fransızcadan ve fransızcanın kabalığından bihaber olan ve ne duyarsa doğru sanan dangalakların "kaba" diye nitelediği "klas" dil. bir de bunlar fransızcayı çok sever ve "entel" dil derler ama cahilin önde gidenidirler hepsi. ayrıca tercümanlığını okuduğum dildir. ingilizceye göre öğrenmesi zor bir dildir fakat zorluğunun sebebi son derece eski ve köklü bir dil olmasıdır. bir dil, ne kadar geçmişi varsa o kadar komplike hale gelir. mesala ingilizcenin atası almancadır fakat zor değil çünkü bir almanca kadar geçmişi yok ve zaten birçok kelimesini de almancadan almıştır. aynı zamanda bir edebiyat dilidir almanca. artikelleri zor gelir herkese fakat bu dili önemsemezseniz tabi zor gelir. bu dili öğrenmek için hayatınızın almanca olması gereklidir.bu dille yeterince ilgilenirseniz zaten kafanızda belli bir temel oturur. lisede 2 saat gören herifler gelip bu dil hakkında fikir belirtiyorlar sanki bi sik biliyorlar gibi. ek olarak bir de türkiyedeki almanca hocaları genelde alamancı oluyorlar ve bu dili insanlara sevdiremiyorlar, öyle de bi sıkıntı var zaten birçoğu da başka meslek olmadığı için mecburen öğretmen olmuş kişiler. bir diğer sıkıntısı da türkiyede almanca kaynak bulmak. maalesef cidden öğrenmek için istenilen kaynaklar bulunamıyor. sayılı zaten türkiyede ama bir süre sonra onlar da bitiyor.
almanyada gayet güzel konuşulur ve anlaması çok zor değil fakat özellikle isviçreliler bu dilin anasını siktiler yıllardır. hatta almanlar bile anlamakta aşırı zorlanıyorlar ve sık sıkta altyazı çekerler biri isviçre almancası konuştuğunda. avusturya almancası ise kısmen işviçreye göre daha iyidir.
öğrendiğinizde özellikle ingilizce de biliyorsanız, cv'nize çok büyük katkı sağlar. tercümanlığında ingilizceye göre çok daha iyi paralar vardır. ek olarak bir de birçok mühendislik bölümlerinde sike sike öğretirler bu dili çünkü almanlar bu konuda çok iyiler. öğrenmezseniz de mühendislik diploması olup bim de kasiyerlik yapan biri olursunuz. sikseniz iş bulamazsanız, o yüzden mühendislik yazmadan önce iyi düşünün.
- avrupanın en büyük ekonomisine sahip Almanya'nın
- türkiyenin en çok karşılıklı ticaret yaptıklarından biri olan Almanya'nın
- ülkemizin en çok turistini çektiği ülkeler arasında ilk ikide her zaman yer edinmiş Almanya'nin
- en az 3 milyon türkün yaşadığı Almanya'nın
- aynı zamanda adeta dünyanın bankasına dönüşmüş yani bankacılığın bir numarası olan isviçre'nin
- tarihte son derece büyük edebiyatçı, filozof, müzisyen yetiştirmiş Almanya, isviçre ve Avusturya'nın
- en az 120 milyon insanın anadili olarak konuştuğu
dil/dili olan almancayı hala öğrenmemek için direniyorsanız, biliniz ki salaklık yapıyorsunuz.
ingilizce ile kıyaslarsak; ingilizce'ye göre kelimelerin okunuşu anlamında kolay, gramer anlamında zordur. Kelimelerinin okunuşlarının belirli kuralları vardır ve nasıl okunacak diye pek fazla düşünmezsiniz ama ingilizce'de hala daha bazı kelimelerin okunuşlarına bakıyorum sözlükten. dolayısıyla ingilizceye göre dinleme anlamında daha kolay anlaşılabilen bir dil gibi geldi bana. Gramer anlamında da almanca hocamız bir söz kullanırdı "bu dilde kaideler istisnaları bozmaz" diye. Gerçekten grameri istisna doludur ve ingilizce'ye göre bir hayli kuralsızdır. Öğrenirken hayal kırıklığı yaşamıştım gramer konusunda. dilin en fazla sevdiğim tarafı kulağıma hoş gelmesi ve dildeki birleşik kelimelerin çokluğuydu.
Almanca bilmeyenlerin, düzgün öğrenememişlerden almanca öğrenmeye çalışmaları ve bu yüzden kaba buldukları dildir. Bir hollandaca gibi kaba değildir. Nasıl türkiyede doğu ağzıyla batı ağzı farklıysa orda da çok farklıdır. Severim almancayı da zordur be almanca. Artikel martikel. Çocukluktan beri orda büyümeden artikelleri tam olarak ezberleyemezsin öyle kolay değildir.
