zihinsel açıdan tüm korkulardan, baskılardan, kurallardan arınmış, özgür bir yaşamdır. bu özgürlüğü her nefeste içine çekmek yeryüzündeki en benzersiz duygudur elbette.
temelde allahlı bir yaşamdan farklı değildir. sadece allahlılar ilahi adalet, ölümden sonra hayat, gerçek mutluluk gibi hayallerle kendilerini kandırmaktadır. tabi kimin neye taptığı sonucu değiştirmeyecektir.
belki de haklı bir sebeple sürdürülen bir yaşamdır. çünkü;
küçüklükten beri öğretilen herşey yaş ilerledikçe insanın karşısına bir çok şekilde yalan olarak çıkar.allah insanı dünya ya gönderir fakat kendisine isteyip istemediğini sormaz. dünyada yaptıklarını ise kişi bu sınav denen saçmalığa belki de girmek istemediği halde sorgular. peki neden?''acaba bana kulluk edecekmi yoksa şeytanın yolunda mı gidecek?'' diye saçmasapan bir ego tatmin çabası için....
sen hayatını binbir türlü acılar üzüntüler içerisinde tırmalaya tırmalaya yaşarken onun yaptığı sadece izlemektir.ve o kadar sıkıntı arasında sana ödül veriyormuş gibi yapar. bu ödül de bir kişinin kendisinden küçük olan birisini sırf zevk olsun diye pataklayıp sonra, ''canın çok acıyormu?'' diye sorup çocuktan malum cevabı aldıktan sonra tekrar dövmeye başlaması gibi bir şeydir.
fakat netice de her zaman allah kazanır, zira oyunu o kurmuştur ve her şekilde kendisi kazanacağı biçimde ayarlamıştır.
madalyonun diğer yüzünde ise insan denen kulzade allah la şeytan arasındaki it dalaşının arasında kalmıştır. herzaman nasıl bir seçim yaparsa yapsın en çok hırpalnan kul olur.şöyleki;
1.şeytan kulu kendisine çekmeye çabalar ve kazanır allah kula lanet yağdırır.çeşitli dertler açar başına. kul kaybeder.
2.kul ne allaha yaklaşır ne şeytana. ateist olur yine başına çorap örülür. kul kaybeder.
3.şeytan kulu kendisine çekmeye çabalar ve kaybeder. allah kulun karşısına yine türlü kötülükler çıkarır ve kul yine kaybeder.
neden? çünkü bu bir sınavdır ve allaha yaklaşmak öyle kolay değildir ve bu da kulun umrunda olmak zorundadır. çünkü hep zarar gören kuldur.
ayrıca allahın insanlara ihtiyacı yoktur tezi de yalandır. madem ihtiyacı yok neden insan denen garibandan kulluk beklemektedir? insan allahtan allahlık mı istemiştir? her şeyi yaratma kudreti olan ezeli ve ebedi bir varlık nasıl olurda sonradan yaratılmışlardan medet umarki? bu saçmasapan bir şey değildir de nedir?
neticede insanın allahsız yaşaması gayet normal bir şeydir, ve tarafsız düşünceli bir özgür irade ürünüdür.
allahsız kelimesi aslında islami açıdan sıkıntılı bir kelime. bu kelime, allah'a yokluk atfettiği için islami açıdan doğru değil. allahsız bir yaşam ifadesi de islami açıdan doğru değildir. allahsız yaşam olmaz, allah'ı bilmeden, bilip de inanmadan yaşam olur. **
güzel bir örnekle içinde barındırdığı sıkıntı açıklanacak durumdur.
örnek: karanlık, ıssız bir yolda 5 kilo ağırlığında bir silahla mı gitseniz kendinizi daha rahat hissedersiniz yoksa yanınızda kendinizi savunacak, korkunca sarılınacak bir dayanağınız olmadan mı?
nefes aldığı sürece allahsız bir hayat sürdüğüne inanan, öyle olduğunu zanneden insanın yaşamıdır. nefesi kesilip, ebedi dünyaya göçünce tanışma fırsatı yakalar mı, meçhul.
çoğu inananınkine göre daha rahat bir yaşamdır. çünkü; baldan şelaleler, 90-60-90 huriler, ve daha bizim aklımızın alamayacağı güzellikte bir yer hayali, sonsuza kadar mutlu-mesut, hiçbir dert-tasa-sorun olmadan çip takılmış gibi, robot gibi yaşayan cennet sakini olma hayali olmaz. sınavın sonunda kendisine verilecek ödül için yaşamaz. ödül için ahlaklı, iyi, yardımsever, dürüst olma çabası yoktur. insan olduğu için öyle olmalıdır zaten.
çoğu inananın yapmadığı kadar iyilik yapmıştır belki (sevap işlemiştir) ama sevap işlemiş olmak için değil, sadece yapması gerektiği için yapmıştır bunu, çünkü insanın özünde iyilik vardır, olmalıdır.