tipik bir oksimoron * çabasıdır. hemen her yazarın, fikir adamının olmuştur böyle bir dönemi. alisiz alevilik, marksız komünizm, atatürksüz kemalizm filan. haddi zatında bu işin piri küçük emrah tır. faydalar faydasız, imkanlar imkansız, kadınlar kukusuz vesaire... ellememek lazımdır...
"müslüman kimdir?", "islam nasıl yaşanır?" gibi soruları analiz eden ve büyük tartışma yaratacak bir kitap.
"allah'sız müslümanlık" deyimi ile ne anlatılıyor? bu soruyu bir cümlede ifade etmek gerekirse, "güçlü ve etkin bir iletişim çabası sergileyerek allah ile beraberlik kuramayan islami yaşayış biçimi" derim... müslümanlık, kişi için huzur ve mutluluk sağlayan bir tercih değil de, "ürkütücü bir tanrı'nın koyduğu külfetler bütünü" şeklinde yaşanırsa bu, gerçek bir dinin hedefleyebileceği durum olamaz. öyle inanıyorum ki, çağımızda müslüman kimliğini önemseyen her insan, yaşadığı çelişkileri özgürce sorgulayıp tartışabilse benimkilere benzer sonuçlara ulaşacaktır. *
ö. lütfi mete'nin siyasal islamı eleştirdiği kitabının adıdır.
müslümanım diyen ama müslümanlıktan bihaber olan insanlar anlatılmaktadır.
bugün bazı insanlar müslümanım diyene tedirgin bir bakış atıyorsa bunun suçu biraz da o müslümanım diyendedir.
müslüman kişi yaşayışıyla örnek alınabilecek, imrenilecek kişi olmalıdır. içindeki allah sevgisi yüzünden insanlara yansımalıdır.
yazarın kitabı tanıtırken söylediği bir söz var ki çok haklıdır; "allah'a rağmen müslümanlık". allah'ın emrettiği gibi müslüman olmayan allah ile beraberlik kurmamış müslümandır ki bu onu ne kadar müslüman yapar orası allah'ın takdiridir.