Osmanlı Türkçesi الله (Allah) sözcüğünden devralındı. Osmanlı Türkçesi sözcük Arapça اَللّٰه (el-lāh) sözcüğünden alıntıdır. (Bir görüşe göre Arapça belirli tanımlık olan el edatı ve tanrı mânâsına gelen ilâh kelimesinin birleşmesiyle ortaya çıkmıştır. Daha çok yabancı yazarların gösterdiği bir temayüle göre Allah lafzı, Câhiliye Devri Arapları’nın putlarından olan el-Lât (اللات) veya Ârâmîce elâhâ (الاها) kelimelerinden alınmıştır.[1] Allah inancı dışındaki inançlara bağlı olanlar, Arapça konuşurken başka başka varlıklar veya putlar için ilâh kelimesini kullanabilmektedir. Allah ise bir özel isim olarak sadece islâm inancındaki tek ve eşi benzeri olmayan yaratıcıyı ifade etmek üzere kullanılması bakımından ilâh kelimesinden farklıdır.) Esmâu'l-Husnâ olarak bilinen 99 ismin çoğunlukla fail ve mübalağa-ı fail kalıbında olması göz önünde bulundurulduğunda Arapça ulûhiyyet sözünün mübalağa-ı faili olması da muhtemel görünmektedir.
sürekli sözlük içi başlıklara yazamazsın uyarısı aldığım için sana sığındım allah'ım. bu başlığa yazarak sözlük içi başlıklarıma dönebileceğim. meh meh meh
bir tanrının varlığı bende ağır basıyor. ama dinler öyle değil işte dinler hakkında tatmin olmadığım çok yer var.
diyelim tanrı var ama din yok. tanrı sırf yaratmayı dilediği için mi bizi yarattı. bu kadar mı yani?
deist,ateist ve teist bakış açısı üçü de tam anlamıyla tatmin etmiyor. ölümden sonra belki de farklı şeyler olacak, bilemiyorum.
doğumdan önce bilinç yoktu değil mi ? ee ölüm olunca da bilinç gidiyor. ee bilinç gidince nasıl oluyomuş doğumdan öncesi gibi. demek ki ölümden sonrası da doğumdan öncesi gibi...
Koyduğu kuralların abartıldığı kadar ağır olmadığını düşündüğüm, kadiri mutlak yaratıcı.
- biz tembeliz, korku olmadan bir şey yapamıyoruz, iblise yenik düşüyoruz maalesef.