ayrıca bu insanlar en ufak bir olayda diğer insanları(tanıdık veya tanımadık hiç farketmez bir anda harcayıverirler) polise şikayet etmeyi veya gazetede deşifre etmeyi kendilerine görev edinmişlerdir. hatta bu eylemin özel adı almanca'da reklamierendir.
daha fenası eve 7 civarı gelen yatılı misafirinin* önüne bayat ve kırık dökük kurabiyeler koyabilen almanların varlığıdır.bunlar asla birşey ısmarlamaz, nezaketen siz ısmarlamışsanız teşekkür bile etmezler, adeta rahatsız olurlar. ancak elbette hepsi böyle değildir, bir alman size bir kez güvendiyse her zaman güvenir, ve yapamayacağı işler için söz vermez.söz verdiyse de mutlaka yapar.
'alaman' diye tabir ettiğimiz ırk gayet gariptir. Evine misafir çağırır, misafiri için alışveriş yapar, yiyecek, içecek vs. misafirleri gelir, hoş sohbet muhabbet, fakat gelin görün ki misafir giderken eline bir fiş tutuşturulur: 'Ahanda ben senin için bu kadar masraf yaptım karşıla ulen yarısını', der gibi.hatta gibi değil, açık ve net bir şekilde der yani. Misafir de kuzu kuzu öder, pek koymaz, çünkü bu orada normal birşeydir.**
efenim hakkında en fazla genelleme yapılan uluslardan biri de almanlardır. denen odur ki almanlar asla geç kalmazlar, hep erken kalkarlar, fazlasıyla sistematik düşünürler, dilleri kabadır ve ırkçı alman populasyonu cok fazladır.
ben bunlara katılıyor muyum? dillerinin kaba olduğu haricinde hepsine katılıyorum, evet.lakin almanca şarkı dinlemenin* bir işkence olduğu konusunda hemfikirim.
(bkz: vogonun şiir okuması)