sahiptirler. kimi tek kelime almanca, kimi de tek kelime türkce konusamaz. kendi aralarinda bile "gettolasma" basgöstermis bir insan grubudur bu almanya´daki türkler. 3. nesil türkler tamamen almanlar gibi yasarlar ve türkce bilmezler, 1.nesil türkler hala basörtüyle gezer ve almanca bilmezler, aradaki 2.nesil dedigimiz grupta degiskendir, her türlüsü vardir.
din konusu cok enterasandir, kimi dine inandigindan kimi almanlara inat olmak icin basörtüyle gezer, karisini basörtü takmaya zorlayan adamlar kahvehanelere gelip bunu bir de marifetmis gibi anlatirlar. "besik kertmesi"ni evlenerek rize den almanya´ya getirmistir adam, kadincagiz tamamen yapayalnizdir tek kelime almanca ögrenmeden kocasinin haklari sayesinde "birdenbire"almanya illerine getirilmistir,yazik ki sokaga bile cikamaz. kocasi "kapanacaksin" der kapanir "acilacaksin" der acilir, böyle cicekler gibi her mevsim baska tür gezen insanlar da mevcuttur. türkce konusamayan grubu türkler,almanca konusamayan grubu da almanlar dislamistir, böylece "gettolasma"nin her türlü dinamigi bircok acidan olusmustur. fabrika´dan atilan isci, aldigi tazminatla gider dönerci acar (döner isinden ne anlarsa), karlsruhe sehrinde yanyana 3 adet dönerci dükkani vardir, döner almanya´da en cok satilan "fast food" produksiyonudur, herkes- ben de dahil hayatinda bir dönerciyle is iliskisine girmistir- ben de iki ay falan döner kestim ögrenciyken-. "kurtarilmis bölgeler" de adamlar türkiye`dekinden daha "türkce" bir hayat sürerler, bütün alisverisleri, tv´leri, gazeteleri, arkadaslari, kitapcilari, kasetcileri "türkcedir"(adamlarin kira kontratlari bile alman illerinde,türkceymis, mahkemelik falan olduklari zaman sadece almancaya cevirirlermis)....siz simdi gülersiniz ama o bölgede yasayan almanlarin icerisinde -sahit oldugum son olaylara göre- bircogunun gayet iyi türkce konusmaya basladigi gözlemlenmektedir. bizim faruk abi türk kasaptan et almaya kalktiginda alman hos bir kadinin kasap amcaya türkce "yagsiz yerinden bir kilo dana kiyma lütfen" seklinde bir konusmasina sahit oldugum, bu durumdan utansam mi övünsem mi bilemedigim bir duygu karmasasina kapildigim, konusunu belirtebilirim. müslümanlikla ilgili ödev hazirlayan liseli cocuklar camiyi ziyarete gittiklerinde benim telefonla aranmam- ki o zamanlar daha yeniydim, almancam sallantidaydi- ve adamlara camiyi gezdirmemin istenmesi, camideki tüm kadronun almanca dilinden hic cakmadigi seklinde, pekala da algilanabilir. ya da bi tren garinda türk bir vatandasin bana "abi bu abfahrt neresi ya, bütün trenler oraya gidiyo" demesi (abfahrt "kalkis" demektir almanca da) olaya güzel bir boyut katacaktir. bundan daha da garibi cocuk yuvasina giden alman cocuklarinin devamli cocuk yuvasina takilan türk anneler tarafindan türkceyi sökmesi, ana babasiyla bu dilde konusmaya calismasi sonucu birtakim uzmanlara gösterilmesi, ve uzmanlarin o cocugun türkce konustugunu gazetelere bildirmesi de, insani bir garip hissettirir. ya da berlin´de tanistigim hüseyin adli bir arkadasin, beni alman arkadaslar bi partiye davet edip "arkadaslarini da al gel" dediklerinde "olm orda simdi almanca falan konusmak lazim" diyerek teklifimi reddetmesi de güzel bir anidir.
ancak bizim nesilin almanya´da dogup büyümüs olanlari cok azi disinda hic türkce konusamaz, konussa bile, bir almanin türkce konusmasi gibi cok garip bir aksanla konusur ve türkce de cok anlamsiz olan almanca tamlamalar kullanarak konusur. bu adamlarin herbirinin hikayesi kitapliktir. anlatilacak hikaye o kadar coktur ve bu hikayeler bazen o kadar komiktirler ki...mesela-laf lafi aciyor- freiburg´tan hamburg´a giden basörtülü yaslica bir teyzenin(tren´le) frankfurt´ta tren aktarmasi yapamamasi- ya da yanlis yapmasi sonucu alman illerinde kaybolmasi, hamburg´ta kendisini karsilayacak olanlarin kadini inmesi gereken trende bulamamasi sonucu freiburg türklerinin alman demiryollarini alarma gecirmesi -ki bu cok uzun bir hikayedir- gercekten uzun uzun anlatmaya deger bir komedidir. simdilik bu kadar yetsin. belki ileride aklima gelirse birseyler daha yazarim, matraklik olur.
almanya da yabancı türkiye de almancı ünvanına sahip türklerdir. ne tam türk vatandaşıyım diyebilirler ne de almanya tarafından kabul edilirler. zamanla kültürlerini unutup garip hallere girerler.
kimi gerizekalıların türkiye'deki kürtlerle karşılaştırdığı türkler. ancak asla ayrı vatan, ayrı kanal, ana dilde eğitim gibi saçma istekleri olmamış, almanya dağlarına çıkıp alman ordusuyla çatışmamışlardır. ayrıca türkiye'de ermeni bir vatandaşa şöyle yapıldı, bir nijeryalı zenci öldürüldü diyerek ağzından eksik etmediği devlet terörü lafını devlete yapıştırmaya çekinmeyen kimi gerizekalılar bu insanların orada yaşadıkları zorlukları bilmez. bir tanesi çıkıp almanya'da bu insanlar yakılıyor bir şeyler yapın demez. diyemezler çünkü. türk demek onlarda kaşıntı yapıyor. kürt dediklerinde devrimci, ermeni dediklerinde demokrat oluyorlar. türk dediklerinde faşist, barbar!
Mercedes`te isciydi babam
Yüregi bilegi kuvvetli
Delikanli bi adam
Benim gibi o da severdi hayal kurmayi
Kendinden büyüktü belkide umutlari
Söz vermisti hepimize
Kitab`in üzerine yemin etmisti
Alacakti kirmizi Mercedesi
Kiz gibi araba; derdi Babam
önce gicir gicir yikayacaksin sonra bir de pasta cile cekeceksin atacaksin cocuklari arkaya
koyacaksin Ferdi Tayfur`un son kasetini
ee tabi biraz da acacaksin teybin sesini sonra ver elini türkiye
Bir gün hepimize müjde verdi babam
Bu bayram Türkiye`deyiz; dedi
icim icime sigmadi
sabaha dek uyuyamadim
Peki ya Mercedes
Hani kirmizi arabayla gidecektik köye
Sasiracakti herkes
Katircilarin Yusuf kücük dilini yutacakti
Sapkasi ucacakti muhtar emminin
Bizim Kamil bi zenginlemis ki görme diyecekti Salim aga ya
Aga yutkunacak basini öne egecekti
Merakli Hüsniye`nin agzi bi karis acik kalacakti
Catlayacakti hasedinden
Nazli bir gelin gibi köyün yollarinda gezerken bizim araba
Cocuklar ciglik cigliga kosacakti pesimizden
Vay be arabaya bak; diyecekti bi tanesi
Bütün köy bizi konusacakti
Nazara geliriz vallahi; demisti anam kursun döktürmeli
yazan:Sebnem Kisaparmak
avrupada yaşayan, almancı denen türkler için, kendi vatandaşları, kendi milletleri tarafından haklarında o kadar aşşağılayıcı laf edilir ki, ama yine garip bir biçimde yine aynı kişiler tarafından büyük hayranlık ve onların yerinde olma arzusu olur hep içten içe.
şöyle ki;
(bkz: türkiye de hadise hayranlığı)**
(bkz: ismal yk)***
(bkz: atiye)***
(bkz: vs vs vs)
buna rağmen, hayatınızda hiç kadın , erkek görmemiş gibi sırf avrupadan yani sizin tabirinizle "gurbetten"* geldiği için değilmidir bu hayranlık? oysa bu şarkıcıların sesleri de yorumları da berbattır. kimse aksini iddia etmeye kalkmasın.
futbolcuları ve diğer meslek dallarındaki hayran olduklarınızı yazmıyorum siz benden daha iyi çook daha iyi biliyorsunuz kim olduklarını, tabi hepsi kezban, kıro ya da salak değil diğerlerinin.
bir kısmının görgüsüz olmasının nedeni açık ve seçiktir. ilk nesiller köy gibi yerden, küçükşehirlerden almanyaya göç etmiş oraya göç ettikten sonra teşbihte hata olmaz eşek gibi çalışmış aşağılanmış hor görülmüş onlardan çıkan nesillerde Almanyanın şehirlerinde varoş hayatıyla Almancı arabesk kültürünü oluşturmuştur. bu yüzden bu gariplikleri yadırganmamalıdır.
bir de nedense anlamam almanyadan gelenlerin çocuklarında hep bir (gavur tabirini birebir türkçeye aktarmak gerekirse) yavaşlık, (doğrudan türkçe kullanmak gerekirse) bönlük vardır.
bu bönlük türkiye'ye kesin dönüş yapan ailelerin çocuklarında yıllar yılı geçmemektedir.
görüldüğü an direk olarak sanki alınlarında yazılıymışçasına "işte bak bu çocuk almancı yavrum" denilebilen kafaları ne yazık ki çok karışık olan vatandaşlardır.
girilen entrylere tepki olarak; "almanya ya zamanında sen gitseydin şimdi cumhurbaşkanı mı olmuştun, türkiyede kaldında ülkene ne faydan oldu".
ayrıca (bkz: #5795927) o bahsettiğin bönlük tıpkı senin* avrupayı gezmek ya da eğitim almak için geldiğinde sergilediğin bönlükle aynıdır. sen avrupada ki düzene, temizliğe, insana saygıya bakarsın bön bön,
hem alman vatandasligina gecmislerdir, oranin kültürünü ögrenmis, dilini konusmuslardir, hem de kökünden hic bir zaman kopmamis, geleneklerinden, göreneklerinden taviz vermemis, dilini, dinini her daim yasatmislardir.
almanya'ya adapte olmamakta ısrar ederler. almanya'da almanca konuşulur, ilk öncelik bu olmalıdır. fakat hala oradaki türklerin bir kısmı almanca bilmemektedir. almanya'da ilk önce alman kültürü yaşamalıdır, fakat oradaki türklerin bir kısmı uyum sağlamamakla inat edip, kendi kültürlerini yaşamakta ısrar etmekte, alman ulusuyla kültürel çatışma içindedir. almanya'daki türkler, tercih yapmak zorundadırlar. ya alman vatandaşı olacaklar, ya da türkiye vatandaşı, ya alman olmayı kabul edecekler, ya da türk olmayı. hem alman, hem türk olmakta ısrar eden uyumsuz düzen bozucu türkler'e alman hükümetinin taviz vermemesi lazım gelmektedir.
hem alman vatandasligina gecmislerdir, oranin kültürünü ögrenmis, dilini konusmuslardir, hem de kökünden hic bir zaman kopmamis, geleneklerinden, göreneklerinden taviz vermemis, dilini, dinini her daim yasatmislardir.
yazın gelmesi ve okulların tatile girmesiyle birlikte avrupadan gelecek olan gurbetçileri karşılamaya hazırlanan türkiye, bu kez gerçeği tüm çıplaklığıyla dile getirmek için tek ses tek yürek oldu. vatandaşlardan gelen yoğun talebi değerlendiren kültür ve turizm bakanlığı, senelik izinlerini türkiyede geçirecek olan gurbetçi vatandaşlarımıza yönelik hazırlanan bir bildiriyi bu sabah düzenlenen bir basın toplantısıyla duyurdu.
kültür ve turizm bakanlığı müsteşarı ferit kurtel tarafından basına duyurulan bildiride özellikle almancı vatandaşlarımız muhatap alınırken, türkiyenin yıllardır ayıp olmasın diye açıkça dile getiremediği, içine attığı birçok mesele de samimiyetle dile getirildi.
i̇şte o bildiriden bazı satır başları:
değerli gurbetçi kardeşlerimiz, özellikle almancılar,
yıllardır yurt dışında, gurbet elde çalışarak ülkemize hatırı sayılır miktarda döviz kazandırdınız, kazandırıyorsunuz. öncelikle bunun için bir kez daha teşekkür ederiz. çok makbule geçti. ayrıca şimdi artık pek bir anlamı kalmamış da olsa, senelerce sizin getirdiğiniz çikolatalar, walkmanler, vhs videolar sayesinde birçok vatandaşımız da avrupanın nimetleriyle ilk kez tanışma şansını yakaladı. onun için de eksik olmayın gerçekten.
bütün bunları söylüyoruz ki nankörlük ettiğimiz düşünülmesin. bize kazandırdıklarınızın farkındayız, hakkınızı teslim etmiyor değiliz. lakin şu var değerli almancılar: çok açık konuşmak gerekirse yani, nasıl desek tam da bilemiyoruz ama biz türkiyede yaşayan vatandaşlar olarak size epey bir süredir biraz gıcık oluyoruz. açıkçası sizi pek sevmiyoruz, seviyor görünenler de yarı hor görme, yarı kıskançlık hissi içerisinde. size tam anlatamıyoruz o hissi şu an... bi görmemişlik mi desek, bi şey var sizde tam adını da koyamıyoruz. neyse, durum bu yani. şimdi yanlış anlamazsanız senelerdir içimize dert olan birkaç husus var onları dile getireceğiz:
bir kere burada biz dururken, sizin istediğiniz gibi elinizi kolunuzu sallayarak seyahat edebiliyor olmanıza çok büyük gıcık oluyoruz. göz var izan var, elimiz yüzümüz sizden düzgün. i̇ki çift laf etmekse, muhabbetin kralı bizde. hayır yani, sırf sizin yüzünüzden vize alıp avrupa'ya gidebilsek bile bize de bir acayip bakıyorlar. artık orada biz yokken napıyorsanız, almancı olmadığımızı anlatmak için kırk takla atıyoruz.
bir de o saçın sakalın, o kıyafetin hali ne öyle değerli almancılar? almanyada kimse ikaz etmiyor mu sizi abi böyle olmaz, komik görünüyor demiyor mu? sonra 'vay efendim türküz diye müslümanız diye alman bizi hor görüyor! hadi neonazisini falan geçtik ama yani normal alman da haklı bir yerde arkadaşlar. durmadan beyaz bodyle, fener alayı gibi fosforlu spor ayakkabıyla dolanan adamı hor görmesin ne yapsın? ki yani almanlar büyük ihtimalle dünyanın en çirkin giyinen milleti, düşünün artık. lütfen şu görünüşünüze bir çekidüzen verin yahu. bak kaç nesil oldu, artık bunu da biz söylemeyelim size...
aslında mesele cahil olmanız falan olsa neyse. zaten bizim burada da o açıdan durum çok parlak değil. yalnız sizde, artık nispeten daha iyi para kazandığınız için midir, avrupa görmüş olmaktan mıdır nedir bir de lüzumsuz kibir gibi bir şey var o cehaletin üstüne. esas ona çok gıcık oluyoruz galiba. hele o kendi aranızda almanca konuşurkenki batı avrupa medeniyeti benim omuzlarımda yükseliyor havanız yok mu, o iyice deli ediyor bakın. bir de iki lafın arasına lüzumsuzca sokuşturduğunuz almanca sözcükler var tabi. o ah zoo ne gözünüzü seveyim? kaç sene oldu, kaç sene dalga geçtik, hala anlamadınız.
aksanınıza falan bir şey demiyoruz bakın. hatta onda bir sevimlilik olduğu bile söylenebilir ama yani o aksanla şarkı söylemeye kalkmak? ne olduğu da belli değil, arabesk rap map karışık bir şeyler. bakın yıllar önce carteli çıkardınız bağrınızdan. biz de çok sevdik, bayıla bayıla dinledik söyledik, eyvallah çok teşekkür ederiz. ama ondan sonra gelenlerin hali ne değerli almancılar? sizden görüp burada da mc hüseyinler, yaralı staylalar falan türedi, yok yere youtubeda aleme rezil olduk. lütfen o işi de bırakın artık. dikkat ettiyseniz i̇smail yk konusunu hiç açmıyoruz bile. çok ağır konuşacağız çünkü bir başlarsak.
son olarak birkaç husus daha var onları da belirtelim hazır laf açılmışken: birincisi o arabaların çoğunun kiralık olduğunu biliyoruz. böyle şeylere hiç gerek yok inanın. i̇kincisi, anladık orada bira 1 euro bile değil. napalım burada pahalı işte. şimdilik aklımıza gelenler bu kadar. umarız bizi yanlış anlamadınız, yani gelmeyin demiyoruz tabii yine gelin, ama bunları bilerek, biraz dikkat ederek olursa yani. teşekkür ederiz.
sonsuza kadar sizin,
tc kültür ve turizm bakanlığı
(p.s.: bi de, yaz sonu dönüşte rafet el roman'ı da yanınızda götürebilirseniz gerçekten çok makbule geçer. biraz da sizde dursun.
ikinci aydan gozlemlerime gore, burada ne tam olarak alman olabilmis, ne de turk kalabilmis, arada bir kesim var. bu insanlar almanyadaki turklerin %80ini olusturuyor ve nesnel bir bakisla, alman irkinca pek siklenmiyorlar. genelde her nasyoneliteden universite ogrencisinin calisiyor olmasi beklenen mc donalds, cafe vb yerlerde, tramvay-tuvalet-vs temizligi, kasiyerlik, tezgahtarlik gibi pozisyonlarda calisiyorlar. oyle ki bir arkadasin akrabasi almanlar turklere muhtac, turkler de almanlara. onlar turklere imkan sagliyor, turkler de onlarin tenezzul etmedigi isleri yapiyorlar. diyor. ben saf saf bir alman bir turkun altinda calistiginda ne oluyor? diye sordum, gulmeyen kalmadi. oyle bir sistem varmis ki pek mumkun degil. simdi bu turkler saglam bi dislaniyor tamam mi. amaaan turkse salla gitsin mantigi var. kotu bakislar, ingilizce konustugun bir almanin nerelisin sorusuna aldigi cevapla yasadigi hayal kirikligi, aahhhhh! unlemi bizimkiler de az degil diyecegim, onlar da bizimkiler olmaktan cok uzak. surda gurbete cikmisiz, agiz tadiyla bir aa siz de mi turksunuz heyecani yasattirmadi adamlar. eveet? yani? modundalar, bir kiymeti yok. bizi tutmuyorlar, cunku biz turkiye turkuyuz(?) ya, bize de yabancilar. almanlara daha sicaklar ama onlarin tavri karsisinda da cogu siz kovmuyorsunuz, ben istifa ediyorum diyor, cok lazimsiniz soguk picler psikolojisi icinde. kendi aralarinda guruplasmis ve inatla kulturu tam anlamiyla sindirmeyip, turk kulturune de bagli kalmayip, kendi aralarinda, hatta almanlarca bile normalize olmus her iki taraftan da ozerk alt bir kultur olusturmuslar. burada dogdugu halde alman vatandasligini reddetmisler var, guya turkler. turkiyeden, turkceden bir haber. gene azimsanamayacak bir kismi kurtceyi turkceden iyi konusuyor. ozellikle hannoverde.
bir takim ortak ozellikleri var: fazla turkce bilmemelerinin yani sira almancaya da tam hakim olmamalari, uzun tasli takma tirnak, bol bol hizma, yapistirma dis tasi, asiri makyaj veya bildigimiz apaci stayla, 3 cumlede bir biliyon? anliyon? gibi cevrilebilecek weiß du? weiß du? kontrolu, 80 euro pesinat ve 2 senelik 25 euro taksidiyle aldiklari iphone + sinirsiz tarifeleriyle sabahin kor saatlerinde en olmadik yerlerde beyin sikmeleri vs vs. ve bir de koyu turuncu solaryumlu kafalar.
buraya geldim geleli, kendimi zorunlu bir tataf secme dayatmasi altinda buldum. almanlar ya cok tatli, ya cok irkci oluyor ve irkcilik magdurlarinin tavri da sen hangi taraftasin baskisi olusturuyor. turklugum yuzume vuruluyor ve uzulsem mi normal mi karsilasam, e buradaki turkler de bizi yanlis yansitiyora mi baglasam sasiriyorum. baglayamiyorum da zaten bunlar yanlis yansitiyor da bizimkiler cok mu matah? bu gibi seyler neden bu kadar onemli? burada dogmus dahi olsa, zencilerdeki bu ezikligin anlami ne? bunlarin hepsi almanlarin sucu mu? basinin sucu mu? amaaan siktir et desem, kendi cabamin karsiligi kimligimdeki bilgilerin golgesini temizler mi? aklim cok karisiyor