nasıl geçtin de boz bulanık sellerden
haberim mi aldın esen yellerden
yadigar mı da geldin bizim ellerden
gül-ü reyhan gibi koktun birader
gül-ü reyhan misali koktun birader
gün ışır ışımaz, alın yazımız parlar
ne alın yazısı, el yazısı be!
sökemeyiz ki biz, ilkokul aydınlığı bile gösterilmeyenler
biz, pis yöneticilerin mutsuz kişileri,
süpürürüz yaban ellerinin sokaklarını; pis el, pis yürek!
sığmazken atalarım güne, yarına
düşmüşüm vay, düşmüşüm ben el kapılarına
daha üç yüzyıl evvel, omuzlarımızda gök yarısı bayraklar
eğilirdi bu ülkelerin burçları uygarlığımıza,
şimdi ta bünyan'daki üç çocuk, ağızları açlıkla büyümüş
şimdi ta ereğli'deki dört çocuk, gözleri açlıkla iri iri
alır karanlıklar ardından gönderdiğim kara lokmasını
sığmazken atalarım güne, yarına
düşmüşüm vay, düşmüşüm ben el kapılarına
ne duruyoruz be kardeş, aylık bin yeşil mark
varalım dağılalım kartal anadolu'dan yeryüzüne
beyler altın uykularından uyanmak üzere, haydi
yollarını temizleyelim
al güneşten bile utanmadan; pis el, pis yürek
sığmazken atalarım güne, yarına
düşmüşüm vay, düşmüşüm ben el kapılarına.
rızık allahtan diye inanıp koşa koşa gavura sırtlarını dayamaya gitmişlerdir.
burada akp'ye oy veren bu it sürüsü, almanya'da sosyal demokrat belediyelere oy verirler.
böyle riyakar, böyle yavşak tiplerdir.