Allahu teâlânın rahmetinden ümit kesmek küfürdür. Çünkü allahın rahmetinden ancak kafirler kavmi ümit kesmektedir.
Yusuf süresinde ifade edildiği üzere;
"Ey oğullarım gidin de yusuf'u ve kardeşini iyice araştırın. Allahın rahmetinden ümit kesmeyin. Çünkü kafirler topluluğundan başkası allahın rahmetinden ümit kesmez.
(Yusuf süresi 87)
allah ın rahmetine karşılık havf ve reca dengesini iyi kurmak gerekir.
bir annenin rahmetini, şefkatini düşünmemiz yeterlidir. annenin çocuğuna karşı şefkati, rabbimizin kullarına karşı rahmetinin ufacık bi tecellisidir.
kula sirayet eden rahmetin katkatı yaradan da vardır çünkü.
''Hiç kimse benim rahmetimden ümitsiz olmasın'' ayeti kerimesiyle ümit ve korku dengemizi yaradana karşı korumak gerektiğini anlıyoruz aslında.
kelime anlami itibariyle kisitli türkçemize "acimak" olarak tercüme edilir...
ama aslinda kelimelere sigamayacak kadar genistir, büyüktür. nefes alabiliyor olmamiz bile bu rahmetin tecellisidir.
rabbin kullarina bahsettigi umut kapisidir.
kullarinin zanni üzere olan allah'in, o'nun rahmetini uman ve güvenenlere rahmeti ile muamele edecegi müjdesidir.
huzur sebebidir.
her alanda, her an yaratanina muhtac olarak hayatini sürdüren insanoglu için büyuk bir merhemdir.
Allah'in , şirkten başka günahları dilerse afvedeceğini, rahmetinden ümit kesilmemesini, bağışlama ve merhametinin çok olduğunu bildirmektedir.
Allahü teâlâ, yüz rahmetten ancak bir tanesini, insanlara, cinlere ve hayvanlara indirdiğini,
bu bir rahmet ile canlıların birbirlerine şefkat gösterdiklerini,
rahmetinin doksandokuzu ile de kıyamet günü kullarına rahmet edeceğini, Peygamberimiz bildirmektedir.*
bir ayette söyle gecer : Hiç kimse benim rahmetimden ümitsiz olmasın .
aklıma katıldığım, havanın yağdı yağacak hatta yağıyor olduğu cenazeler geldi. bir başka huzurluydu o cenazeler, belki sadece meteorolojik bir olaydır ama taze mezarın üzerine düşen yağmur damlaları, o toprak kokusu acımı huzura döndürmüştür hep.
"allahın rahmeti üzerine olsun" lafını da severim, güzel bir dilektir.