isteyenin istediğini söyleyebildiği bir çağda yaşadığımız için gayet olağan bir olay olmakla birlikte aşırı derecede sırıtmakta ve beni rahatsız etmektedir.
müslümanlık birbiriyle bağlantılı bir sürü kuraldan oluşmuştur, bunlardan en temel olanı da allah'a ve resulüne iman etmektir; eğer siz allah'a inanmıyorsanız diğer kuralların sizin için herhangi bir değer ifade etmesi mümkün değildir. mesela hz muhammed'in* allah'ın kulu ve elçisi olduğunu kabul etmeyen birisinin kuran-ı kerim'e ve içinde yazanlara da inanması beklenmez; teferruata inersek namaz, oruç, zekat gibi allah'ın emirleri de allahsız birisi için anlamsızdır ve allahsız kişinin bu konulara girip yorum yapması önce saygısızlık sonrasında aptallıktır. bu şuna benzer, bir gökdelen inşa edilirken önce temel atılır, sonra bina yapılır, son olarak iç düzenleme yapılır. içinde ofisler vardır. bu ofisi çıkarıp sokağa kursanız komik olur çünkü önce binayı yapmak gerekir.
allahsızlar gelsinler allah var mı yok mu tartışsınlar, bunu hallederlerse peygamberlere geçsinler sonra dinlere... sıralama böyle olmalıdır yoksa saçma sapan bir durum çıkar ortaya.
ot bok kendine çalışsın isteyenlere batması olağan durumdur. ha az biraz delikanlı olup karşıt görüşler veya dinler hakkında yorum yapmayıp bundan rahatsız olanlar varsa, onlara söz yoktur tabii ki. amma velakin isteyenin her istediğini söylememesi gerekliliğine biat ettiklerinden(ironiktir bir de karşıt tarafa faşist falan diyip ağlayanlar, demokrasiyi* ağzına sakız edenler de bol bulunur bu bahsi geçen tarafın içinde) gelin de anlatın. anlayacağınız "ben konuşcam sen suscan" diyorsa kişioğlu, veya bu durumu tasvip ediyorsa en hafif tabiriyle ikiyüzlülüktür yaptığı. bu olay, yani allahsızların dini meselelerde yorum yapması, da zaten bu tavır yüzünden çıkmıştır. üç beş kıt argümanla milletin inanc(sız)lığıyla dalga geçerse birileri, diğerleri de o kişinin inancında açık olarak gördüğü yerleri bahsi geçen kişinin yüzüne vurmaktan çekinmeyecektir. bu işin kuralı böyledir. kimseler de kusura kalmasındır.
not: ha karşı taraf ot bok kendine çalışsın istemiyor mu? evelallah istiyordur bir kısmı, ama oranlarsak bu karşıt tarafta bunu isteyenlerin sayısı muhtemelen daha azdır. *
evde, okulda, iş yerinde, her yerde insanların inançlarını size empoze etmeye çalışması durumunda ister istemez yapmak zorunda hissettiğiniz davranış. mesela ezandan rahatsız oluyorsun. bunu dile getiriyorsun. adam sana bu allah'ın emri diyor. susacak mıyım burada? elbette o adam allah'ın emri diyorsa ben de böyle bir allah'ın da emirin de olmadığını söyleyeceğim. eğer küçük kız çocuklarına zorla türban takılıyorsa, bu kızlar genç yaşta mal gibi birilerine veriliyorsa buna itiraz edeceğim elbette. adam da bana bu allah'ın emri diyecek. yine aynı sonuç. dini eleştireceğiz.
siz inancınızı kendiniz birey olarak yaşamayı öğrendiğiniz zaman bu eleştiriler de son bulacaktır. zaten eleştiriye tahammülsüzlüğünüzün nedeni elinizde güçlü argümanlar olmamasıdır. sürekli etrafınızda birileri sizi destekleyince rahat hissediyorsunuz. çünkü düşüncelerinizi savunabilecek güçlü argümanlarınız, inancınıza güveniniz yok.
inananlar her nasıl yorum yapabiliyorsa inanmayanlar ve dini meseleler hakkında,inanmayanlar da aynı şekilde hem inananlar hem de dini konular hakkında yorum yapabilirler.asıl konu bi kişinin inanıp inanmamasında değil,yorum yapan kişinin bir bilgisi olup olmamasındadır kanımca.
allahlılar çağlar boyunca allahsızlara işkence edip, dışlayıp, öldürüp hayatlarını korku ve endişe içinde yaşamalarına neden oldukları için , haklı olarak yapılan yorumdur.
tabiki herkesin inancı kendine, buna karşı çıkmıyoruz. tek istediğimiz bu inancı içinizde yaşayın, insan içine çıktığınızda inancınızın simgelerini gözümüze sokmayın. sizin inancınıza uymayanlara hakaret etmeyin, insanlar size göre günah işliyor diye kötülemeyin, cehennemle tehdit etmeyin.
ama bunları belirtmek için çok geç çünkü tarih açıkça gösteriyor ki bunlar yapıldı ve yapılmakta. yapmıyoruz diyen biri çıktığı anda 5 tane günlük hayattan kanıt sunabilirim.
ha insan ayırımı yapmayan ve her türlü insana iyi gözle bakan müslümanlar yok mu? var. çok arkadaşım var ve onlara asla ateizm, deizm ve diğer tanrılar hakkında asla tek kelime etmiyorum. ama islam ı 'mutlak evrensel doğru' sanıp, herkesi islama çekmeye çalışanlar ve herkesi günahkar olmakla suçlayanlar çoğunlukta galiba %99 gibi bir şey duymuştum.
sözlükte görüldüğü gibi ayet ve hadislerin yüceltildiği başlıklar açılıyor, gerekli gereksiz türlü başlıkların altına allah ve muhammet adres veriliyor. biz bunları görmek zorunda değiliz. bunları gözümüze sokmaya çalıştığınız sürece allahsızlar da dini meselelerde yorum yapmaya devam edeceklerdir.
inançlı: gözüyle görmediği, eliyle dokunamadığı varlıkların(kendine göre) emirlerine itaat eden kişi
allahsız: islamın tanrısı 'allah'ın varlığına inanmayan veya genel anlamda tanrı inancı olmayan kişi
ateistlerin düşünceleri dogmalarla sınırlanmamış olduğundan her konuda (dini konular dahil) objektif yorum yapma şansına sahiptirler. yaparlar mı bilmem. ama en azından ellerinde bu imkan var. bir mümin ise peşinen teslim olmuştur böyle bir şansı baştan kaybetmiştir. kaderi tartışma, emirleri sorgulama, her şeyin en iyisini allah bilir sen yorma o güzel beynini şeklinde eğitilmiş bir müminin yorumu ne kadar yorum sayılabilir ki?
kendilerini cehennemle tehdit eden ya da kendilerine cennet vaat eden allahlıların cümlelerinden sıkılan kişi eylemi.
-
allah a teslim olan kimseye esir olmaz.
-
cennete gidince sonsuza kadar orada kalmak esir olmak değil galiba? başka bir yere gitmek istediğinizde gidemiyorsanız buna tutsaklık deniyor zaten bir sözlük açın okuyun.
ayrıca sevdiğiniz insanlar cehennemde acı çekerken siz ne kadar mutlu olabileceksiniz o ayrı. ha allah tüm hafızayı silecek derseniz, o zaman allah yarattığı varlıkların benlikleriyle ve özleriyle oynayan egoist megaloman bir beyin yıkayıcı anlamı çıkıyor. allah ın ne yapmaya çalıştığını, nasıl bir düşünce sistemine sahip olduğunu, siz ve sevdiğiniz kişiler diğer dünyaya gidince; sizin ve onların bilincine ne yapacağını bir daha sorgulayın.
hangi seçeneği seçerseniz seçin, sonunda bir mekanda tutsaksınız. ha cehennem ha cennet.
Son derece doğal bir durumdur.Din bilimsel verilere dayanan,somut verilerin elde edildiği bir alan değildir. Bu da dini üzerinde yorum yapılmaya açık bir hale getirmiştir.Tıpkı edebiyat gibi tıpkı tarih gibi. Dolayısıyla herkes bu konularda yorum yapabilir diğer insanların inancına hakaret etmediği sürece ki hakaretin de sınırları kimin için hakaret olup olmadığı belli değildir.