bu kesimin belli bir kismi gercekten turkceyi kotu konusur ve kendilerini sozlukle takip etmek gerekir. Mesela pek azi aciktiginda "karnim ac" ya da "acim" der. Geneli "acligim var" seklinde derdini anlatir. Tamamen almancadan cevirme bir türkce konustuklari bu gibi pek cok noktada ortaya cikar. Almanca"da aclik hissi "ich habe hunger" seklinde anlatilmaktadir.
vakt-i zamanında almaya'ya şu veya bu şekilde göç etmiş, daha sonra yıllar yılı orda yaşamış, çoluğuyla çocuğuyla türkiyeye tatil amacı güderek gelmiş insanlar topluluğuna verilen isimdir.
beğenmeme iç güdüsü olan kişiler topluluğudur. geldikleri yeri unutup, yaşadıkları yeri bir şey zannederek tekrar geldikleri ülkesinde hiç bir şeyi beğenmeme hissi, iç güdüsü taşıyan insanlardır. her şeyden şikayet eder, hiç bir şeyi beğenmezler. beklenmedik bişeyle karşılaşınca da şaşırırlar.
- aa türkiyede yürüyen merdiven de mi var?
e oha aq. tabiki var. hadi bi ingiliz olsan alman olsan anlarım bilmeyişinin sebebini, türkleri hala fesle gezen insanlar zannetmeni ama senin özün türk ulan! ne zaman kaldığın kabın şeklini aldın da ne zaman bu kadar yabancılaştın aslına?
tv de yayınlanan ikizler'in yarıştığı programa verdiği tepki ile yılın sığırı ünvanına layık gördüğüm kuzenimin eşinin verdiği tepki;
söyleyecek çok fazla söz yok... gerek de yok aslında. hadi az önce yürüyen merdivenlere teknolojinin gelişimi açısından şaşırırsın bunu da kabul edebilirim ama türkiyede ikiz var mı demek ne büyük denyoluktur be kafir? be kendini bilmez sığır? insanlığın yaşadığı bir olayı bizim yaşamamamız mümkünmüdür be dingil?
gelmeleri sadece çevreye çukulata dağıtmaktan ibaret olan bu insanların ülkemize girişinin yasaklanmasını taleb ediyorum.
temmuz aylarının başlarında başlayan, ağustos ayında maximum değerne ulaşan akının üyelerine verilen ad. Almancı dediysek bu sadece almanya'da yaşayanları kapsayan bir isim değil. Fransa, Danimarka,isviçre, Hollanda... gibi çeşitli ülkelerden gelen yabancı türklere de almancı denir. Çünkü bunların seri ve parti noları aynıdır. Bakınız en önemli özellikleri şunlardır:
-bunlar türkiye'ye geldiklerinde kıtlıktan çıkmış gibi alışveriş yaparlar.
-bu tüm tatili kapsayan (plaj bölümü hariç) alışveriş esnasında herkes onları kazıklıyordur onlara göre ve kazıklanmamak için elden gelen herşey yapılmalıdır onları o mekenlara götüren akrabalar tarafından.
-türkçeyi düzgün konuşamazlar, konuşanlar da konuşamıyormuş gibi yapar.e adettendir.
-bir de bu muhtelif ülkelere yeni gidenler vardır. gideli altı ay olmuştur bu güzel insanların ve döndüklerinde yabancı dilden bozma bir türkçeyle size selam verirler. yazıktır bu insanlara. vahtır, tühtür. gittikleri ülkenin dillerini de bilmezler, e türkçeyi de unutmuşlardır. nasıl anlaşılır bu insanlarla bilinmez. beden dili falan?
-bu altı aylık almancılar, altı ay önce hiç bir şikayette bulunmadan içtikleri musluk suyuna ellerini değdiremezler çatlatıyor diye. sokakların pisliğinden dem vururlar ki bir süre önce içtiği sigaranın izmaritini bankların arasına sıkıştıran kişilerdir bunlar.
-komedidir özetle bu insanların hali. gülünesi bir durumdur ve güleriz biz onlara.
uzun yıllar önce almaya'ya çalışmak için göç etmiş insanlara ve onların orada doğup büyümüş çocuklarına genelde küçümseyici ve aşağılayıcı bir anlam yüklenerek kullanılan tanımlama.
evet, onlar ne karga kalabilmiş ne bülbül olabilmişlerdir...
iki kültür arasında ezilip kalmışlardır; ilk nesil, ayrıldıkları zamanların sosyal yapısını korumayı ve bunu çocuklarına aşılamayı özlerini korumak olarak değerlendirmiş...
sonraki nesil yaşadıkları çevreye uyum sağlamayı denerken nazi ideolojili alman güruhu tarafından devamlı dışlanmıştır.
almancılar, türkiye'deki akrabalarına da, gerek isteyerek gerek aldatılarak yüklü miktarda maddi katkılarda bulunmuştur...
ancak kolay kazanca alışan insanlar bu yardımlar zamanın şartları altında azalıp kesilince, almancılardan bir fayda görmediğini düşünüp kıskançlıkla onları küçümsemeye çalışanların kullandığı almancı jargonuna kendileri de katılıvermişlerdir.
almancıların bu saf ve karşılıksız iyilik etme merakı hem siyasileri hem de yeşil ve çeşitli renkteki vurguncuları da harekete geçirmiş ve almancılar bu defa akrabaları dışından da kazık yemenin acı gerçeğini iliklerinde hissetmişlerdir.
herşeye rağmen türkiye sevdası, genç yaşlı her almancının yüreğini, bu vatanda yaşayıp birbirine düşmeyi maharet kabul eden bizlerden çok daha fazla kaplamıştır.
hükümetler vergiler yüklemiş,
belediyeler mülklerini gaspetmiş,
akrabalar varını yoğunu cukkalamış,
trafik polisleri her gördüğünde avantasını istemiş,
siyasiler ve vurguncu tüccarlar defalarca kandırmış olsa da;
almancılar bizim kardeşlerimiz olmaktan asla gocunmamıştır.
belirli bir zaman önce memleketinden kalkıp almanya'ya gitmiş, iş bulmuş birazda zorunluluktan alman vatandaşı olmuş, yıllık iznini türkiye'de daha doğrusu doğduğu bölgede geçiren kişilerdir. genellikle yaz aylarında gelirler. ilk kuşak 1958 yılında gitmiş olup en yoğun iş istihdamı 1970 li yılların başlarında yaşanmıştır. bundan dolayı önemli bir kuşak almanya da doğmuş ve ister istemez kğltğrğnde alman motifleri işlenmiştir. Bundan ötürü bu tiplerde aşşağıdaki özeelikleri bulmak ve diyalog yaşamak mümkündür;
- türkiye'yi her anlamda küçümsemeleri
- almanyda çok zengin bir hayatı varmış gibi eda içindedirler
- ımmm nası diytorsunuz... tam anlamınıda bilmiyomki hımmmm ya ne diyodunuz...hommmm,,,uf ve puf siz de hedehödö ** marka prezervatif varmı?
- yok bizde okey var durex var?
- yaw bu ülkede de bişi bulunmuyo ki yaw
+ aaa burda toblerane satıyolar
+ eee burda twix varmış, ee mars'ta varmış
+ internetin ne olduğunu biliyormuısunuz
gibi bi sürü saçma şey sormaya müsaitlerdir. ortalarda ben sizden üstün bir ülkede yaşıyorum gibisinden dolaşırlar.
meclis binasının önündeki çimlikte başörtüleriyle mangal yapıp top koşturan,çoğunluk döner kesmekten ileri gidememiş, almanyanın kültür merkezi berlinde bile kültürel aktivitelerden tamamen bihaber yaşayabilen, berlin treninde nereye gidiyorsun sorusuna camiye gidiyorum yanıtını alınca şaşırmamanız gereken, ih yerine iş diyen*, göç ettiği,parasını kazandığı toplumun ne diline ne de sosyal hayatına ayak uyduramamış, gettolaşmış, dükkanlarına kürt bayrağı asan "öteki"ler.
almanyanın bu insanları robot gibi çalıştırıp geri göndereceğini zannederek uyum sağlamaları için en ufak bir girişimde bulunmaması* düşündürücü olmakla beraber, sanki izmire istanbula göç etmiş,sağda solda gördüğü kızlara laf atan, arabesk kültürü insanlarıyla büyük benzerlik gösteren insanlardır bunlar.
elbette gayet aklı başında, eğitimli,kültürlü almancılar da var ama azınlıktalar.
80'li yillarda yaz tatiline arabalariyla gelirlerdi, cocuklari bmx bisikletle gezerdi, oradan getirdikleri jelibon, tombleron cikolatalari ve binimum sekerleme ve elektronik oyuncaklarla bizi kiskandirirlardi. biz de boynumuz bukuk onlara ozenip bakardik. boyle tanimisti almanci'lari bir kusak.
inanılmaz derece dünyadan bihaber yaşayan , almanya'da yaşadıkları süre içerisinde yerel özelliklerine daha bir sıkı sarılmış , çoğu aşırı milliyetçi ve dinci eğilimler gösteren kişiler. avrupa'nın ortasında yaşayıp ta onlar kadar dünyadaki gelişmelerden kültürden sanattan teknolojiden ondan bundan bu kadar uzak yaşayan herhalde tek toplum arnavutluk halkıdır.
her ne kadar o dönem yoğun biçimde almanyaya göç olduysada belçika hollanda ve fransa'dada bolca vatandaşımız vardır fakat almancı kelimesi zihinlerde öyle yer etmiştirki bu insanları adlandırmak için farklı kelime bulmaya uğraşılmamış onlarada almancı denmiştir.tabiki değişik adlandırmalar kullanarak bu vatandaşlarımızada "bakın anavatanda sizide adlandırmak için tdk kastı"mesajını verip mutlu edebiliriz örneğin;
(bkz: fransa almancısı)
(bkz: belçika almancısı)
(bkz: hollanda almancısı)
almanyaya çalışmak için gitmiş insanlara verilen isim. bunların çocuklarına torunlarına da almancı derler. kemal sunal bir filminde almanyadan ilk kez türkiye'ye gelir. can kan imajı ve omzundaki teyp ile... ne zaman havaalanında benzer insanlar görsem bu kesin almancı derim.
bu almancılar arasında türk futboluna hizmet eden ya da etmesini umduğum çoktur.
(bkz: yıldıray baştürk)
(bkz: ümit karan)
(bkz: ümit davala)
(bkz: altıntop kardeşler)
(bkz: nuri şahin)
(bkz: ilhan mansız)
(bkz: tayfun korkut)
almancıların ciddi bir oranını erzincanlı, sivaslı, gümüşhaneli aleviler oluşturur.seksen darbesinin ardından alevilerin ciddi bir kısmı türkiye'de rahat bir yaşantıları olmayacaklarını anlayarak avrupa'ya göçmüşlerdir.
turkiye'de yasayan her ailede mutlaka vardır almancı diye tabir edilen akrabalardan. turkiye'ye tatile gelirken her daim cay, sampuan, krem ve cikolata getirirler ese dosta. gunumuzde almanya'daki yabancı issizlerin en buyuk kısmını olusturan grup haline gelmislerdir. alman ekonomi enstitusune gore bunun sebebi ise soyle acıklanmakta : ''almanya gibi sanayilesmis ulkelerde, kuresellesmenin de dogal bir sonucu olarak, dusuk nitelikli islerin fazla olmaması, bu kisilerin is gucu piyasasına girmesini zorlastırıyor. beceri eksikligi de almanya'da dogan turkler arasında issizligin bu denli yuksek seviyelerde olmasının temel nedenlerinden.''
türklerin anadoluya göçünden itibaren yaşanmış ikinci büyük göç olan almanya göçü üzerine halen almanya başta olmak üzere avrupada yaşayan türk kabilelerine mensup insanlar için kullanılan sıfattır. her ne kadar almancı kelimesi "türkiyede almancı almanyada yabancı" türü özdeyişle dramatize edilmiş olsa da bu kabilelerin kültür karmaşası içerisinde ismaik yk bozması genç kuşakları her yaz tekrar edilen mevsimlik türkiye göçleri sırasında kendini belli ederek almancı sıfatını vurgulamaktadırlar... ama genelde ülke sevgisinden kopmayan genç nesiller de yetiştirebilmiş olanları vardır ki saygı duyulası türklerdir.
"vatanımızda alamancı, almanya'da yabancı" olan bahtsızlardır. Çoğu bu geçiş sürecini başarıyla tamamlayamadığından orada dışlanırlar(dışlanmış da hissedebilirler)burada ise "öz yurdunda garipsin" i oynarlar. Hele bir de tatile BMW ile geliyorlarsa komplekse kapılabilirler. Bir yandan çitfe vatandaş olurlarken diğer yandan vatansız kalabilirler.
sadece almanya da yaşayanlar değil.bilimum fransa da , hollanda da , isviçre de vs. yaşayanlarda bu isimle anılırlar.
cümle içinde kullanmak gerekirse;
( bizim belçika da yaşayan almanci akrabalarimiz var )