hemen fisktüre baktım ankara' ya ne zaman geliyor diye ve kahroldum. ilk hafta lan daha ilk hafta telekom beşiktaş karşılaşmış, hay sokiyim.
ve aralık' ta askerim ve ancak mayıs sonu playoff' da canlı izleyebilirim tabi takımda hala kalırsa:
unutmayalım ki maddi sıkıntılarından dolayı geliyor buraya ve duygusal da adam, memphis' de forma giymeden takımı bıraktı. beşiktaş' da en ufak sorunda morali bozulup arkasına bakmayabilir. hayırlısı bakalım.
alkol ve kumar sorunu olan basketbolcu. ailevi problemleri de bu sebepler yüzünden başını epey ağrıtmıştı.
şu son haftada bile bir nba takımından teklif beklemiş, olmayınca 2 çin takımı ve beşiktaş arasında seçim yapmak zorunda kalmış oyuncudur. çin takımlarının daha iyi teklif verdiğini duymuştum özellikle reklam gelirleriyle birlikte düşününce. paraya da çok ihtiyacı olduğu için oraya gider diye tahmin ediyordum yanıldım. las vegas'da kumarhanelere borçlu durumda çünkü.
kumar çok problem olmaz türkiye'de ama alkol batağına saplanırsa durum beşiktaş için kötü. ama ben gazcı çarşı sayesinde iverson'dan verim geleceğini düşünüyorum. tek başına maç alacak seviyeye gelemese bile sırf beşiktaş'ın basketbolda adını duyurmasına yarayacak olması yeterli olacak.
türkiyeye gelmiş en büyük sporcu olmuştur. gözlerimi doldurmuştur, kombine aldırtmıştır, forma aldırtacaktır ve avazım çıktığı kadar bağırttıracaktır beni. baktım biraz şöyle yazılanlara da, allen iyi basketbolcu diyeni de var, öldü abi o diyeni de var. o adamın ölüsü bu ligi sikip te bayıltmaya, sonra tekrar ayıltıp bu sefer öldürene kadar sikmeye yeter ki bunu sadece adı yapar oynamasına lüzum yok. çocukluğumuzun idolü, aksesuarlarıyla adidasa gidip, "abi şu allen iverson' un bandından var mı?" diye sormamıza sebep olmuştur, mahallede yapılan streetball' larda. ben iversonum ben shaqım dedirten jenerasyondandır. michael jordan' ın belini kırandır. laf eden ergen züppeler gitsin lebron diye bağırsın. bizim bir iversonumuz var. şu takımlıyım bu takımlıyım diyip oy dilenmeyeceğim fakat türkiyeye mal olmuş bi transferdir. teşekkürler beşiktaş.
hakkında yorum yapılmayacak kadar. yemin ediyorum allah çarpar. ulan türkiye'ye bu adamın gelme ihtimali var ve siz hala malum duygularla adama kusmaya başladınız.
bu bok atan ergenler bilmez ki bırakın oynamaya, tatil yapmaya gelse türkiyede 8 ay konuşulur. vermek isteyen mankenlerden aya yol yapılır. yürüyün gidin 9. sınıf tarih kitapları okuyun. bu büyük basketbol efsanesi her ağza sakız olacak türden değildir.
her ne kadar büyük problemleri olan birisi olsa da müthiş bir transfer. eğer beşiktaş'a sadece forma gezdirmek için gelmeyecekse çok büyük katkısı olacaktır ama problemlerini de takıma yansıtırsa o zaman kendisi sezon sonunu dahi göremeyebilir.
karakteri ve yetenekleriyle her zaman baştakilerden biri olmakla beraber 2001 den itibaren düşüşe geçtiği kariyerinde detroit ten kovulduktan sonra nba deki vasat takımlarda bench te havlu sallayacak raddeye gelmemeliydi.
iki senedir basketbolu bıraktı bırakacak diyoruz bırakmıyor. transferine her ne kadar çok sevinsem ve kimyalarının beşiktaş ile uyuşacağını düşünsem de transferi luis figo yu futbola dönmeye ikna edip futbol takımına monte etmekten öte değil.
riskleri ( sakatlık,yaş,disiplin sıkıntıları ) büyük olsa da basket,futbol,voleybol,aklınıza ne gelirse,havada,karada,denizde,türkiye tarihinin kaydettiği en büyük transferdir. isterse sadece üç maç oynasın ( allah muhafaza ),isterse maç başına ortalama yalnızca beş sayı atsın ( allah yazmaya)
beşiktaş yönetimini bu yılki transfer politikasından dolayı bir kez daha kutlamak gerek, sadece büyük oyuncular getirmiyorlar,aynı zamanda taraftarla dokusu en fazla uyuşacak adamları bulup çıkarıyorlar. alex bize uymaz,haddinden fazla soğuk kanlı. bize quaresma lazım,deli dolu,pascal gider bize,dibe vurmuş, phoenix kuşu gibi küllerinden yeniden doğacak. düşünün bir inönü'de q7 oynarken tribünde pascal ve iverson'ı birlikte.ya da akatlar'da pascal'ın yanında bu kez quaresma'yı parkede iverson yazarken. guti hazretleri ne oluyor bu arada derseniz, o ağır abidir, baba hakkı'yı hatırlatır bizlere. çok eğleneceğiz bu sene çok. şen ola kartal.
bu yüce varlık nba'e adım attığı ilk yılda 24 sayı ortalaması tutturdu. bu rakamı 4. yılında 28 sayıya, 6. yılında 32 sayıya çıkardı. takip eden 11 sene boyunca sayı ortalaması 25'in altına hiç düşmedi. bu 11 sene boyunca +25 sayının yanında +5 asist rakamıyla da oynadı. 2005-2006 sezonunda 33 sayı, 7.5 asist gibi akılalmaz ortalamalar tutturdu. tüm nba kariyerindeki top çalma ortalaması 2.3'tür. bu alanda nba'in gelmiş geçmiş en iyi 5 oyuncusundan biridir.