davulla zurnayla yola çıkmış
bandoyla karşılanmıştık
iş gücümüzdü sattığımız
ter olup çarklara aktığımız
servete servet kattığınız
gurbet el şimdi bize dön geri diyor
aman aman aman aman almancılar
davulla zurnayla yola çıkmış
bandoyla karşılanmıştık
bebeler doğurduk gurbet ellere
büyüdüler verdik taş mekteplere
dilleri dönmez ki bizim dillere
merhabayı bilmez "guten tag!" diyor
aman aman aman aman almancılar
davulla zurnayla yola çıkmış
bandoyla karşılanmıştık
yılda bir kere izindir deyip
bulgar'ın yugoslav'ın yolunu tepip
e birde ardahan gözümde tüter
canım memleket bize almancı diyor.
aman aman aman aman almancılar
cem karaca'nın ilk olarak 1984'te çıkardığı die kanaken albümünde Es kamen Menschen an* olarak söylediği ve türk işçisini çağıran almanların ikiyüzlülüklerini gösteren şarkısı. bu şarkının almanca hali için:
bu kişiler almancayı sadece türkiye'ye geldiklerinde kuzenlerine hava atmak ve/veya küfür öğretmekte kullanır. almanya'da türkçe konuşurlar kendileri. "pöff ama ahmet abi ya pöff sana istemiyom ben nicht nicht", "oo süleyman dayı wie geht's, nası gidiyo işler?" gibi araya almanca sözcükler sokuşturmak adettendir.
alamancılar türkiye'ye gelip biriyle konuştuklarında diyaloglar aşağı yukarı şu şekilde olur:
-...
+herdecke, osman emmi.
-...
+evet, içinden.
-...
+borussia dortmund var ya hani, nuri şahin oynuyor.
-...
+evet evet sarı siyahlı. işte onun olduğu şehrin hemen 10 kilometre falan güneyi.
-...
+gelirsen misafir ederiz tabi eheh.
-...
+yok, yok malesef bizim taraflarda.
-...
+hamburg'da falan oluyor diye biliyorum. çıplaklar kampı bizim oralarda yok pek.
türkiye'de ölümüne almanca, almanya'da ölümüne türkçe konuşan kültür şoku yaşamış kesim.
Aynı zamanda türkiye-almanya arası uçak seferlerinde %99luk kısmı oluştururlar.
türkiye halkını 50 küsür yıldır almanya çok pahalı, geçinemiyoruz, almanya'da vergiler çok yüksek, ırkçılık var, kiralar ateş pahası, siz türkiye'de yine iyisiniz vallaha gibi yalan ve saçma sözlerle uyutup almanya ile türkiye standartlarını euro ile kıyaslayacak kadar mal ve ikiyüzlü bir kitledir. almancı birini 100 metre öteden tanırım.
herhangi bir önyargım olmamakla birlikte kürt olanları türkiye'ye geldiğinde ''-was ist dein Beruf?''
sorusunu sorduğunuzda ''-Ich bin arbeitslos'' cevabını alırsınız. ee nasıl geçiniyorsunun almancasını almancam izin vermediği için türkçe sorarım ki cevabı işsizlik maaşıdır. ırkçılık olarak almayın ama kürt her yerde kürt diye düşünür gülerim. bana ne ya sömürsünler enayileri.
bir de genelinin d plaka audi, mercedes ya da bmw ile gelip de kasılması bana çok komik gelir. kırolar.
almanların gözünde, burda, türklerle kürtler aynı.
hiç bu kadar aşağılanmamıştım.
almancılara gelirsek, burda alman marketlerinden ucuza almaktansa türk bakkalından kazıklanmayı tercih ediyorlar.
türk bakkallarının sahipleri de hep kürt.
Bunların hepsi aynı özellikleri taşır.
. Türkiye'dekileri fakir görmek ve hiçbir şey bilmiyormuş gibi davranmak
. Gizli bir şey konuşacaklarsa hooopp Almanca'ya dönmeleri
. Herkesi soyguncu gibi görmek
. Gittikleri yılda kalmaları
Almanya'da para birimi mark iken oraya gitmiş, çalışarak para kazanmış ve para birimi euro'ya dönünce de kazandığı parayı Türkiye'de güncel kur ile birlikte yiyen kimselerdir.
Genellikle altlarında audi, Volkswagen, mercedes veya bmw olur.
1. Grup Türkiye çok iyi diye yere göğe sığdıramayanlar, ulan pezevenk madem öyle gel Türkiye’de yaşa elin kahrını çekme.
2. Grup ideolojik olmayan sebeplerle her fırsatta Türkiye’yi kötüleyenler. Almanya çok iyi zer şön ALES gut diye zırlayan ama asla o sisteme bir katkısı olmayan ve olamayacak olan.
3. Grup pkklı ve fetöcü orospu çocuklarıdır ki bunlar aslında sokakta yaşayan insanların bi tık üstü bir hayat standardında bir asalak böcek gibi her gördüğü Türk’ten ahan da beni kaçıracak diye ölümüne tırsarak göt korkusuyla yaşarlar.
buradaki türkler, benim gibi türkiye kökenli olup buraya okumaya gelip kalmışlar hariç, türkiye´de tanıdığım türklerden falan oldukça geri adamlardır. bu şahısların içinde 50 yıldır burada olup bi kere bile sinemaya gitmemişler olduğu gibi, 50 yılda ilkokuol sviyesinde almanca textleri okuyamayacak kadar kötü almancası olanlar da mevcuttur.
birisi mesela her sene buradan bayburt´a arabayla tatile gider, ama 70 km ötedeki stuttgart şehrine hiç gitmemiş !!...
bunların çocuklarıyla ilişkileri de yok denecek seviyededir. kendi çocuklarıyla konuşamazlar, çünkü çocuklar yüksek seviyede eğitilmiştir, ve ana dilleri almancadır, türkçe diil- bu şablona uymayanlar da var, ama onlar gerçekten azınlık. zaten çocuklar burası doğumlu olduklarından direkt alman vatandaşıdırlar.
bir taşınma olayında yeni taşındığım evde az yer olduğu için okuduğum 50 kadar türkçe kitabı türklere vermek istemiştim. satmayacaktım, hediye edecektim- var ya almadılar kitapları kimse istemedi, ben de kitapların bir kısmını türkçe bölümü olan kütüphanelere bağışladım, bir kısmını da direkt çöpe attım...
kütüphane demişken- thomas mann´ın buddenbrooks ailesi kitabının çok güzel bir türkçe çevirisi var, thomas mann çok güçtür anlamak için, ilk yıllarımda almancam bu kadar iyi diildi, baktım, buradaki kütüphane de türkçe kitap bölümü de var. kitabı türkçe ödünç aldığımda gördüm ki kitap 26 yıldır o raflarda duruyor, ve ilk ödünç alan da benim !!...