- telefonu kapatırken hadi çüüss diyendir
- kalın altın kolye takandır
- televizyon izlemeyen, televizyon bakandır
- uçak iniş yaptığında alkışlayandır.
arada kalırlar çoğunlukla. kendilerini ne türkiyeye, nede almanyaya tam olarak bağlı hissederler. Türkiyede "almancı" olarak, Almanyadada "türk" olarak görülen kişilerdir.
türkiyeye gelirken alman çikolatası getirmezlerse ülkeden içeri alınmazlar. eve gelene kadar gördükleri herkese çikolata vermek zorundadırlar. ayrıca sürekli olarak "almanyada böyle değil, şöyle şöyle yapıyorlar." diyerek ülkeyi ezerler. ama canlardır.
avrupa'daki "türkiyeli" işçilere takılan lakaptır. bunu bana da bir kaç kişi diyecek oldu. heyyt dedim "ben almancı değil, türkçüyüm." işin garibi almancı olunca ırkçı olmuyorsun ama türkçü olunca ırkçı oluyorsun, ne güzel iş değil mi?
toplumumuzun o kendine has riyakarlığının bayraklaşmış deyimlerinden biri.
avrupa'ya çalışmak için giden (daha doğrusu gitmek zorunda kalan, ya da gitmeye zorlanan) ilk kuşak türklerin bir çoğu köyde yaşayan insanlardı. yani türkiye'de şehir hayatını bile tam bilmeyen insanlar, başka bir ülkede, büyük sanayi şehirlerine gitmişlerdi. eğer kültür şoku diye birşey varsa, bundan daha büyük bir örnek pek yoktur sanırım.
biliyorum 'almancı' derken sözümona, avrupa'da yaşayan türkleri aşağıladığını sanan insanların, oturup sosyolojik çözümlemeler yapmasını beklemek saflık olacaktır. merak ettiğim şudur sadece; acaba fırsatları olsa, o sözü diyenlerin kaç tanesi mutluluktan uçarak, oh'lar çekerek giderdi?
aynı zamanda cumhuriyetin başarızlığının, çırılçıplak bir sonucudur bu. düşünmek istemeyiz bunun üstünde, inkar ederiz, görmezlikten geliriz..
ama ciğerlerimize kadar biliriz: para kazansınlar da, bize göndersinler diye gönderdik onları.
malesef almanların çoğunun nefret ettiği tiplerdir.nasıl nefret etmesinler namus cinayetleri gibi saçma sapan şeyleri ilk defa bu insanlardan gördüler.türkiyede ki bazı insanlar müslüman olmasına rağmen örtü istemezken örtülü insanlar var ve bu ülke hırıstiyan bir ülke...
(bkz: sözüm meclisten dışarı)
benim gibi almanya ve diğer avrupa ülkelerinden birinde yaşayan gurbetçilere verilen isim. alın terinleriyle kazandıkları parayla istediklerini yapmakta özgürdürler. genelde türkiye'de olduğu gibi ele para geçer geçmez gidip harcamaz, birikim yaparlar. sonra da ev/araba sahibi olmuşlar diye 'havalı' damgası yerler türkiye'deki bazı kendini bilmez kıskanç insanlar tarafından.
isteyen kendi ülkesi hakkında istediğini öğrenir, çoğu şeyde olduğu gibi bunda da özgürdürler. eğitim seviyeleri gün geçtikçe yükselir ve birçoğu meslek okulu yerine üniversite'de bir bölüm kazanır.
dönerin hassını yapan insanlar da bunlardandır ayrıca.
almanyada yaşayan iki kültür arasına sıkışmaktan da ziyade daha da ilginç bir şok yaşadıklarını düşündüğüm vatandaşlarımızdır.
dendiği gibi ne türkçeyi ne almancayı tam bilmezler hal böyle olunca çocuklarının da eğitimi pek parlak değildir.
konuşurken iki kelimeden biri almacadır.
arabaları das auto dur. 200den aşağısı ile gitmezler
sürekli almanya ile türkiyeyi karşılaştırırlar.
giysilerine kibarca ilginç diyelim, bunun bir tarz olduğunu düşünürler(şahsen ben bir ara almanların gerçekte böyle giyinip giyinmediklerini kafamda sorgulamıştım.)(sonradan gördüm normal giyiniyorlar,sorun orda değil.)
devletten 2 işsiz maaşı almak için resmi değil dini nikahla yaşayanı çoktur.
birçoğunun piskolojik problemleri vardır ve geri kafalı,bağnaz olanı çoktur.ölen eşinin kız kardeşiyle evlenmeler,intiharlar,parayı alman bayanlarla yemeler,çocuklarını çalıştırıp onun parasını yemeler,bayanlara karşı aşırı kıskançlık vs,bilimum diğer türkler hakkında dedikodu vs.
tarikat üyesi olanı çoktur.
almanların kendilerinden korkmalarına sebep olup,bununla gurur duyanları da az değildir.
kendilerini arap sananları da yine çoktur,türk tarihinden hiç haberdar değillerdir.bildikleri bir tek fatih sultan mehmet ve kanunidir.tarikatlerin de katkısıyla atatürk'den falan bihaberlerdir.
tüm almanlar sayelerinde türkçe extreme küfürleri öğrenmek durumunda kalmışlardır.
görgüsüzlerdir.
sayelerinde yurt dışına çıkan türkler gittikleri yerde almancı olmadıklarını açıklayana kadar 40 takla atmak durumunda kalırlar.ancak ondan sonra insanlar sıcak davranmaya başlıyor sağolsunlar.
düşünüyorumda öyle bir ortamda baskıcı bir aileyle sanırım kafayı yerdim.duvara karşı filmi bence durumu çok iyi anlatmıştır.
Türkiyeden gittikleri 50li, 60li yılların etkisindedirler. Asimile olmayacağız diye eski kültürü aynen koruma çabaları ile, 2000li yılların ultra modernliği arasında sıkışıp kalmış bir nevi kırma moduna geçmişlerdir. Orada almanca konuşmazlar burada türkçe konuşmazlar. Türkiye'de havalarından geçilmez. Bir almancıyı tanımak pek de zor değildir. Kılık kıyafeti ele verir.
Çoğu Türk çocuğu bu kültürel sıkışma yüzünden, üstdüzey okullarda okuyamazlar. *
Almanya'da Adalet bakanlığında staj yapmış bir arkadaşımdan edindiğim bilgiye göre davalarda özellikle gençlik mahkemelerinde sanık sandalyelerinde oturan 10 kişiden 7'si bu kültürel sıkışıklığın içinde yaşayan Türk gençleri imiş.
sidikleri dahi bir farklı kokan insanlar. ne ile besleniyorlar merak ediyorum bunları. sanki nitrojen işiyor adamlar ne pis bir koku. annem bunlar her şeyin organiğini yiyor oğlum doğal sidik bunların ki dedi.
almanci kizlarimiz genelde solaryum banyosu yaparlar, uclari ve topuklari sivri ayakkabilar giyerler. genclerimiz kas yapmislardir, altlarinda otomobilleri vardir. okula giderken bi an önce zorunlu egitim bitse de ehliyeti ve sonrasinda arabayi altima ceksem diye düsünürler. türkiye ye gelip avusturya da bu böyle degil, türkiye de her sey ters derler. avusturya da ise türkiye diye yanar tutusurlar. bi nevi eziklik duygusu bu hos görmek lazim. ne dogru dürüst türkce konusurlar nede saf almanca mutlaka araya türkce ve almanca kelimelerin karisimindan bir seyler cikiverir. bu benim avusturya gözlemlerim.
türk insanı hava atmaya meraklı olduğu için, farklı olduğunu belli etme budalası olduğu için, almancıların da türkiyedeki gözler tarafından dikkatle gözlemlendiği için çok havalı, ögh, iğrenç, kaka gözükürler. duyan da türkiye'de yaşayan türklerin %99'unun mütevazi olduğunun düşünecek.. türkiye'de yaşayan bir türk'üm ama haksız yere eleştirildiklerini düşünüyorum. ayrıca ingilizce bilip de feysini, iletilerini ingilizce yazmayan kaç kişi var.. maksat, gören " vay bee.. biliyor haa!" desin. havamız olsun..