hint-avrupa dilleri grubuna dahil, germen dilleri içinde sınıflandfırılan, ''umutsuz vaka'' olarak eğitimini aldığım, ingilizce'den daha zor öğrenilse bile, öğrenildikten sonra, karizmasıyla bile, diğer dilleri katlayan, kaba olduğuna dair olan rivayetlerin yalandan ibaret olduğu, en azından fransızca kadar kastırmayan, yaklaşık 120 milyon ikiş tarafından konuşulup, ''avrupa'da en çok konuşulan dil'' özelliğine sahip, özellikle dönemleri itibariyle, edebiyatı da pek bir gelişmiş, önemli yazarları da kendi dil grubu içerisine dahil etmiş dil... türkiye'de çok kötü bir bakış açısı olmamakla beraber, almanya'da yaşayan akrabaların bulunması nedeniyle, hayata belirli zamanlarsa daha da bir haşır neşir olunur, özellikle gramer yapısı karmaşıktır, dışarıdan bakıldığında kolay gibi görünse de, ilerleyen evrelerinde kişiyi kasar da kasar; artikel olayı da hiç mi hiç önemli değildir, sona gelen belirli ekler dolayısıyla, kelimelerin yaklaşık %80'inin hangi artikele sahip olduğu kestirilebilir, geriye kalanlarda genelde praepositionen'lerle kullanıldığı için sorun çıkarmaz, ayrıca almanca görmüşler, oldukça ilerlemişler ya da, almanya'da kalıp da konuşmuşlar bilirler, ''alman aksanı'' almadan önce, çevredekileri kapsamlı bir biçimde taklit etmek, ''aa bak başka telaffuz etti, ben de öyle edem'' deyip, yeni telaffuz şekilleri bulmak, en azından Türkiye'de bulunanlar için ''Daum''u taklit etmeye çalışmak eğlenceli iştir... ayrıca yine telaffuz etmesi karizma olan kelimeler de boldur... misal bir Türkçe'de nasıl kültür deniyorsa, almanca'da yazılışı ''Kultur''dur fakat okunuşu acayiptir, ''kuültuuaa'' diye gider, bir ''sauber'' kelimesi, ''zaubaa'' deyü okunur, ''Aktivitaet'' kelimesinin de sonu uzarda uzar, ayrıca kelimelerin birbirleriyle birleşip de yeni kelimelerin oluşturulması nedeniyle, yeri geldi mi bol keseden sallama ve de tutturma, ayrıca anlamı bilinmeyen kelimeler oldu mu, biraz incelendi mi, anlam bulma gibi avantajları da yok değildir...*
Ülkemizde Anadolu ve Fen Liselerinde okutulması zorunlu kılınan 2.yabancı dilden sonra seçilen dil olan ve yaklaşık 3 senedir eğitimini aldığım bir türlü anlayamadığım lise dersi..
denken ve bringen fiillerinin perfekt ve imperfekt çekimlerinin telafuzları beni benden alır. denken, dachte(dahhte), gedacht(gedahht) Birngen, Brachte(Brahhte), gebracht(gebraht). Müthiştir ya.
(bkz: Üsküdar Anadolu Lisesi)
almanyada konuştukça öğrenilmesinin hiç de zor olmadığı dildir. hele bir de alman arkadaşın varsa deyme keyfine... insanın fillerle ne kadar oynayabileceğini göstermiştir kendileri bana :)
almancayı 2 sene boyunca lisede görmüş ve hocanın dangalaklığı yüzünden bir kaç kelime ve biraz kulak aşinalığı dışında hiç bir şey elde edememiş birisi için, ingiliz çocukların oyun oynarken götlerinden uydurdukları, ve kendi aralarında bu dille konuşmalar yaptıkları, ingilizce kelimelerin çocuksu bir şekilde çarpıtılıp kırılmasıyla elde edilmiş gibi duran bir dil.
maskulin-feminin-neutrum ayrımı, arkadan geleceklerin habercisidir. akkusativ, dativ, nominativ, genetiv... kelimeler kullanıldığı yere göre renk değiştiriyor; bir öyle bir böyle, insanın kafası allak bullak oluyor! hele meşhur "ausnahme"ler yok mu?!... daha kuralı anlayamamışken istisnayla boğuşuyorsun bu kez de... sabır, istek ve tabi ki çok çalışmak gerek çoook...
şimdi bazı liselerde 2. yabancı dil olarak ingilizcenin yanında okutulan dil. ingilizceyle aynı kökenden gelmektedirler. ingilizcenin almancadan kırma bir dil olduğunu da duydum.