dwight howard'a çoooook pis ayar vermiş uzaylı, ayar çooook feci çok. dwight'ın yerinde olsam küçük emrah gibi gezerdim o olaydan sonra hangi olay diyenler izlesinler efenim
bir de şu var tabi
bu arada ciddi ciddi allen'ın kolluklarından arıyorum nerde bulabileceğim konusunda yardımcı olabilecek arkadaş varsa ve özel mesaj atarsa çok sevinirim...
nba'in ilk antikahramanı. david stern yönetimi nba basketbolunu hip hop kültürünün etkisinden uzak tutmanın savaşını verirken, büyük nba yıldızları kendi isimlerini yaptıkları yardımlar ve toplum önündeki saygın duruşlarıyla satarken, iverson kendinden hiç ödün vermemiş, lige ilk girdiğinde ne ise hala o adam kalmayı ve bunu kabul ettirmeyi başarabilmiştir. reebok ile bu imajının sürüklediği sponsorluk ve reklam anlaşmalarına imza atmıştır. kendisini michael jordan'a benzetenlere ''michael büyük oyuncu ama ben de allen iverson'um, ilerde başka çocukları bana benzetin.'' başkasının ağzından duyulusa büyük densizlik denebilecek bu söz onun ağzında sırıtmıyor çünkü bu korkusuz adamın hayat felsefesi ''kimseye benzemeye çalışma'' dır.
ayrıca önceki gece oynanan maçta milwaukee bucks karşısında 30 sayı öne geçip de koç george karl tarafından bir sakatlık olmasın diye oyundan alınınca maçın bitmesine daha 8 dakika olmasına rağmen ayakkabılarını çıkartıp, imzalayıp tribüne fırlatmıştır. nba yönetimi herhangi bir ceza verecek mi merakla bekliyorum...
daha çok takım oyununa odaklanması gereken basketbolcu, yoksa hep loser olarak anılacak.
ayrıca charles barkleyin dediğine göre aklından sadece "me, myself and iverson" kalıbı geçmekteymiş. cevabını bekliyoruz.
NBA'de oynayan en popüler oyunculardan biridir. Birçok rekoru vardır. Dört kez NBA sayı kralı olmuştur. Kariyer sayı ortalaması 28 sayıdır.
basketbola annesinin zoruyla başlamıştır. asıl sporu amerikan futboludur.lise döneminde iki farklı spor dalında üstün başarı sergilemesi nedeniyle genç yaşında yılın en değerli sporcusu ödülünü almıştır.
çete kurmak suçundan 5 yıl ceza almasına rağmen 4,5 ay hapis yatmıştır. bu nedenle pek çok üniversite onu kabul etmemiştir.
hapisten çıktıktan sonra Iverson uslu durmak adına etrafında olup bitenlere sahada attığı sayılarla cevap verdiği için 'The Answer lakabını almıştır. Ancak ailesinin maddi imkansızlıkları ve kardeşinin hastalığı sebebiyle okuduğu güzel sanatlar bölümünü bırakarak 1996'da NBA' e katılma kararı almıştır.*
amerikan spor gazetelerinde, muhtemel bir takasa dahil olabileceği söylenmiş, bu söylenti denver nuggetsgm'i taranfından da yalanlanmamıştır. iverson ise "ben burda yapabildiğimin en iyisini yaptım, kalmak isterim, ama gidersem de sürpriz olmaz" gibisinden bir açıklama yapmıştır.
nefret ettiğim pistonsa transfer olarak antipatimi kazanmış efsane. bu arada billups denver'a gidince oyun kurucu kim olacak detroit'te merak ettim. rodney stuckeye güvenecekler sanırım.
futbolda ronaldinho ne ise basketbolda iverson da odur. burdan kastım dünyanın en iyileri oldukları anlamında değil. ikisi de değil zaten. ama ikisi de kendi alanlarında hiçbir insanın karşılaşmayacağı rakiplerdir.
zira ronaldinho gibi iverson da birebirde rakibi geçip sayımı atayım demez. ankle breakerlarla rakibi rezil eder. nba de oynayacak seviyedeki adamları yerlerde süründürür. sonra dalga geçermiş gibi sayıyı potaya bırakır.
eskiden böyleydi. şimdi nasıldır bilemem. bu yüzden efsane olmuştur kendisi.
yeni takımında 23 numaralı formayı giyecek efsanedir. pistons'a yeni bir yüz getirecektir. bu adama o kadar hayranım ki nefret ettiğim pistons'un şampiyon olmasını isterim. ****
yeni nesil bad boy. kendşisinin bad boys t-shirt'ünü bile gösterdiler.
hatırlıyorum da, vaktiyle nba kanal d'de verilirdi. iverson'ı ilk kanal d'de seyrettiğimde o kadar büyülenmiştim ki, benim gözümde jordan'ın yerini çoktan doldurmuştu. o günden beri iverson benim için çok ayrı bir yerde. kendisinin 76ers'ı bırakıp denver'a gitmesine bile alışamamışken birdenbire detroit'e gitmesiyle büyük bir şok yaşadım. hatta şoktayım hala. ben bile bu kadar sarsıldıysam o acaba ne hallere girmiştir... ***
neyse işin analiz kısmına girersek, iverson'ın bu takımdaki dezavantajı salon basketbolunun en önemli temsilcisi olan detroit pistons'ta bir streetball oyuncusunun nasıl verimli olacağı. yoksa iverson'ın her maç potaya en az 20 sayı sallayacağını herkes kestirebilir.
ne kısa boyuyla cesurca içeri dalışlarının, ne de asi tavırlarının, hakkında olumsuz düşünmemi engelleyemediği oyuncu. marcus camby, carmelo anthony ve kenyon martin le aynı takımda olup son sıradan playoffa ancak girebilmesi, hadi herkes güçlüydü diyip bunu es geçelim lakers'a 4-0 süprülmesi, üstüne bu sene detroit'e gelip yine hamilton, prince ve wallace gibi oyuncularla oynaması ama vasatı aşamaması(üstelik savunma yapmayı sevmemesi de cabası) sanırım biraz daha fazla kim olduğunu gösteriyor. takıma alışması için çağrıldığı antrenmana da katılmaması işin öbür yanı.
belki çok taraftarı vardır. onları kızdırmak zorunda kalacağım ama bu adam her ne kadar arada çılgın bireysel performanslar çıkarmış olsada benim için küçük takımın büyük oyuncusundan öteye gidemeyecek bir kişidir.
nba draftında 1996da philadelphia 76ers tarafından birinci sıradan seçilerek nba'e ilk adımını atan basketçidir. sadece basketçi de dememek lazımdır. çünkü "allen ıverson aka jewels: 40 Bars" isimli bir rap albümü bulunmaktadır.
kendisi hakkında yazılmayan birkaç şey:
* kendisi 2002 yılında allen ıverson aka jewels: 40 bars isminde bir albüm hazırlamış, fakat eşcinsellere ve fahişelere küfür ettiği gerekçesiyle albümü piyasaya sunulmamıştır.
* annesi onu 15 yaşındayken doğurmuştur.
* üniversitede amerikan futbolu takımındayken arabasında kokain bulunmuştur, fakat uyuşturucunun kendisine ait olmadığı tespit edilmiştir. yine de amerikan futbolu takımından atılmıştır. daha sonra georgetown basketbol antrenörünün ısrarlarıyla basketbola başlamıştır.