"her ne kadar ben inanmasam da bir tanrının var olduğunu kabul etmemiz gerekir" bir immanuel kant sözüdür.
benim fikrime gelince allah mutlaka vardır ve kesinlikle ispatlanamaz, her ne kadar ispatlamaya çalışırsanız çalışın yalnızca ne olmadığını anlatmış olursunuz.
"ilmi olmayanlar da: «Ne olur Allah bizimle konuşsa, yahut bize bir mucize gelse!» dediler. Bunlardan öncekiler de tıpkı bunların dedikleri gibi demişlerdi. Kalpleri birbirine benzedi. Cidden gerçekleri bilmek isteyen bir ümmet için biz mucizeleri açık bir şekilde gösterdik."
(bakara/118).
Biz allahın varlığına ve birliğine iman ediyoruz sadece. Hz peygamberin bildirdiği yüce allahın dini olan islama inanıyor ve kabul ediyoruz. Bizim bir iddiamız yok. Dinin beyanı ve davetti var orta yerde. Bunu beyan eden de biz değiliz ki, yüce allahın bizatihi kendisi. Asıl inkar edenler kendilerince bir iddia içerisindeler. Dolayısıyla yok olduğuna ait bu iddia sahipleridir Aksini ispat etmekle yükümlü olanlar. Evet, hukuk usulüne göre inkâr, iddia makamına ait bir yükümlülüktür. O halde delillerini öne sürecek olan biz değiliz, inkâr sahipleri. Kim yok olduğunu iddia ediyorsa o ispatlasın da görelim. Nasıl ispat edecek görelim. Hodri meydan..